Sürdürülebilirlik Raporunda İnsan Kategorisi
İNSAN KATEGORİSİ
İnsan kategorisi, şehrin sosyal performansını ölçmekte yani şehir ile halkı arasındaki etkileşime bakmaktadır. Sürdürülebilir Şehirler İndeksinde bunu inceleyebilmek için her biri şehir içindeki hayat kalitesini etkileyen dokuz ayrı gösterge kullanılmıştır. Bu göstergeler; Ulaşım altyapısı, bağımlılık , okuryazarlık, eğitim düzeyi, iş-yaşam dengesi, sağlık, yeşil alanlar ve mülkiyet fiyatlarıdır.
Raporda ilk 10’da Avrupa şehirlerinin ağırlığı izlenmektedir. 10 ülkenin 7’si Avrupa kıtasında yer almaktadır.
Rotterdam, çoğu göstergede göreceli olarak iyi performans göstermesinin bir getirisi olarak, İnsan kategorisinde ilk sırada yer almaktadır. Şehrin olumsuz noktalarından bir tanesi yüksek eğitim konusu olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü şehirde diğer şehirlere kıyasla çok az üst düzey üniversite bulunmaktadır. Ancak bu durum şehir içi mülk fiyatlarının düşük oluşu ve iş–hayat dengesi ile telafi edilmiştir. İlk on içindeki diğer ülkelere kıyasla Rotterdam’da mülk fiyatları %60 oranında daha düşük ve göreceli olarak düşük çalışma saatleri daha elverişli bir iş–hayat dengesini desteklemektedir.
İnsan kategorisinde yalnızca iki Asya şehri, Hong Kong ve Seul ilk on içinde kendine yer bulabilmektedir. Erişilebilir yeşil alanlar, üstün nitelikli eğitim ve uzun ortalama yaşam süresi bu sonuçta pozitif etki yapmıştır. Ancak, indekse dahil diğer Asya şehirlerinde olduğu gibi yüksek çalışma saatleri şehirleri daha yüksek puanlar edinmekten alıkoymaktadır.
En yüksek puanı alan ABD şehri Boston, kendine 13’üncü sırada yer bulmuştur. Şehir özellikle iki eğitim göstergesinde yüksek puan sahibi olmuştur, bunun sebebi ise şehirdeki birinci sınıf uluslararası eğitim kurumlarıdır. Buna karşın Boston, ulaşım altyapısı - özellikle toplu taşıma altyapısı- ile göreceli olarak düşük puan almıştır. Aynı şekilde, Los Angeles’ta çok yüksek olan işe gidiş geliş saatleri –50 şehir arasında en yüksek şehrin düşük ulaşım gösterge sonucuna neden olmuştur. New York’ta ulaşım daha yüksek sonuçlar elde ederken hızla yükselen konut fiyatlarından dolayı şehir listenin altlarına düşmüştür. Bütün şehirler arasında en yüksek konut fiyatlarına sahip olan New York’un 33. sırada yer almasının bu durum ile doğrudan ilgili olduğu söylenebilir.
Bu sıranın daha aşağısında konut fiyatları göreceli olarak şehir puanlarına destek olmuştur. Ancak bu durum çoğu zaman kötü ulaşım altyapısı, eğitim arzı ve sağlık durumu yanında yeterli değildir. Nairobi, Rio de Janeiro ve Wuhan bunlardan birkaçı olarak örneklenebilir. Bu şehirlerin sürdürülebilirliği sosyal açılardan yükseltmek için geniş çaplı alanlara yatırım yapmaları gerekmektedir.
ROTTERDAM
HOLLANDA
Rotterdam sürdürülebilirliğe büyük önem vermekte ve bu yaklaşımı sayesinde ARCADIS Sürdürülebilir Şehirler İndeksi’nde yüksek bir başarı elde etti. ‘Rotterdam Sürdürülebilirlik Programı’ ile Rotterdam Belediyesi sürdürülebilirliği güçlü bir ekonomiye destek olan temiz, yeşil ve sağlıklı bir şehir tutkusunu gerçekleştirmek üzere yola koyuldu.
Belediyenin bu yeşil tutkuyu gerçekleştirmek adına 31 milyon avro harcamayı göze aldığı programda, karbon salımını yarıya düşürerek iklim değişiminin sonuçlarına hazırlanmak, hava kalitesini artırıp gürültüyü azaltmak ana başlıklar olarak ortaya çıkıyor. Programa Rotterdam İklim Girişimi (RCI) destek oluyor. RCI Rotterdam şehrini, Rotterdam limanını, Rihnmond’daki DCMR Çevre Korumu Kurumu’nu ve Deltalinqs’i kapsayan bir kamu–özel ortaklığı. Bu ortaklar hep birlikte Rotterdam’ın dünyanın en sürdürülebilir liman şehri olması için uğraşıyor. Bunu elde etmek için ise hedefleri 2025’e kadar karbon salımını 1990’a kıyasla %50’ye kadar azaltmak ve %100 iklim geçirmez olmak.
KUALA LUMPUR
MALEZYA
Kuala Lumpur, Sürdürülebilir Şehirler İndeksi sıralamalarının tamamından ortalama bir başarı elde eden ancak yüksek hedefleri olan bir şehir. Kuala Lumpur çevresindeki geniş Klang vadisini geliştiren, Malezya’nın günümüz Ekonomik Değişim Programı (ETP), milli vizyonu oluşturmada ve ülke çapında ekonomik büyümeyi ilerletme konusunda ana etmenlerden biri olarak ortaya çıkmakta.
Hükümet, Kuala Lumpur’u 2020’ye kadar hem vatandaşlar hem de turistleri cezbedecek dünya standartlarında bir şehir haline getirmeyi hedef edinmiş. Kuala Lumpur’u yaşayıp çalışmak için daha temiz, daha verimli ve canlı bir yer haline getirmek adına birkaç önemli girişim günümüzde de devam etmekte. MRT sisteminin genişlemesi tıkanıklıkları açıp şehir merkezindeki işlerine giden insanlara verimli ve çevresel olarak sürdürülebilir bir toplu taşıma yolu sunmakta. Aynı şekilde, Kuala Lumpur ve Singapur arasındaki yüksek hızlı tren bağlantısı iki şehir arasındaki iş bağlantılarını güçlendirecek daha hızlı ve daha güvenilir bir ulaşım imkânı sağlayacak.
Kuala Lumpur’u dünya insanlarına daha da cazip kılmak için başkent içindeki yeşil alanları ve sürdürülebilirliği artıracak bir program da mevcut. Kuala Lumpur’u yaya dostu külabilecek, güvenli ve erişilebilir kaldırımlar yapımı için çalışmalar başlamışken, 2020’ye kadar şehir içine 100.000 ağaç dikimi için de hedef belirlendi. Kuala Lumpur çevresi ve Klang vadisi bölgesini canlı, dünya standartlarında bir merkeze çevirmek hükümetin, özel sektörün ve vatandaşların desteğini alacak kapsamlı bir sistem gerektiriyor. ETP 2010’da başladığından beri 40’tan fazla hükümet kurumu ve özel sektör firması projeye dahil oldu ve bu süre içerisinde kayda değer bir gelişim elde edildi. 2020’ye kadar Kuala Lumpur çeşitli etnik karışımı ve kültürel mirasını muhafaza ederken ekonomik büyüme ve yaşanabilirlik açısından dünyanın en büyük şehirleri arasında hakkıyla yer alacağa benziyor.