'' İstanbul ‘Akıllı Şehir’ Değil ''
TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kuulu’nun Harbiye Askeri Müzesi Kültür Sütesi’nde düzenlediği Kent Sempozyumu’nun son gününde konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Caner Güney, İstanbul’un akıllı şehir olmaktan uzak olduğunu vurguladı.
Beylikdüzü’nden Beşiktaş’a 2 saatte 2-3 araçla gelinen bir kentte, kent içinde kent ortaya çıktığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Caner Güney, “İstanbul’un akıllı kent olması için strateji oluşturulması gerekiyor. Teknolojiyi tek başına kente uygulamak o kenti akıllı yapmıyor. Büyükşehirle birlikte 40 belediye çalışıyor. Ancak İstanbul’un sorunları kangren durumda” dedi.
‘Akıllı Kentler ve Kent Bilgi Sistemi’ başlıklı bir sunum yapan Güney, “Dünyanın en önemli problemi sürdürülebilirlik. Aşırı nüfus artışı, doğal kaynakların sınırlı olması, iklim değişikliği akıllı kent kavramını zorunlu kıldı” diye konuştu.
Akıllı şehir ne değildir?
Güney, “Akıllı şehir ne değildir? Akıllı şehri sadece kent ve teknoloji uyumu olarak görmek yanlış. Etkin ve yenilikçi teknolojilerin şehre uygulanması demek değil bu. Hizmetlerin geliştirilmesi de bir başına akıllı şehir değildir. Akıllı şehir kentin kalkınması değildir. Şehirlerin kendi aralarındaki rekabeti değildir. Marka şehir yaratmak, şehri pazarlamak değildir. Nedir akıllı şehir? Akıllı şehir; basit anlamıyla kentlinin, kentte bütün yaşayanlarla eşit olanaklardan yararlanması için teknolojinin sürdürülebilirliğinin dikkate alınarak verimlilik çerçevesinde uygulanmasıdır” ifadelerini kullandı.
Bilim ve planlama gerek
“İstanbul’da Büyüşehir Belediyesi ile birlikte 40 tane belediye var. Ama kentin sorunları kangren durumda. Böyle bir şehir akıllı olabilir mi? Birtakım teknolojilerin uygulanması İstanbul’u akıllı yapar mı?” diye soran Güney, “İstanbul’da e-belediye var, Coğrafi Bilgi Sistemi var. Ama bunlar sadece araç. Akıllı kentler için akıllı insanlar, akıllı belediyeler, akıllı yönetimler gerekiyor” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Caner Güney, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akılllı şehir olmak daha kompleks düşünmeyi gerektirir. İstanbul’un nüfusu 5 milyon daha artınca olası etkileri ne olacak, kaynaklar ne olacak, trafik ne olacak, binalar ne olacak, imar ne olacak... Bütün bunları verilerle ortaya koymak gerekiyor. İstanbul akıllı şehir olur mu olmaz mı? Şu anda olması zor. Ülkemizde akıllı şehir denince akla yazılım ve teknoloji firmalarına mikro ölçekte uygulamalar yaptırılması geliyor. Telefonda whatsapp kullanmak telefonu akıllı yapabilir. Ama kent için bu olmaz. Teknoloji sürdürülebilir ve katılımcı ilkelerle mi şehre uygulanıyor? Bu anlayış yok. Bilime, planlamaya, dönüşüme, uzun gelecek öngörüye sahip olmayan toplumlar, akıllı şehirde yaşayamaz. Akıllı şehir olmak için strateji kurmak gerekiyor.” Sempozyum Kent Forumu ile sona erdi.
Kaynak: Birgün