Türkiye Yenilenebilir Enerji Sektörü Adalet Arıyor.
Türkiye’deki çevreci enerji alanında özellikle de Rüzgar Enerjisi alanında bilinçsizce yapılan iptal başvuruları, başta Rüzgar Enerjisi Sektörü olmak üzere tüm Yenilenebilir Enerji Sektörünü isyan ettirdi.
Sektör yetkilileri ve uzmanların “olur olmadık” açılan iptal davalarının, Türkiye’nin Paris İklim Zirvesi’nde konulan hedefin gerisinde kalmasının yanı sıra Rüzgar Enerjisi Sektörüne de milyonlarca dolarlık zarar verdiğini ifade ediyorlar.
Sektör yetkilileri ve akademik çevreler, çevreci ve temiz enerjinin vazgeçilmezliğinin başta dünyanın önde gelen çevre örgütleri tarafından da sürekli vurgulandığına dikkat çekerek, Türkiye’deki yatırımların bu alanda gecikmesinin, başta İstanbul ve İzmir olmak üzere hava kirliliğinin artışına da neden olduğunu vurguluyorlar.
Yetkililer, Tüketici Mahkemeleri, Fikri Sınai Mahkemeler, İcra Mahkemeleri gibi Yenilenebilir Enerji Sektöründe de Çevre Mahkemeleri kurulmasını öneriyorlar. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki Çevre Mahkemeleri örneklerine dikkat çeken Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Türkiye Yenilenebilir Enerji Sektörü başta Rüzgar Enerjisi alanı olmak üzere Türkiye için yeni bir sektör. Ama yeni olması öneminden bir şey kaybettirmiyor. Çünkü Rüzgar Enerjisi olmak üzere tüm yenilenebilir enerji sektörünün Türkiye’de hayati önemi var. Biri iklim değişikliğine ilişkin diğeri de Türkiye’nin enerji açığına ilişkin. Ne var ki böylesine hayati bir sektör, üzülerek söylemeliyim ki manipüle bazı grup ve kişiler tarafından milyonlarca dolarlık zararlara uğratılıyor. Hiçbir mesnet ve dayanağı olmadan adeta birer tiyatroyu andıran bu durum da adaleti geciktiriyor ve ülkemiz milyonlarca dolarlık zararlara uğruyor. Başta İsveç, Danimarka, Avustralya, Çin ve Yeni Zelanda olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde Çevre Mahkemeleri adı altında mahkemeler, tıpkı bizim ülkemizdeki Tüketici Mahkemeleri, Fikri ve Sınai Mahkemeler, İcra Aile Mahkemeleri gibi İhtisas Mahkemeleri olarak çalışıyor. Türkiye’de de bu uygulama kesinlikle yerleşmelidir.”