Meslek Etiğine Daha Çok Sahip Çıkmalıyız
SCHÜCO Sponsorluğunda hazırlanmıştır.
VEN MİMARLIK
GÜL GÜVEN
Mimarların meslek etiğine daha çok sahip çıkması, kararlı durması mimarlığın ülkemizde yükselişinde önemli rol oynayacaktır. Meslek odalarının odağı ise, üyeleri olmalı ve iletişime geçme, ilişki kurma ve her birine destek verme yöntemlerini geliştirmelidirler.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? VEN Mimarlık’ı nasıl kurdunuz, ne tür projeler üretiyorsunuz?
İTÜ Mimarlık Fakültesinden mezunum. ODTÜ’deki restorasyon yüksek lisansımın sonuna doğru 7 Aralık 1991 yılında gelen bir teklif sonucu ani verilmiş bir kararla küçük bir ofis kiralayıp Ankara Dikmen’de bulunan ilk konut projemi gerçekleştirdim. Geçen uzun yıllar içinde kurucusu olduğum Ven Mimarlık’ta deneyimlerim çoğaldı. Geniş bir yelpazede ulusal ve uluslararası birçok projeyi gerçekleştirme imkânımız oldu.
Bu sektörde mimar olmak tartışmasız çok zor, peki kadın olarak ne gibi zorluklarla karşılaştınız, çalışma hayatınızda böyle bir ayrışım yaşadınız mı?
Kadınların kariyer olanaklarında eşit fırsatlar yakalamaları mesleğe göre değişiklik gösterebilmekte düşüncesindeyim. Kendi adıma bir mimar olarak mesleğimde olumsuz anlamda ayrımcılık yaşadığımı düşünmüyorum.
Öte yandan mimarlık firmalarını değerlendirdiğimizde, kadın mimar olarak tek başına mimari ofisi olan çok az kadın mimar var. Halen kadının ülkemizde iş gücüne katılımı da sınırlı. Geleneksel rollerden sıyrılan kadın ise, kendisine dayatılanı değil, kendi seçtiği hayatı yaşadığında değişim yaratabildiği düşüncesindeyim.
Keypark, Ankara
VEN Mimarlık Ankara ve İstanbul ofisleri bulunan ve büyük işler gerçekleştiren bir yapı. Siz bu iki merkez arasında diyaloğunuzu nasıl dengede tutuyorsunuz, işler nasıl ilerliyor ve ekip çalışmasının önemini nerede görüyorsunuz?
Her iki ofisimizde de donanımlı, değerli ekip arkadaşlarım var, dolayısı ile sistem sorunsuz bir şekilde yürümekte. Ben ise, her iki büroda da çalışmalarımı sürdürüyorum. Sıklıkla yurt içi ve yurt dışı iş seyahatlerim olmakta, bu seyahat ritmine alıştım.
Mimarlık üzerindeki ideolojik baskı ile son yıllarda ülkemizde mimari nitelik sorunu yaşayan bir çok yapının üretimi söz konusu oldu.
Günümüzde internet üzerinden bağlanıp birlikte çalışmak çok kolay, BIM tabanlı program kullanıyoruz, ekiplerin farklı yerlerde proje oluşturmasına olanak tanıyor, birden çok kullanıcının Bulut’ta projelerini birlikte çalışması mümkün oluyor. Böylelikle ekip farklı konumlarda olsa da projeyi çalışmak ve yönetmek sorun olmuyor. Her zaman olmasa da bazı projeleri Bulut üzerinden eş zamanlı İstanbul ve Ankara ekipleri ile birlikte yürütüyoruz.
Yaşam 360, Karma Kullanım, İzmir
İşleriniz arasında konut mimarisi, ofis tasarımı, restorasyon, şehir planlama, iç mekân tasarımı gibi çok çeşitli projeler bulunuyor. Bunlardan dikkatimizi çeken biri de ‘Adalet Sarayları’… Adalet saraylarını tasarlamak ve bu konuda iş üretmek oldukça zorlu ve karmaşık bir süreç olsa gerek, siz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
2004-2008 döneminde Kayseri, Elazığ, İskenderun adliye yapılarını projelendirdik. Kayseri ve Mersin adliye yapıları davetli yarışma idi. Kayseri yarışmasında 1. lik ödülünü aldık, Mersinde ise 2. olup binayı yapma fırsatını kaçırdık. Sonrasında Ankara’da yapılması planlanan Adliye ek binası için düzenlenen yarışmada jüri üyesi olarak bulundum. Mimar Umut İnan’ın öneri projesi birinciliği aldı, ancak proje uygulamaya geçemedi. Sonrasında ilgili idare ile çalışılmayan uzunca bir süre, on yıl geçti. Bizim mimarlık anlayışımızla idarenin mimari istekleri birbiri ile örtüşmedi. 2018 yılı itibari ile yeni bir başlangıç yaptık. Gerze ve Bozdoğan adliye binalarının projelerini birlikte çalışıyoruz. Adalet sarayları konusunda her ne kadar deneyimimiz artmış olsa da arazi, iklim, kültürel ve tarihi değerler, ihtiyaç programı, binaya yaklaşım her daim farklı, dolayısı ile her proje bizim için yeni bir serüven oluyor.
Yaşam 360, Karma Kullanım, İzmir
Uluslararası platformda mimari bakış açılarını ve gelişmeleri nasıl görüyorsunuz, ülkemizdeki mimarilerle bu gelişmeleri değerlendirecek olsanız, aradaki farklılıklar nelerdir?
Bilişim teknolojilerinin mimariye etkisi önem taşıyor. Robotik ve yapay zeka, mimarlık ve tasarım alanlarını dönüştüren bir sonraki teknoloji olarak hayatımıza girmekte. Geçtiğimiz yıllarda, daha hesaplamalı olarak tanımlanan bina sistemlerine ve BIM tabanlı yazılımlara yönelik açılım, robotiklerin büyük ölçekli bina üretimi için alan hazırlıyor. Mimari sadece bu yeni teknolojilerden büyük ölçüde etkilenmemiş, aynı zamanda diğer işbirliği yaptığı disiplinleri beklenmedik şekillerde de etkilemeye başlamıştır.
Bilişim teknolojilerinin mimariye etkisi önem taşıyor. Robotik ve yapay zeka, mimarlık ve tasarım alanlarını dönüştüren bir sonraki teknoloji olarak hayatımıza girmekte.
Ülkemizdeki mimari gelişmeler deyince sıcak gündemde olan bir konu geldi aklıma, Maraş’ın bir ilçesinde tasarımı belediye başkanı, inşaatı ise belediye işçileri tarafından yapılmış minareli köprü… Burada mimarlık bilincinin yetersizliği ve çevremizde benzeri uygulamaların artması, değer görmesi endişe verici. Yakın geçmişte inşa edilen Ankara kent kapıları da benzer bir örnek. Mimarlık üzerindeki ideolojik baskı ile son yıllarda ülkemizde mimari nitelik sorunu yaşayan birçok yapının üretimi söz konusu oldu.
Deha Merkez Ofis Projesi, Ankara, İncek
Citta slow, akıllı şehir, yeşil bina, ekolojik yaşam gibi kavramların yoğun olarak kullanıldığı bir dönemdeyiz. Hemen hemen birçok projede bu kavramlara değiniliyor ve bu yaklaşımla yapıldığı iddia ediliyor. Ekolojik ve sürdürülebilir mimarinin gerçekliği ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu kavramlar aslında kentlerin doğa ve insan için maksimum verimlilik sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması düşüncesini yansıtmaktadır. Citta Slow felsefesinde ayrıca yaşamın, yaşamaktan zevk alınacak bir hızda yaşanması savunulmaktadır. Adliye projesini çalıştığımız Gerze ilçesi de yakın geçmişte Citta Slow ünvanını aldı. Sürdürülebilirlik kavramı, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama becerisini tehlikeye atmadan günümüzün ihtiyaçlarını karşılama süreci olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir kentler, süreklilik içinde değişimi sağlamak amacıyla, sosyo-ekonomik çıkarların çevre ve enerji ile ilgili kaygılarla uyumlu hale getirildiği kenttir denebilir. Bu anlamda tüketilen fosil enerji kaynaklarını da dikkate aldığımızda güneş, su, toprak, rüzgar gibi doğal enerji kaynakları ile çözüm üretmek kaçınılmazdır.
Mimarların meslek etiğine daha çok sahip çıkması, kararlı durması mimarlığın ülkemizde yükselişinde önemli rol oynayacaktır.
Başarıyı nasıl ölçütlendiriyorsunuz? Sizin için başarılı bir iş- proje yapmış olmak ne demektir?
Başarının tanımı kişilerin yaşamdan beklentileri doğrultusunda değişiklik gösterebilir. Başarı beklenti sonuç ilişkisi, benim için öncelikle kendim sonuçtan mutluysam başarılı proje ve/veya yapıdır. Başkalarının yapılan işi başarılı bulması kendi değerlendirmemin önünde olmaz.
Sınırsız bir bütçe ve her anlamda özgür karar verebileceğiniz bir proje olduğu varsayımında bulunursak. Hayalinizde olan ve sizi ifade edebilen bir proje yapsaydınız, bu projenin işlevi ne olurdu, nerede olurdu, hangi malzemeler ağırlıkta olurdu bizimle paylaşabilir misiniz?
Kent parkı olurdu. Çocukların, gençlerin, yaşlıların, turistlerin, farklı sosyal katmanlara ait olan insanların birlikte rahatlıkla kullanabildikleri bir yer, tam bir kentsel karşılaşma mekânı, insanı tamamen kendi deneyimiyle baş başa bırakma kapasitesine sahip mekânlardan oluşan bir park alanını tasarlamak isterdim.
Son olarak eklemek istediğiniz veya değinmek istediğiniz bir konu var mıdır?
Mimarların meslek etiğine daha çok sahip çıkması, kararlı durması mimarlığın ülkemizde yükselişinde önemli rol oynayacaktır. Meslek odalarının odağı ise, üyeleri olmalı ve iletişime geçme, ilişki kurma ve her birine destek verme yöntemlerini geliştirmelidirler. Dijital platformların daha iyi kullanımının desteklenmesi, yaygınlaştırılmasına yönelik katkıları sayesinde üyelerin ve ofislerin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş, dolayısıyla daha değerli bir hizmet sunulması önemli. Meslek odası liderlik görevini, bilgisini ve iyi örnekleri paylaşarak, gerek üyelerini gerekse kamuyu etkileyen, ilham veren bir rol üstlenmeli.