St. Pauli Sığınağı Yeşil Bir Destinasyon Olarak Yeniden Açılıyor
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
1940'lı yıllardan kalma Hamburg'un St Pauli semtindeki hava saldırısı sığınağı, savaş zamanı inşa edilen yapının üstünü kaplayan geniş bahçelerle “yeşil bir dağ” olarak yeniden tasarlandı. Hochbunker olarak bilinen ve 'yüksek sığınak' olarak tercüme edilen yer, çatı katında bir kent parkının yanı sıra restoranlar, etkinlik alanları ve bir oteli de içeren önemli bir restorasyon ve yenileme sürecinden geçti. Sığınak, toplumu bu ikonik yapı ve karmaşık tarihiyle yeniden buluşturmak amacıyla 5 Temmuz 2025 tarihinde halka açılıyor.
İlk olarak Adolf Hitler'in emriyle II. Dünya Savaşı sırasında inşa edilen bu uçaksavar kulesi, hava saldırılarına karşı bir savunma olarak yapılmış. 1942'de tamamlanan beton yapısı, kadınlar ve çocuklu anneler için geniş girişlerle 18.000 kişiyi barındırabilecek şekilde tasarlandı.75 x 75 metre genişliğinde ve 35 metre yüksekliğinde olan bu yapı, Almanya'nın savaş geçmişinin 80 yılı aşkın bir süredir canlı bir sembolü olarak varlığını sürdürüyor. Bu anıtsal yapı, Almanya'nın tarihindeki karanlık dönemi hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda barış ve insanlık adına verilen mücadelenin önemini de simgeler. Bu yapının varlığı, geçmişin acılarını unutmamak ve gelecekte benzer trajedilerin yaşanmasını önlemek adına toplumun hafızasında önemli bir yer tutuyor.
Yapının sağlamlığı nedeniyle yıkım planları hızla iptal edildi, çünkü bu süreç muhtemelen çevredeki konutlara zarar verecekti.O zamandan bu yana çeşitli amaçlarla kullanılan sığınak, son restorasyon çabaları, Hilldegarden eV adlı yerel bir sakinler derneği tarafından başlatıldı. Bu grup, sığınağın belgelenmesini ve dönüşüm sürecine halkın katılımını sağladı.
Projenin en önemli özelliklerinden biri, Hamburg'un panoramik manzarasını sunan ve dolambaçlı bir “dağ yolu” içeren çatı bahçesi. Yeşillikler boyunca yerleştirilen toplam 80 sensör, yeşil çatıların ve cephelerin mikro iklim üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlıyor. Bu sürdürülebilir sulama sistemi ve 4.700 bitkiden oluşan peyzaj tasarımı, sel baskınlarını hafifletmeyi ve biyolojik çeşitliliği artırmayı hedefleyerek sığınağı iklim dirençli kentsel alanlar için bir model haline getiriyor. Binaya ayrıca Nazi kurbanları için bir anıt eklenmiş ve yerel kültür, sanat sergileri ve etkinlikler için alanlar oluşturulmuş.
Görsel olarak çarpıcı varlığı nedeniyle proje, New York'un High Line gibi önemli yapılarla karşılaştırılıyor. Ancak tarihsel önemin korunması önceliklendirilmiş. Benzer projeler dünya genelinde de ilgi görmeye başlamış, örneğin Belçika’nın Brüksel kentinde Avrupa Parlamentosu binasını barındıran yapının EUROPARC tarafından yeniden tasarlanması buna örnek.