Yatırımcılarımızın Duyarlılığı Sektörün Gelişimi İçin Çok Değerli

Ö.Selçuk ÖZDİL
ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı

Belge alan projelerin çoğu büyük ölçekli ticari veya karma kullanımlı binalardan oluşuyor ve toplam yapı stoğu içindeki payları oldukça düşük. Ancak bu tür projelerin öncülüğü ve sektöre verdiği ivme de çok önemli. Bundan sonra hedefimiz tüm yapı stoğumuzu en kısa zamanda rasyonel bir şekilde çevre dostu dönüşüme yönlendirebilmek.

ÇEDBİK’in kuruluş amacı nedir? Üstlendiği görevle birlikte bugüne kadarki çalışmalarından bahsedebilir misiniz? Gelecek dönem için hedef ve faaliyet planlamalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

ÇEDBİK, Türkiye’de çevre dostu, yüksek verimli, sağlıklı binaların tanınması, yaygınlaşması ve yapılı çevrenin dönüştürülerek doğaya verdiği yükü yani ayak izini küçültebilmesi için farkındalık yaratılması, eğitimler verilmesi ve bu tür binaların yapılabilmesi için tasarım kılavuzları hazırlanması amacıyla 2007 yılında kurulmuştur. On yılı geçen süre içerisinde bu hedeflere erişebilmek için pek çok eğitim çalışması yapılmış, seminerler ve uluslararası kongreler düzenlenmiştir. Yüzü aşkın akademisyen ve üye kuruluşumuzun katkılarıyla yeni konut yapıları için geliştirilen ÇEDBİK Konut® tasarım kılavuzu yayınlanarak uygulamaya girmiştir. ÇEDBİK Konut Kılavuzu ve yapılan tüm çalışmalar yapı sektörü ve ilgili kamu kuruluşlarıyla paylaşılarak ve iş birliği yapılarak yürütülmektedir. 

ÇEDBİK ulusal standartların yetersiz kaldığı alanlarda uluslararası program ve standartların kullanılmasının gerekli olduğu görüşündedir. Dileğimiz yeni dönemde bu tür aksaklıkların ve standartlardaki eksikliklerin ivedilikle giderilmesidir.

2012 yılından bu yana World Green  Building Council - Dünya Yeşil Binalar Konseyi kurucu üyesi olan ÇEDBİK, kuruluşundan beri Dünya’daki yeşil bina konseyleriyle iş birliği içinde ortak çalışmalar yürütmekte, güncel teknolojideki gelişmeleri yakından izlemektedir. Eğitim çalışmalarında bugünün profesyonelleri yanı sıra yakın zamanda sektöre katılacak gençlerimize ve yeşil okullar projelerimizle de yarınların sahibi çocuklarımıza ulaşmayı hedefliyoruz. ÇEDBİK Konut® ve yaygın olarak kullanılan uluslararası yeşil bina programlarını tanıttığımız eğitim çalışmalarımızı üyelerimizin verdiği destekle ücretsiz olarak yapıyoruz. BM COP 2015 toplantıları içinde düzenlenen Dünya Bina Günü’nde verdiğimiz sözlere uygun olarak sektöre eğitimli profesyoneller kazandırmak için teknik eğitimler de vermekteyiz. Güncel çalışmalarımızı, sektör haberlerini ve 2020 yılına kadar yapmayı hedeflediğimiz çalışmaların yol haritasını www.cedbik.org  web sitemizde bulabilirsiniz. 

Yönetmeliklere yönelik hazırladığınız yeni çalışmalarınız veya düzenleme önerileriniz bulunuyor mu? Bunlardan bahsedebilir misiniz?

Özellikle TS 825 standardının şimdiki haliyle yetersizliklerini ve aksamalarını elimizden geldiğince anlatmaya çalışıyoruz. Aslında bu konuda yapılmış çalışmaların hazır olduğunu ve bir türlü uygulamaya sokulamadığını da hepimiz biliyoruz. Güncel teknolojilerle uyumsuz olan bu uygulamanın ülke ekonomisine ve yapı malzemeleri endüstrisinin gelişimine de zarar verdiğini anlatmaya çalışıyoruz. ÇEDBİK ulusal standartların yetersiz kaldığı alanlarda uluslararası program ve standartların kullanılmasının gerekli olduğu görüşündedir. Dileğimiz yeni dönemde bu tür aksaklıkların ve standartlardaki eksikliklerin ivedilikle giderilmesi.

Ö.Selçuk ÖZDİL, Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği, 
Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye’deki yeşil bina projelerinin artmasına katkıda bulunan bir kurum/dernek olarak siz bu süreçlerle birlikte gelinen noktada, sayı paydasında değerlendirecek olursanız nitelik/ nicelikleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye son üç yıldır USGBC (Amerikan Yeşil Bina Konseyi) LEED sertifikası alan 150’den fazla bina ve 4 milyon metrekare yapı alanı ile ilk on içinde 8. sıraya yerleşmiş bulunuyor. Ayrıca BREEAM ve EDGE gibi diğer uluslararası programlardan belge alan projelerimiz de var. Yatırımcılarımızın çevre konusundaki duyarlılıkları sektörün gelişimi için çok değerli. Belge alan projelerin çoğu büyük ölçekli ticari veya karma kullanımlı binalardan oluşuyor ve toplam yapı stoğu içindeki payları oldukça düşük. Ancak bu tür projelerin öncülüğü ve sektöre verdiği ivme de çok önemli. Bundan sonra hedefimiz tüm yapı stoğumuzu en kısa zamanda rasyonel bir şekilde çevre dostu dönüşüme yönlendirebilmek.

ÇEDBİK Konut Sertifikası hakkında bilgi verebilir misiniz, burada süreç nasıl işliyor?

Çevre dostu yapıların tüm yapı sektörüne yaygınlaşabilmesi için yerel ve ulusal bir programın gerekliliği yadsınamaz bir gereklilik. Bu bilinçle ÇEDBİK Konut® programı başlangıcından bu yana akademiyle, yapı sektörüyle ve kamuyla paylaşılarak, iş birliği yapılarak geliştirilmiştir. Pilot çalışmaları 2016 yılında tamamlanan ve Bakanlıklarımızın yaptığı hazırlıklarla da uyumlu olan programımız artık uygulama evresinde. 

ÇEDBİK Konut® Kılavuzunu edinmek isteyenler web sitemizden tüm programı indirebilirler.   Belgeleme için başvurmak isteyen yatırımcılar Dernek ile iletişime geçerek gerekli başvuru formlarını ve kılavuzları alabilirler. Başvuru ön değerlendirmesiyle imzalanan bir anlaşma sonrası ilerleyen proje çalışmalarına koşul olarak yatırımcı tarafından hazırlanan, derlenen bilgi ve dokümanlar ÇEDBİK tarafından oluşturulan bağımsız profesyonel havuzundan onaylı değerlendiricilere gönderilerek incelenir. Yerel koşullarda üretilen standart bina tanımlarına uygun olarak tekil bina, standart çok katlı bina ve rezidans şeklinde üç grupta tüm konut yapılarını kapsayacak şekilde geliştirilen ÇEDBİK Konut® programı yapıları değerlendirmeler sonucunda toplanacak geçerli puanlara göre Mükemmel, Çok İyi, İyi ve Sertifikalı olarak derecelendirir. Tasarım aşamasında başlayan ve yapılan binanın işletmeye alınmasını da kapsayan bu değerlendirmeler sonucunda uygun görülen projeler ÇEDBİK Yönetim Kurulu tarafından onaylanarak belgelendirilir.

Kentsel dönüşümde bugüne kadar yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Geç kalınan bir dönüşüm olarak mı görüyorsunuz, yeniden bir yeşil dönüşüm ihtiyacı doğdu mu?

Kentsel dönüşüm konusunda yapılan uygulamaların ve ortaya çıkan sonuçların çevre ve şehirlik açısından iyi yönde olmadığı konusunda sektörün tüm paydaşlarının aynı düşüncede olması bir taraftan iyi diye düşünülebilirse de diğer yandan uygulamada hiçbir değişiklik eğilimi olmaması da hayret vericidir. Sistemin tek tek binalar üzeriden kurgulanmasından kaynaklanan bu kötücül gidişe hemen bugün çözüm getirilmesi gerekmektedir. Yoksa yapılan binaların ömrü kadar bir süre daha yani gelecek kuşaklara içinden çıkılmaz bir sorunlar yumağı aktaracağımız kesin. Tek tek binaları yeşil yapmayı başarsak bile bugünkü yönetmelik ve kurallarla çevre ve insan dostu, sağlıklı mahalleler, bölgeler ve şehirlere erişmemiz mümkün olamayacaktır.

Biz de sizlerle aynı alanda faaliyet gösteriyoruz ve çalışmalarımız sırasında maruz kaldığımız bir eleştiri; yeşil bina sertifika sistemlerinin bir moda, trend algısıyla ele alınıp, reklam ve pazarlama aracı olarak kullanıldığı yönünde oldu.  Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Evet bu yönde eleştirel söylemlerle biz de karşılaşıyoruz. Bina yapmak genelde ticari bir faaliyet olduğuna göre ve asıl önemli olanın alınacak sonuç olduğunu da kabul edersek doğru yapılmış bir çevre dostu bina uygulamasının ve bu durumu belgeleyen süreçlerin pazarlamaya yönelik olarak da kullanılmasının doğal karşılanması gerekir. Üstelik bina ayak izinin dörtte üçünün kullanım sırasında önemli oranda da kullanıcı davranışlarıyla ilintili ortaya çıktığını da düşünürsek bu tür bilgilendirmelerin bina kullanıcılarını eğiteceğini ve çevre dostu binaların gerçek değerini bulmasına yardım edeceğini de söyleyebiliriz. Dikkat ettiyseniz söyleşinin başından beri kullanılarak anlam erozyonuna uğramış olabilir “yeşil bina” yerine sürekli “çevre dostu ve/veya yüksek verimli, kullanıcı dostu” bina demeye dikkat ettim. Toplumu doğru bilgilendirmek, içi boş sadece “sözde yeşil” olan “yeşile boyamak” (green washing) denilen yanıltıcı söylemleri konu dışında bırakmak için ve özde yeşil olanı öne çıkartmak önemli. Her konuda olduğu gibi asıl olan niyet, doğru yöntem ve düzgün uygulama. Bu bütünsel yaklaşımın belgelenmesi de bir tür doğrulama süreci.

Bina yapmak genelde ticari bir faaliyet olduğuna göre ve asıl önemli olanın alınacak sonuç olduğunu da kabul edersek doğru yapılmış bir çevre dostu bina uygulamasının ve bu durumu belgeleyen süreçlerin pazarlamaya yönelik olarak da kullanılmasının doğal karşılanması gerekir.

Enerji verimli, çevre dostu yeşil binalar mimar, danışman, inşaat mühendisi ve yatırımcı ekseninde farkındalık kazanmış bir durum. Peki son kullanıcı bu bilince ne kadar sahip, bu bilinci arttırmaya yönelik neler yapmayı planlıyorsunuz?

Son kullanıcıların henüz bu anlamda talepkâr olmadıklarını biliyoruz. Hayatta yapılan en büyük yatırımlardan biri olan konut alımı bize özgü bir kültür yaklaşımını içeriyor. Binanın banyo ve mutfak seramikleri, salonun parkeleri, odaların büyüklüğü kullanım açısından önemli olsa da daha hayati öncelikte olan teknik özelliklerle ya hiç ilgilenilmiyor ya da görüp karşılaştırarak veya tehdit algıladıkları zaman soruluyor. En iyi örneği Adapazarı, Gölcük depremi sonrası “Bu bina kaça dayanır?” sorusu. Ortalama kullanıcının kolayca anlayabileceği, yaygın bir belgeleme düzeni veya gösterge de olmadığından, gerçek bilgiler statik proje hesapları içinde bir yerlerde gömülü kaldığından, “Dokuz depreme dayanır!” gibisinden saçmalıklarla iç rahatlatılıyor. İşte yukarıda söylediğimiz gibi çevre dostu binaların doğru bir şekilde hakkıyla belgelenmesi bu sakıncayı ortadan kaldırır. Başa dönersek son kullanıcılara bu belgelerin ne anlama geldiğinin anlatılması, hele de Türkiye gibi enerjinin çok pahalı, suyun kıt, şehirlerin havasının kirli olduğu bir ülkede yüksek verimli sağlıklı yapıların sağlayacağı faydaların rakamsal olarak da açıklanması gerekir. Burada bizlere görev düştüğü kadar bu tür binaları pazarlayan ekiplere de ev ödevi olmalıdır.

Karbon nötr yapıların ve yerleşimlerin büyük ölçekte yayılacağı dünya için mevcut eksiklik ve sorunlar nelerdir?

Yapı alımı gibi yapımı da sektörün gördüğünden, bildiğinden şaşmaması gibi belki korumacı, çoğunlukla da tutucu bir kültürü içerir. Böyle bir kültür yeniyi araştırma geliştirme konusunda da çok istekli olamıyor. Ancak insanlığın karşısında en büyük tehdit olan iklim değişikliğinin şimdi, burada ve etkilerinin sıklaşarak ve şiddetlenerek günlük yaşamımıza girmekte olması, insan kaynaklı karbon salımlarının %40 kısmından sorumlu olan yapı sektörünün bu konuda elinden geleni yapmasını zorunlu kılıyor. Yapılı çevrenin ekolojik aya kizini azaltmak ve sıfırlamak günümüz teknolojisiyle olanaklarımız içinde. Yine temel olan niyet ve doğru hesap yapabilmek. Mimar ve mühendislerimizi bu konuda çok iyi eğitmek zorundayız. Doğru yapı tekniklerini, doğru yapı malzemelerini tanıyıp seçmek ve bunları bütünsel bir tasarımla bir araya getirerek, sadece parasal değil, enerji, su aya kizi hesaplarını ve karşılaştırmalarını da yapının yaşam döngüsü boyunca doğru olarak yapabilen bu konulardaki ulusal ve uluslararası teknolojik gelişmeleri, standartları izleyebilen teknik insanlara gereksinimiz var.

Yeşil bina üretiminde malzemenin ne kadar önemli bir kriter olduğunu, biliyoruz bu kapsamda malzeme üreticilerine tavsiyeleriniz neler olabilir?

Malzeme seçimi, bütünsel tasarım ve bina yaşam döngüsü yaklaşımı temel olmak kaydıyla tasarımcının elinde yapı performansını belirlemekte en önemli araçtır. Önde gelen malzeme üreticilerimizin uluslararası standartlara ve ihracat yönelimine bağlı olarak ürünlerinin çevresel performansları konusunda sağladıkları gelişmeler memnuniyet vericidir. Ancak yapıların gerçek karbon salımlarını bina yaşam döngüsü boyunca hesaplayabilmek için bütün yapı malzemelerinin kullanım performansları yanı sıra hammadde eldesinden, üretilip yapı alanına gelene kadar içerdiği gömülü enerjiyi de hesaplayabilmek gerekir. Bunun için de ürünlerin ve yapılan faaliyetlerin “Çevresel Ürün Beyanları”nın (EPD) hazırlanması gerekir. ÇEDBİK bu konuda yapı malzemelerinin çevresel ayak izini derleyen bir veri tabanının hazırlıklarını yapmaktadır. 2020 yol haritamıza uygun olarak yeşil bina programlarımızın yeni sürümlerinde gömülü enerji hesaplarını da dahil ediyor olacağız. Bu nedenle tüm yapı malzemesi üreticilerimizin EPD belgelerini en kısa zamanda almalarını öneriyoruz.

Eklemek istediğiniz başka bir konu var mıdır? 

İklim değişikliği insanlık için en büyük tehdit. Yapılı çevrenin bu konudaki etkisi göz önüne alınarak Dünya’da bu konuda büyük bir bilinçlenme var. Türkiye inşaat sektörünün büyüklüğü ve yüklenicilerimizin bu alandaki etkinliği göz önüne alınarak büyük hızla önlem almamız gerekiyor. Zamanımız gittikçe daralıyor. Yeşil binalar konusunda Bakanlığın 2014 yılından beri yapmakta olduğu hazırlıkların artık sonuçlandırılması ve bir an önce uygulamaya geçilmesi gerekmektedir.



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)