Sürdürülebilirlik İçin Botanik Bir Sığınak
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Winnipeg Assiniboine Park'ta yer alan The Leaf, KPMB Architects tarafından Architecture59, Blackwell Structural Engineers ve HTFC Planning & Design iş birliğiyle 21. yüzyıl için tasarlanan yeni bir botanik sığınağı. Bu iddialı proje, Kanada'nın kültürel çeşitliliğini kutlarken, toplumların doğayı ve sürdürülebilirliği nasıl algıladığı, etkileşime girdiği ve anladığı konusunda bir rol oynayarak botanik dünyasının daha fazla takdir edilmesini ve anlaşılmasını teşvik etmeyi amaçlıyor. Proje özellikle esnek, hafif etilen tetrafloroetilenden (ETFE) yapılmış muhteşem yarı saydam çatısıyla dikkat çekiyor.
Leaf restoran ve kahve barı gibi olanakların yanı sıra 400'den fazla benzersiz bitki türüne sahip dört biyomu barındırıyor. Ziyaretçiler Hartley ve Heather Richardson Tropical Biome'dan başlıyor ve burada ziyaretçileri egzotik türleri keşfetmeye teşvik eden kıvrımlı bir patika bulunuyor. Bunu takiben Akdeniz Biyomu, Yunanistan, İtalya, Güney Afrika ve Şili'den yerli bitkilerin renklerini, dokularını ve kokularını bir araya getiriyor. Bu arada, Babs Asper Display House, mevsimsel ve küresel temaları keşfeden ve yılda dört ila beş kez değişen dinamik çiçek gösterileriyle bahçecilik sanatını sergiliyor. Son olarak, Shirley Richardson Butterfly Garden, bir şelale özelliğinin etrafını saran ve Tropical Biome'a bakan bir gölgelik içerir. Yüksekliği 60 metreyi aşan etkileyici şelale, Kanadalı sanatçı ve peyzaj mimarı Dan Euser tarafından tasarlanmış.
Biyomlar, çiçek açmış bir çiçeği anımsatan bir çatı oluşturan kablo ağı yapısı tarafından barındırılır. Konservatuvar çatı tasarımının organik formu, Fibonacci dizisinden, özellikle nautilus kabuklarından ve ayçiçeklerinden esinlenen geometrisiyle doğal dünyanın sadeliğine ve karmaşıklığına gönderme yapıyor.
Çatı etilen tetrafloroetilenden (ETFE) yapılmış olup, esnek, düşük ağırlıklı ve içerdiği bitki türlerinin sürdürülebilmesi için gerekli olan yüksek şeffaflık derecesine sahip bir malzeme. EFTE ayrıca çoğu geleneksel sera yapı malzemesine kıyasla nispeten daha iyi bir termal performansa sahip olup, Winnipeg'in Kuzey Amerika'daki en önemli yıllık sıcaklık aralıklarından birini yaşadığı göz önüne alındığında bu durum özellikle uygun olur.
KPMB Ortağı Mitchell Hall, "The Leaf için doğa ve sürdürülebilirliği merkeze alan aşkın bir deneyim yaratmak istedik. Ekstrem iklimlere sahip bir şehirde yıl boyunca keyifle kullanılabilecek yenilikçi ve sıra dışı bir şey yapmak istedik. Yapı, bir taç yaprağı gibi açılan çatısıyla doğadan ilham alıyor ve içindeki çeşitli biyomlar her fırsatta merakı, öğrenmeyi ve keyif almayı teşvik ediyor. Mimari, bu iklim biyomlarını barındırmak ve sergilemek için sadece bir yer olmanın ötesine geçiyor. Binanın kendisi de doğanın güzelliğine bir övgü olarak tasarlanmıştır, böylece ziyaretçiler daha ilk bakışta dünyaya ve çevreye duyulan saygıyı hissedebilirler." dedi.
Leaf ayrıca doğal havalandırma ve yer altı su akışıyla mümkün kılınan açık döngü jeotermal sistem gibi sürdürülebilir özellikler içermekte ve farklı biyomlar içindeki sıcaklıkları etkili bir şekilde ayarlar. Ayrıca, optimum nem seviyelerini korurken hem bitkiler hem de ziyaretçiler için soğutma sağlamak üzere sis fanları kullanılır.
Leaf altı benzersiz temaya bölünmüş 30 dönümlük halka açık bahçeler ve yeşil alanla çevrili: Indigenous Peoples Garden, Kitchen Garden, Sensory Garden, Performance Garden, Season Garden ve The Grove (Koru). Biyomların yüksek şeffaflığı sayesinde, bu yeni dış bahçeler ile iç mekan arasında hem görsel hem de fiziksel güçlü bir bağlantı hissi yaratıyor.