Yenilikçi Fikirleri Geniş kitlelere Taşıyan Tasarımcı KARIM RASHID
Sponsored by Lg Hausys
Analog dünya sabitti ve süreklilikten başka bir şeyle ilgilenmiyordu, mimarlarsa binaları abide olarak görürlerdi. Dijital ise ince, hafif ve harcanabilir. Geçmiş bütünle ilgiliydi, şimdiyse her birey özgünleşiyor.
Yüzlerce uluslararası ödül almış ve binlerce tasarımıyla değindiği her konuda yaklaşımları değiştirmiş Rashid, sık sık konferanslara katılıyor, konaklama yapılarının iç mekanlarını tasarlıyor, mobilya markaları ve bazı ürün grupları için tasarımlar yapıyor. Peki Karim Rashid’in günlük yaşantımızda tasarımın yeri üzerine felsefesi nedir?
Kariyerimin başlarında alabileceğim en büyük ödülün bir müzenin koleksiyonunda bir eserimin bulunması olacağını düşünürdüm.
Ama anladım ki, birinin evine girdiğim zaman kendi tasarımlarımı görmek çok daha heyecan verici benim için. Tasarımın “yüksek sanatın” bir parçası olması düşüncesi bana her zaman saçma gelmiştir. Bütün kariyerimi bu tuzağa düşmemeye çalışarak geçirdim. Bence tasarımcı fiziksel ve sanal dünyalarımızı insanlaştırır. İnsani deneyimler, fiziksel ve psikolojik etkileşimler, sosyal tavırlar, form, vizyon ve çağdaş kültür, global ve ekonomik konular… Bütün bunları geniş bir kapsamda algılama arzusudur tasarım kriteleri… Tasarım bir problem çözme metodu değil, yaşamımızı kolaylaştırma, estetik, deneyimsel ve duygusal olarak daha iyi bir hale getirmek demek.
Kendinizi tasarım sürecine nasıl hazırlıyorsunuz?
Bazı insanlar rutin yaşamayı severler, insanın doğasında vardır belki ama ben hareketli düşünmeyi seviyorum. Ayrıca işim gereği lüks düşüncesini algılamam gerekiyor, eskiden lüks mermer ve elmasla sınırlı iken şimdi çok değişti. Lüks, şimdi boş vakit bulabilmekle ilgili ve daha azla yetinmekle. Valizsiz en rahat koltukta seyahat etmek gibi. Ben belki bugün bir konferanstayım, yarın sanat gösterisinde olurum ya da bir otelde odasında veya bir müzikalde. Hayatımın bir parçası bütün bunlar ama ben bunları yaparken de düşünüyorum. Mesela Kore’de bir konuşmamın ortasında geçmişle ilgili hoşlanmayıp şimdiki zamanla ilgili sevdiğim şeyin ne olduğu sorusu takıldı aklıma. Yüzbinlerce yıldır insanlık analog iken son 30 yıldır dijital! Bizler öncüleriz. Herşeyi yaptığımızı düşünüyoruz ama bu sadece bir başlangıç. Analog dünya sabitti ve süreklilikten başka bir şeyle ilgilenmiyordu, mimarlarsa binaları abide olarak görürlerdi. Dijital ise ince, hafif ve harcanabilir. Geçmiş bütünle ilgiliydi, şimdiyse her birey özgünleşiyor. Ruhsallaşmamızın sebebi ve birbirimize bu kadar bağlanmamız dünyanın kurtulması için. Biz manevileştikçe dünya maddiyatını koruyor.
Bazıları için bu heyecan verici olsa da, teknolojik dünyamızı beğenmeyenler de var. Onlara ne dersiniz?
Bu çok etkileyici, iyi mi kötü mü bilemeyiz ama kesinlikle farklı. Ben bir idealistim ve bu bizim evrimimizin bir parçası. Sen ve ben çok daha bilgiliyiz ama insanlar zamanında ileriyi göremeyen saf canlılardı. Marshall McLuhan ve sosyologların bilgisayarların bizi insanlıktan uzaklaştırdığı ile ilgili konuştukları günleri hatırlıyorum. Ama bilgisayarlar tam tersini yaptı bence. Her zamankinden çok daha insanız. Şimdiye kadar diğer insanları bu kadar iyi algılayamıyorduk.
İç mekan tasarımı, moda, mobilya, ışıklandırma ve sanat…
“Her an herşeyi yapabilirim. Her şeyi tasarlıyabilirim” demiştiniz bir söyleşinizde. Endüstriyel tasarımdan iç mekan tasarımına geçişte nasıl bir yol izlediniz? Projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Ben endüstriyel tasarımla başladım işe ama iç mekana girdiğim zaman aynı yolu takip etmeye çalıştım. İç mekanda çok güzel bir ortam yaratmak mı yoksa sırf kullanmış olmak için malzeme kullanmak mı? Son elli yılın uyanışçı barok modası benim yaşadığım zamanla alakalı mı? Biz yeni yollarda ilerliyoruz ve bunun herhangi birşeyle ilgisi yok… Analog dünya bize çok fazla şey vermişti ama biz yeni teknolojilerle dünyanın değişip gelişmesini sağlıyoruz.
Yaptığım işlere bakarsak; bir çok paketleme işiyle uğraşıyorum ki bunu yapmayı çok seviyorum. Sonra markalaştırma işleri var, bir sürü grafik işi demek bu. Şu an bir seri duvar kağıdı ve bir seri de halı üzerinde çalışıyorum. Özellikle yüzey materyalleri ile çalışmayı çok seviyorum ve bir dünya markası olan LG Hausys’nin 2014 koleksiyonunu hazırladım ve çalışmalarım devam ediyor. Bana göre ahşap döşeme çok iyi bir döşeme türü değil ve bu marka ile yüzey kaplamalarında farklılık yaratıyoruz. Basit ve temel kavramlar ama yenilikçi ve futuristik bir tasarım. Hazırladığım HI-MACS ® Sparkle 2014 Koleksiyonu’nunun sınırsız seçenekler ve uygulama alanları sunan çarpıcı malzemesi bana ilham verdi ve LG Hausys için bir sandalye tasarladım. Göz kamaştıran HI-MACS koleksiyonumun karakteristik güçlü ve akıcı katı yüzey özellikleri ile çok yönlü dinamik hatları sayesinde farklı renklerden oluşan zarif bir tasarım oldu. Birden fazla eğimli yüzeyin kesiştiği ve HI-MACS levhalarıyla çalıştığım bu şık ve konforlu masa sandalye, tasarım sürecinin ardından kolaylıkla imal edilebildi. Sonuç olarak mimar ve tasarımcıların hayal gücünü destekleyecek bir malzeme diyebilirim…
Ayrıca birçok tasarımımında plastik kullanıyorum çünkü plastik harika özelliklere sahip bir malzeme. Uzun ömürlü, dayanıklı, geri dönüşümlü, yumuşak ve şekillendirilebilir… Yeni teknolojilerle kışkırtıcı ve organik şekiller oluşturabiliyorum. Plastik kullanarak tasarımlarımın daha erişilebilir olmasını da sağlayabiliyorum.
Tasarımlarınızda çoğunlukla plastik kullanıyorum dediniz ve bir çok mecrada ‘Plastik Prens’ olarak anılıyorsunuz. Ekolojik ve geri dönüşümlü malzemeler üzerine konuşurken neden plastik?
Plastiklerin dünyasındayız, 30 yıldır plastik şeyler tasarlıyorum ve plastikleri çok seviyorum. Bence plastik sadece her yerde oluşu ile değil aynı zamanda her şeyi de yapabilen malzemelerden biri oluşu ile önemli. İç organlarımızı ya da vücut parçalarımızı onunla yapabiliriz, vücudumuzu plastikle değiştirebiliriz. Polimerleri kozmetikte, yemekte ve kalan her şeyde de kullanabiliriz. Ama aynı zamanda bu plastiklerin bazıları çok zehirli, kanserojen ve sorumsuzlar. Ancak şu an üreticiler sorumlu plastikler kullanmakta özenliler ve son beş yılda bu çok belirgin bir şekilde arttı. Ben de son zamanlarda biyolojik olarak parçalanan polimerler kullanıyorum, bunlar meyvelerden yapılan şeyler, mısır polimerleri ya da Brezilya’daki chia meyveleri, ve eğer ki bir göz atarsanız polipropilene benziyorlar, ki bu da bir polimer. Brezilya’da çalıştığım bir firmada da polipropilen-polietilen üretiyorlar, ama yağ yerine şeker kamışları kullanıyorlar. Sonuç olarak bu inanılmaz sorumluluk sahibi bir davranış çünkü yağ kullanarak dünyayı kurutmuyoruz ve ikinci artısı da şeker kamışı çok hızlı büyüyen, bol meyveli bir malzeme, ben bunun işlerin değiştiğinin göstergesi olduğuna inanıyorum.
Ayrıca sadece geri dönüşümlü olmakla kalmıyor, ayrıca doğada ayrışabiliyor. Bazi materyaller ebediyen geri dönüşüm sürecinden geçebilir, plastik gibi, sonsuza kadar yineden kullanılabilir. Fakat diğer materyallerde geri dönüşümlülük özelliği moleküler bir yapıda değişmeye başlar, ta ki bu materyaller kullanılamaz hale gelene kadar. Bu nedenle geri dönüşümlülük hakkında bilgiye ihtiyacımız var. İdeal materyaller doğada çözünebilir olmalıdır ki bunlar doğada ayrışarak doğanın bir parçası haline gelsin. Böylece materyali baştan yaratabiliriz. Bunlara örnek olarak seramik ve camı gösterebiliriz. Benim bahsettiğim polimerler doğal moleküllerden oluşmaktadır. Şu an bile, bazı zeki insanlar, kimya mühendisleri, insan yapımı olan bütün plastikleri toplayıp yağa geri dönüştürülebilme oranlarını ölçerek deneyler yapmaktalar. Böylece süreci tersten başlatıp polimerden yağ çıkarabilecekler. Bunun muhteşem olduğunu düşünüyorum ve şu anda bu çok yapılan birşey.
Sürdürülebilir tasarım ile ilgili fikirlerinizi alabilir miyiz? Yapıların çevreci ve insan sağlığına uygun olabilmesi için mevcut sertifika sistemlerinden birine sahip olmaları yeterli midir? Asıl hedefin sertifika almak olmaması için sizce neler yapılabilir?
Endüstriyel tasarım eğitimini almaya başladığım 70’li yıllarda çalışmalarımızda geri dönüşümlü malzemeler kullanmak konusunda çok titizdik. Ayrıca Kanada’da büyüdüm ve Montreal’de, Toronto’da eğitim gördüm. Kanada sosyal sorumluluk üzerine odaklı bir ülke olduğu için büyüdüğüm çevre sayesinde aksini de düşünemezdim. Bu gün dahi tüm çalışmalarımda sürekli olarak hangi malzemelerin kullanımı akıllıca olur, hangileri ekolojik olarak daha verimli olur diye düşünürüm. İşin garip tarafı da, bir çok kişi benim çok dikkatli ya da sorumlu olduğumu düşünmüyor, çünkü işlerim öyle gözükmüyor ve sürdürülebilir bir estetiğe sahip değiller. Nedense bu estetik de sadece doğada olan renklerin kullanımını destekliyor, kahverengiler yeşiller gibi… ki bu bir klişe, hiç doğru değil çünkü doğada her renk vardır. İkinci kısmı da herşeyin rustik olması düşüncesi, çünkü kullanımı en
doğru malzemelerin ahşap gibi malzemeler olduğu düşünülüyor; ki doğru olan malzeme değil, hatta günümüzde ağaçları kesmek yapılabilecek en yanlış davranışlardan. Ahşabın işlemlerden geçerken harcadığı yağlar çok fazla ve şu an neyin ekolojik olduğunu sorgulamamız gerekiyor.
Sertifika sistemleri ise bir standart oluşturma ve belgeleme. Benim bütün tasarımlarımda olduğu gibi iç mekan tasarımlarımda da sorumlu bir şeyler yapma odağıyla hareket ettiğim için bu sistemde de Gümüş ya da Altın standardına ulaşıyor. Yani, örnek olarak, Berlin’de tasarladığım bir otel Gümüş sertifika aldı. Yer kaplamaları ve duvar kağıtlarının seçimi bile sorumlu birşeyler yapma çabalarımın sonucu. Ve bana sorarsanız hepimiz böyle çabalar göstermeliyiz. Bunun bir seçenek değil, bir zorunluluk olması lazım…
Eklektik tasarımcı Karim Rashid tarafından tasarlanan HI-MACS® Sparkle Koleksiyonu’nun tanıtımı yapıldı. LG Hausys’in HI-MACS® serisine 2014 yılında beş yeni canlı renk daha eklendi. Bu yeni renklerin güçlü tonları ve uzak bir galaksi etkisi veren parıltılı efektleri, tasarımcıların hayal ettikleri sıradışı çalışmalarına yeni boyutlar getirecek...
Karim Rashid’in HI-MACS®
Sparkle Koleksiyonu’nun yeni renklerinden Key Lime ve Kandy Pink cüretkarken; Kreemy Grey, Kold Silver ve popüler Kanada Violet daha sessiz tonlar... Bu cüretkar ve sessiz tonlar yan yana kullanıldıklarında mükemmel bir kontrast oluşturuyorlar. HI-MACS® ürünlerinin faklı tonlarının görünmez bir şekilde birleştirilebilmesi de buna katkı sağlıyor. Kolay imalatı sayesinde cesur tasarımlarınızda kullanılabileceğiniz Sparkle Koleksiyonu da HI-MACS®’in başlıca özelliklerini taşıyor; yüksek dayanıklılık, solmazlık ve nem geçirmezlik.
LG Hausys’nin sunduğu 12mm kalınlığındaki ‘Yeni Nesil Akrilik Taş’ markası HI-MACS® Sparkle, çarpıcı renk seçenekleri, farklı efekt ve dokusuyla katı yüzeylerde tercih sebebi olmasını sağlıyor.
8-13 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek olan Milan Design Week’de bu yıl, Superstudio Grup’un organize ettiği Temporary Museum for New Design (Yeni Tasarımların Geçici Müzesi), Fuorisalone’un en seçkin, en önemli etkinliği olacak. Tasarım, araştırma, malzeme kalitesi, teknoloji ve yeniliklerle ilgili kaçırılmaması gereken bir etkinlik. Bu bağlamda, teknolojik alanda bir dünya lideri olan LG Hausys, bu etkinliğin bir parçası olarak gerçeklikle hayal dünyası arasında bir konseptle otantik ve ileri görüşlü bir proje sunuyor.
LG Hausys’nin sunduğu ve Yeni Nesil Akrilik Taş markası HI-MACS ® ile eklektik tasarımcı Karim Rashid işbirliğinden doğan yaşam alanı, birçok renk, enerji ve yaratıcılığın sanatsal ve mimari değerlerini sergiliyor...
HI-MACS®, Mİlano FuorIsalone’unu KarIm RashId’in Renkleriyle
Canlandırıyor...
Sparkle Krib: Yaratıcı Özgürlük Şaşırtıcı bir yaşam alanı tasarımı olan “daire”nin adı Sparkle Krib (Parıltılı Yuva)...
Kıvrak tasarımların ve renklerin görsel etkileri üzerine bir çalışma olan Sparkle Krib’ın konseptinde, idealizm ve pragmatizm gibi ele alınan konular harmonik bir marş şeklinde sunulmuş. Yaratıcılık, mekanın organik ve yaşam dolu çizgilerine uyum içinde yerleştirilmiş; yenilikçi ve fütüristik teknolojilerle tasarlanan mobilyalar sade ve gerektiği kadar kullanılmış. İnanılmaz karakter sahibi olan mekan, yapısını HI-MACS®’in akıllıca kullanımından alıyor. Olağanüstü malzemenin esnek yapısı sayesinde teknik kullanılırlığının altını çizen Sparkle Krib “yaratıcı özgürlük” konseptini yaşatıyor. “Yeni Nesil Akrilik Taş” doğası gereği mimarların ve tasarımcıların yaratıcılıklarını göstermesine yardımcı oluyor ve olağanüstü tasarımlar gerçekleşebiliyor. HI-MACS®’in karakterize yarı saydam ve ısı ile şekillendirilebilen özellikleri, kişisel olarak görebileceğimiz gelecek odaklı davetkar bir alan yaratmak için mükemmel.
Açık iç mekan tasarımı Sparkle Krib, ziyaretçileri bütün sıcaklığıyla karşılayarak görmenin ve dokunmanın tek bir duyu olarak uyum içinde gösterildiği inanılmaz hissel tecrübeler yaşatacak. Hayal ve gerçek, mutfak ve oturma odası, gece ve gündüz arasındaki zihin gücünün altını çizdiği ve herhangi bir engel veya limitten yoksun soyut sınırları kaldıracak.