Suudi Arabistan'daki Sürdürülebilir AlUla Çöl Tesisi
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
AW2 tarafından tasarlanmış tesis, Suudi Arabistan'ın ilk UNESCO Dünya Mirası Alanı olan Hegra'dan sadece 15 kilometre uzaklıktadır. Alula için "Stratejik Master Planlama Yönergeleri" ve Suudi Vizyonu 2030'u izleyen bu tesis tasarımı, Suudi Arabistan'ın geleceğe yönelik hedeflerinin yanı sıra tesisin kaya oluşumları ve tarihi alanlarla çevrili çöl ortamını dikkate alıyor. Tesis ayrıca, doğal güzelliklerini ve tarihini koruyarak Krallık'ta modern bir turistik cazibe merkezi olarak hizmet veriyor.
AlUla çöl tesisi, boyutları bir ile üç yatak odası arasında değişen toplam 47 adet sürdürülebilir çadırlı süitten oluşuyor. İki gurme restoran da özel bir spa ile birlikte ortak alanlarda hizmet veriyor. Yüzme havuzu yağmurdan sonra yerel kayalıkların eteğinde görünen vadilere benzeyecek şekilde tasarlanmış, doğal bir kaya yarığına gömülüdür.
AW2, bu tesisi tasarlarken mümkün olduğunca az karbon ayak izi bırakmaya çalıştı. Bu araziyi Ashar Vadisi'nin doğal manzarasıyla harmanlayarak başarıldı. Her süit, çevredeki kaya oluşumlarını taklit eden sağlam bir duvar yapısına sahip bir platform üzerine inşa edilmiş. Kum rengi branda bina sakinlerini güneşten korurken ayrıca duvarlar ve çatı arasında doğal havalandırma sağlıyor. Ayrıca spa'nın cephesi sıkıştırılmış kumdan yapılmış. Yatay çizgiler, renkli kum çizgilerinde farklılıklar gösterir. Ayrıca kum çizgileri, bölgedeki kaya oluşumlarıyla uyumludur.
Tasarımcılar, sürdürülebilirliğin yanı sıra tesisin büyüklüğünün konukları bunaltmamasını istiyor. Bu nedenle mahremiyet ve barınma, mekanın akışını oluşturmak için yol gösterici ilkeler haline geldi. Bu da özel alanlarda güzel manzaralar yarattı.
Ayrıca iç tasarım, Nebati göçebe temalarından ve modern uluslararası lüks estetiğinden ilham almış. Tasarımcılar, iç tasarımın Bedevi yaşam tarzının modern bir yorumu olduğunu söylüyor. Alanlar, geleneksel Nebati ve Arap kabile motiflerinden ilham alan motiflerle dekore edilmiş.
Konuklar ayrıca, iç mekanı dış mekan hissi ile tasarlayabilir. Tüm alanı üstte bir kanvas çadırla kaplayarak, terası içeriden dışarıya doğru genişleterek doğayla bağlantılı hissedebilirler. Özel olarak tasarlanmış mobilyalar, göçebe kültürü ve Nebati kabile modellerini yansıtmakta ve Ashar'ın tarihini kutlamaktadır. Patikalar ve yürüyüş yolları, buradaki geleneksel kültürü yücelten kumlu yollar gibi görünecek şekilde tasarlanmış. Projenin ayak izini en aza indirmek için yerel işçilik, kaynaklar ve mineraller kullanıldı.
Bitki örtüsü için yerel bitkiler kullanıldı ve çöl iklimlerine özgü endemik türlere odaklanıldı. Mimarlar su tüketimini azaltmak için yağmur suyunu mikro havzalara sahip küçük bahçelere yönlendirdi. Bahçe ayrıca, alanın ani su baskınlarına eğilimli olduğu yoğun yağışlı aylarda alanı sel baskınlarından korur. Bunların hepsi kulağa garip gelebilir ancak tesis tüm bu sürdürülebilir, doğal özellikleri lüks, üst düzey konaklama olanaklarıyla harmanlıyor.
Sonuç çöl ortamıyla sorunsuz bir şekilde uyum sağlayan olan lüks bir tesistir. Tenteler, çadır kaplamaları ve kum motiflerinin tümü, üst düzey armatürler, rahat mobilyalar ve nefes kesici güzel bir modern bir ortamla birleştirilmiş.