Kule Yapıları 10: ​Çamlıca TV ​Radyo Kulesi

Melike Altınışık, Mimar

2011 yılında mimari çalışmalarımı Londra’da sürdürürken İstanbul’da Çamlıca tepesinde günümüz koşullarına göre her açıdan ilkel kalan televizyon ve radyo verici kulelerinin tek bir merkezden işlev kazanmasına yönelik yeni bir tasarımına dair bir yarışma açıldığını duymuştum. Yarışma için tasarladığım Çamlıca TV ve Radyo Kulesi Projesi ödüle layık görüldü. Yapımına 2013 yılı sonlarına doğru karar verildi. Projenin uluslararası standartlarda yapılması için Türk ve yabancı çok önemli mühendislerden oluşan ekipler ile birlikte uzun bir projelendirme süreci yaşandı. Yarışma aşamasında ön görülen yapım sistemlerinin bazı prensip kabulleri ilerleyen projelendirme safhalarında gerçekleşen rüzgâr testleri ve zemin verileri doğrultusunda değişime uğradı. 

Konum: Üsküdar, İstanbul
İşveren: UDHB Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü
Mimari: Melike Altınışık Architects
Statik Mühendisi: Balkar Mühendislik 
Yapısal Kontrol “Peer Review”: Thorton Tomasetti
Telekomünikasyon ve Yayıncılık Mühendisi: ABE Teknoloji 
Elektrik-Elektronik Mühendisi: HB Teknik 
Mekanik Mühendisi: Çilingiroğlu Mühendislik 
Rüzgar Mühendisi: RWDI 
Cephe Mühendisi: Newtecnic 
Peyzaj Mimarı: DS Mimarlık
Yangın Güvenlik Danışmanı: Etik Mühendislik, Prof.Dr. Abdurrahman Kılıç

Gerek strüktürel açıdan gerekse de ziyaretçi ve kullanıcı konforlarını artırmaya yönelik birçok sayıda yapılan rüzgâr tüneli testi gerçekleştirildi. Rüzgâr tünel testlerinin sonucunda elde edilen veriler projenin strüktürel tasarımının yapılmasından, cephe kaplamarının yapısal tasarımına ve peyzaj bitkilendirilmesine kadar çeşitli alanlarda kullanıldı. 2016 yılında projenin temeli atıldı ve yapım sürecine başlanıldı. 

Gerek mimari tasarımı gerekse de yapım metodolojisi açısından ileri mühendislik teknikleri gerektiren bu özgün projede tüm malzeme seçimlerinde yapım süreçleri ile uyum sağlayacak özellikleri içermelerine özen gösterildi. 2019 başında kamu kullanımına açılmış olması hedefleniyor.

Söz konusu ‘kule’ olunca hem teknik gereksinimleri hem tasarım dokunuşlarını aynı anda düşünmek gerekti, ortaya farklı bir söylemi olan, geleceğe açılan, füturistik bir yapı çıktı. Yapının yeni bir deneyim sunan, çağı yakalamış tasarım karakterlerini içinde barındıran özgün mekanlar içermesi üzerine bir tasarım geliştirildi. Tasarım hikayesi Küçük Çamlıca Korusu’nda var olan park yürüyüş yolunun, doğal zeminden ince bir çizgiyle ayrılıp giriş kütlesine bağlanarak üst örtüde Adalar-Kadıköy manzarasına bakan seyir yoluna dönüşmesiyle başlıyor.  Bu sayede tepenin doğal dokusunun sürekliliğinin sağlandığı, topoğrafya ile bütünleşik bir üst örtü altında yer alan podyumun kütlesinin içinde barındırdığı fonksiyonların ve ilgili kamusal alanların tasarımı mimari açıdan tanımlayıcı önemli bir rol oynuyor. Tasarım sürecinin temelinde; bulunduğu yerle kurduğu güçlü ilişki yatıyor. Çamlıca TV ve Radyo Kulesi, aslında doğasının bir yansıması. Bulunduğu topografya, yapının formuna yansıtıldı.

Kulenin herhangi bir kent dokusundan bağımsız bir ruhu, gözün pek alışık olmadığı futuristik bir yapısı var. Önü -Arkası olmayan, kendi içinde bir simetri aksi bulunan bir duruşa sahip. 

Kule tasarımının girdilerinin başında ise hâkim rüzgâr yönü, manzara odakları ve iletişim sistemlerinin ana taşıyıcı ile kurduğu güçlü bağ yer alıyor. Kulenin herhangi bir kent dokusundan bağımsız bir ruhu, gözün pek alışık olmadığı futuristik bir yapısı var. Önü-arkası olmayan, kendi içinde bir simetri aksi bulunan bir duruşa sahip.  Asya’ya bakan yüzü farklı, Avrupa’ya dönük olan kısmı başka.

Doğal güzelliklerin içinden dinamik ve organik bir form olarak yükselen, fütüristik bir karaktere sahip bir yapı bu.  Amaç, bulunduğu yerle sağlam ilişkiler kurarak, ışığı, doğayı ve mekânsal boşlukları kullanarak sürpriz karşılaşmalar yaratması. Böylece insanların bakış açısını değiştirmesi, farklı bakmasını ve düşünmesini sağlamak. Binanın bir kullanım alanına dönüşmesi, birey ile diyalog kurması, keşif içermesi son derece mühim. Ancak bu şekilde gelişimin yolunu açabilir, gerçek bir ilerleme sağlayabiliriz. Bu düşünceleri mimari fikirlere entegre etme biçimim de aynı oldu: Doğayı dinlemek, doğadan öğrenmek, doğanın matematiğini uygulamak… Yapıya yaklaşmanızla beraber doğa ve manzara odaklı bir serüven başlıyor. Yapının bize sunduğu beş farklı manzara serüveni var aslında. Giriş katında bile deniz seviyesinden 220 metre yüksektesin. İstanbul, Çamlıca Korularına yayılmış anten kulelerinin tek yapıda birleşerek, çağdaş iletişim sistemlerinin 369 metre yüksekliğinde hayat bulacağı Çamlıca TV ve Radyo Kulesinin giriş kütlesi, halka açık fuaye, kafe, sergi ve medyatek alanlarını içinde barındıracak. Kulenin iki yanında yükselen “Panorama Asansörler”, monolotik gövdeyi hem besleyen hem de ikiye ayıran mimari elemanlardır. Ziyaretçiler, panorama asansörleri ile 180 metre boyunca hem bir yanda tarihi yarımada diğer yanda Karadeniz kıyılarına uzanan dikey bir seyahat tecrübe edecek hem de İstanbul’u deniz seviyesinden yaklaşık 400 metre yükseklikte seyir ve restoran katlarından izleme imkânı bulacak.

İçinde bulunduğu korunun sunduğu doğal peyzajda yer alan kamusal alanlarla birlikte kule içine entegre edilen halka açık fonksiyonlar sayesinde önemli sosyo-kültürel aktivitelerin gerçekleşmesine olanak sağlayacak, İstanbul’un gökyüzüne taşındığı, değişik kotlarda birbirinden farklı İstanbul seyir tecrübeleri sunan bir yaşam üstüne dönüşecek.



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)