Roca Grubu Olarak Sürdürülebilir Büyümeye Odaklandık
Salvador Bey öncelikle sizi daha yakından tanımak isteriz. Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
1999 yılında şu anda BarcelonaTech olarak bilinen İspanya’nın Katalonya’daki en büyük mühendislik üniversitesi Katalonya Politeknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Barselona Esade’da operasyon ve finans üzerine; Singapur Ulusal Üniversitesi’nde ise operasyon, IT ve finans üzerine iki farklı MBA programını tamamlayarak kariyer hayatıma adım attım.
İş hayatına 2001 yılında Pirelli Asya Pasifik Bölge Müdürü olarak başladım. 2003 yılında Roca Sanitario’ya geçerek Türkiye’de Operasyon Müdürü olarak görev aldım. 2007 yılında yine Roca Sanitario bünyesinde Yeniden Yapılandırma Müdürü olarak görevime devam ettim. 2009-2011 yıllarında Türkiye’de Fagor Industrial’de Orta Asya, Kuzey Afrika ve Balkanlardan sorumlu Genel Müdürlük görevini üstlendim. 2014-2016 yıllarında Malezya’da Teka Group’da Genel Müdür oldum. 2016 Nisan ayından bu yana Türkiye’de Roca Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapmaktayım.
Roca bir dünya markası ve siz de bu markanın Türkiye genel müdürü olarak görev yapıyorsunuz. Roca’nın dünya markası olma yolundaki serüvenini kısaca bize aktarabilir misiniz?
Roca dünyanın en ikonik banyo markalarından biridir. Bugün itibariyle 5 kıtada, 22 ülkede bulunan 83 fabrikasında vitrifiye konusunda sektörün lider üreticileri arasında.
100 yıllık köklü geçmişimizden aldığımız güçle portfolyomuzu sürekli geliştiriyoruz. En önemlisi de değişen ihtiyaçlara inovatif ürünlerle yanıt veriyoruz. Orta-üst segmentte de en çok tercih edilen markalardan biri konumunda bulunuyoruz. Dünyadaki rakiplerimiz arasında Roca Sanitario parça üretim adedi açısından ilk sırada yer alıyor. Avrupa, Latin Amerika, Hindistan ve Rusya’da da lider konumda bulunuyoruz.
Roca’nın Türkiye pazarına girişi nasıl oldu? Türkiye’deki yatırımlarınız, Türkiye pazarından beklentileriniz ve gelecek yatırımlarınız nelerdir?
Sürekli büyüyen ve elde ettiği kârı tekrar yatırıma döndüren bir grubuz. Roca, Türkiye’ye ilk olarak 50 yıl önce ithalatçı olarak giriş yaptı. Bugün pazarda büyümeyi hedefleyen bir yatırımcı konumunda bulunuyor. 2016 yılında Eskişehir’de faaliyet gösteren NSK Armatür fabrikasını satın alarak yatırımcı olarak Türkiye pazarına yeniden giriş yaptık. NSK markasıyla devam eden üretim ve satışlarımıza orta ve üst segmente yönelik Roca markamızı da ekleyerek iç pazarda büyüme hedefiyle faaliyetlerimizi hızlandırdık.
Türkiye, büyüklüğü ve EMEA bölgesine bir köprü vazifesi gören konumu itibariyle dinamik ve oldukça cazip bir pazar. Ayrıca dünyada da bu sektörde önemli konumda olan bir ülke. Türkiye’ye inanıyor ve bu pazarda konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz. Eskişehir’deki fabrika yatırımımız da bu inancımızın en büyük göstergesi.
Eskişehir’deki fabrikamızda yılda 1,5 milyon adet armatür ve 2,5 milyon kalem de ara parça üretebilme kapasitemiz var. Türkiye’de ürettiğimiz ürünlerin yüzde 80’ini Almanya, İspanya ve ABD başta olmak üzere 60 ülkeye ihraç ediyoruz. Yüzde 20’sini ise iç pazara sunuyoruz. Türkiye pazarına olan inancımız çok güçlü. Bu yüzden öncelikli hedefimiz, Türkiye pazarında konumumuzu güçlendirmek. Son 4 yıl NSK markasıyla devam ettik. İkinci marka olarak Roca ile orta ve yüksek segmentte iç piyasaya girmeye hazırlanıyoruz.
Roca ürünlerimiz için yeni bayiler açmaya başladık. Şu ana dek 17 bayimiz var. Yıl sonuna dek 30 bayilik açmayı hedefliyoruz. Pazarda önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam edeceğiz. Büyümemizle doğru orantılı olarak yatırımlarımız da devam edecek.
Sürdürülebilirlik kavramına gelecek olursak, dünyada ve ülkemizde özellikle son yıllarda daha fazla gündemde olan sürdürülebilirlik kavramı Roca’da nasıl karşılık buluyor?
Banyo ürünleri endüstrisinde son yıllarda global anlamda yeni teknolojiler rekabeti arttırıyor. Roca Grubu olarak sürdürülebilir büyümeye odaklandık. Sürdürülebilirlik, bizim için tüm operasyon ve süreçlerde devamlılık kriterlerini uygulamak anlamına geliyor. Başarı kriterlerimiz de şirket politikamız da sürdürülebilirlik üzerine inşa edildi.
Sürdürülebilirlik, yıllık hedeflerimiz içinde bir madde değil, tüm grup için bir çerçeve oluşturuyor. Faaliyetlerimiz, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegeni korumak ve herkes için refah sağlamak gibi küresel hedeflerle Birleşmiş Milletler tarafından 2015-2030 için tanımlanan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu. Bu kapsamda sürdürülebilirlik etkimizi 3 başlıkta değerlendirebiliriz. Ekonomik, soysal ve çevresel etkiler. Bu etkileri denetleyebilmek için; üretim süreçleri, ürün, kontrol, temiz enerji gibi konuları kapsamlı hedefler ile takip ediyoruz. Kurucusu olduğumuz we are water vakfı ile gerçek anlamda fayda sağlayarak destekliyoruz. Grubumuzda tüm süreçleri denetleyen ve sürdüren bir Sürdürülebilirlik Direktörlüğü bulunuyor.
Sürdürülebilirlik çalışmalarınız kapsamında çevresel ayak izinizi azaltacak bazı adımlar attığınızı biliyoruz, bu kapsamda hedefleriniz neler? Şu ana kadar ulaştığınız yer hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını göz ardı etmeden bugünkü ekonomik gelişmenin sağlanması. Grup tarafından 2019 yılında endüstriyel faaliyetlerin çevresel etkilerini en aza indirmeye yönelik kurumsal politika doğrultusunda önlemler alınmıştı. Faaliyette % 2,7 artışa rağmen ana göstergeler ilk sene itibari ile iyileşme gösterdi.
En önemlisi raporlama sistemlerini birleştirmede de ilerleme sağlandı. Çeşitli ülkelerdeki tesislerimizde yenilenebilir enerji kaynakları kullanmaya başladık. Örneğin, Hindistan’daki 3 tesiste fotovoltaik paneller kullanıyoruz. Önümüzdeki gelecekte sıfır atık yönünde çalışmalarımız devam edecek.
Su canlı yaşamı için hayati bir kaynak ama sınırsız bir kaynak değil. Tükenme tehlikesiyle karşı kaşıya olan su kaynaklarının korunması ve suyun tasarruflu kullanımı geleceğimiz için çok önemli. Bu alanda faaliyet göstermenin sorumluluğu kurumsal yapınıza nasıl yansıyor?
DEĞİŞEN İHTİYAÇLARA YANIT VERMEK İÇİN GELİŞTİRDİĞİMİZ FOTOSELLİ ARMATÜRLER, İNWASH MODELİ KLOZET GİBİ HİJYENE ODAKLANAN ÜRÜNLERİMİZ SON DÖNEMDE BÜYÜK TALEP GÖRÜYOR.
Su tasarrufu sağlayan ürünlerimizin yanı Roca Grup ve We are Water Vakfı ile beraber bir program başlattık. “Let’s make a deal” isimli program ile 14 üretim tesisinde, bilinçli su kullanımının önemi hakkında farkındalık yarattık. En iyi uygulamaları benimseyerek önemli tasarrufların mümkün olduğunu gösterdik. Yapılan çalışmalar sonunda 25,6 milyon litreden fazla su tasarrufu sağlandı Bu 11 olimpik yüzme havuzu ile karşılaştırılabilir, ekonomik değeri ise 40.000 avroya eşdeğer.
Su tasarrufu sağlayan ve çevreye duyarlı ürünleriniz ile ilgili örnekler verebilir misiniz?
Değişen ihtiyaçlara yanıt vermek için geliştirdiğimiz fotoselli armatürler, inwash modeli klozet gibi hijyene odaklanan ürünlerimiz son dönemde büyük talep görüyor. Bunun yanında lavabosunda yer alan filtre sayesinde klozet sifonuna su akıtan ve son damlasına suyu kadar kullanılan sürdürülebilir yenilikçi ürünümüz W + W, susuz pisuar ya da suyu daha az kullanan Gap Clean Rim klozetler su tasarrufu sağlayan ürünlerimizden bazıları.
Yapı malzemeleri sektörü son yıllarda yeşil sertifikalara sistemlerine yatırım yapıyor. Bu sertifika sistemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birçok kuruluş, binaları, çevresel etki ve etkin enerji kullanımı gibi kriterlere göre değerlendirerek sertifikalandırıyor. Bu noktada bazı kriterleri yerine getirmeniz gerekiyor. İç ortam kalitesi, enerji kullanımı, su kullanımında verimlilik gibi. Çevreye, ekolojik sisteme, sürdürülebilirlik adına yapılan her gelişmeyi çok değerli buluyorum. Çıkarılması, üretilmesi, taşınması, bakımı ve uzaklaştırılması süresince enerji tüketimi ve bina ömrü boyunca çevresel etkileri düşük olan çevre dostu ürünler hem doğa hem de sektör için atılması gereken adımlar. Biz de Roca Grup olarak LEED sertifikasına uygun ürünler üretiyor, çevreye duyarlı ürünlere ürün gamımızda yer veriyoruz.