10 SEÇİLMİŞ ÖRNEK
Evrensel farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 5 Haziran'da dünyanın her yerinde Dünya Çevre Günü adı altında etkinlikler düzenleniyor. Biz de bu geleneğe ayak uyduralım dedik ve bu sayımızdaki seçilmiş örnekleri çevresel sürdürülebilirlik ile ilgili dikkat çekici önlemler almış ülkelerin, en yeşil şehirlerinden bahsedip, birer yeşil proje örneği de ekleyerek bir liste oluşturduk. Böylece her zaman bahsettiğimiz en yeşil ülke ve şehirlere yenilerini de eklemiş olduk.
İZLANDA, REYKJAVİK / HARPA CONSERT HALL
Su kıyısında sürdürülebilir bir konser ve konferans salonu
İzlanda ve başkenti Reykjavik her konuda daha yenilenebilir olmak adına ciddi anlamda çalışan bir şehir. Düşünüldüğünün aksine İzlanda buzlarla kaplı değil, oldukça yeşil bir ülke. Son yıllarda bu anlamda çalışmalarını daha da yoğunlaştırmışlar.
Reykjavik, toplu taşıma için kullandığı hidrojen otobüsleri, jeotermal ve hidro-power kaynaklarıyla 2050 yılından önce fosil yakıttan arınmış hale gelmeyi amaçlıyor. Reykjavik Belediyesi Avrupa’daki en temiz şehir olmayı kafaya koymuş gibi görünüyor.
Bunun için mimari anlamda da yenilebilir olmanın gerekliliğinin de farkındalar. Örneğin Henning Larsen Architdects tarafından projelendirilmiş ve 2011’de inşası tamamlanmış olan konser ve konferans binası, Harpa Hall. Dış cephesinde kullanılan çelik, farklı renklerdeki camlar sayesinde ve su kıyısında olması sebebiyle yansıyan ışıklar göz kamaştırıcı İzlandik bir atmosfer oluşuturuyor.
Şehrin tamamında enerji kaynağı olarak jeotermal ve hidro-power kullanıldığından binanın yenilenebilir özelliklerinden bahsetmeye gerek bile kalmıyor. Yapının tamamında LED aydınlatma kullanılarak hali hazırda yenilenebilir enerji kullanımında da tasarruf sağlanmış.
KANADA, VANCOUVER
YORK HOUSE SENIOR SCHOOL
LEED Gold sertifikalı bir okul.
Dağların etekleri ve deniz kıyıları arasında kalan bir yerleşim olması sebebiyle Vancouver, Kanada’nın doğal merkezi olarak doğa severlerin dikkatini çekiyor. Ayrıca şehir ihtiyaç duyduğu enerjinin büyük bir bölümünü doğal kaynaklardan karşılıyor. Oldukça büyük bir şehir olmasına rağmen rüzgar, güneş, dalga ve gelgit gibi doğal kaynaklardan enerji yaratarak bütün şehrin elektrik ihtiyacını karşılamayı başarıyor.
LEED Gold sertifikalı York House Senior School şehirdeki sayısız yeşil binadan sadece bir tanesi. Okul binası; beton, ahşap, cam ve taş gibi basit malzemeler kullanılarak inşa edilmiş. Yenilenebilir tasarımıyla yağmur suyu kullanımı, enerji optimizasyonu, pasif solar kontrolü ve gün ışığı düzenlemeleri en yüksek verimliliğe getirilmiş.
Bunların yanı sıra binanın dış cephesinde kullanılan kaplama panelleri ve çevresindeki peyzaj düzenlemesi de bu projeyi estetik anlamda da mükemmel bir hale getiriyor. Tasarımın ve sürdürülebilirliğin buluştuğu bu okul binası her gün öğrencilerine bu vizyonu aşılamaya devam ediyor.
SYDNEY, AVUSTURYA
8 CHIFLEY
Sydney’in en yeşil binası
Güneydeki topraklar eski sokak lambalarını kullanmayı reddeden ülkeler içinde zaten ilkiydi ama Sydney halkı geçtiğimiz yıl bu durumu daha ileri bir noktaya taşıdı. Küresel ısınmayla ilgili farkındalık sağlamak amacıyla şehrin tamamına bir saat boyunca elektrik verilmedi. Buna ek olarak Sydney, karbon salınımı ve organik atıklarla ilgili uygulamalarıyla Southern Hemisphere’ın Zümrüt Şehri olarak kabul ediliyor.
Sydney’deki sayısız LEED sertifikalı binadan biri olan 8 Chifley son zamanlarda inşa edilmiş binalar içinde bölgenin en yeşil binası kabul ediliyor. 34 katlı bu ofis binasının 12. Katındaki ofis çalışanlarına temiz hava almak ve dinlenmek için rahat ve sakin aynı zamanda kolay ulaşabilecekleri bir alan sağlıyor.
6 Star Green Star Ofis Tasarımı V2 sertifikalı 8 Chifley çevresel sürdürülebilirlik anlamında tasarım öncüsü ve enerji tasarrufu anlamında da bir çok ödül ve sertifika almış. Binanın tamamı Sydney’nin kültürüne ve iklim koşullarına yönelik olarak tasarlanmış. Sonuç olarak çevre dostu, estetik ve ofis topluluklarının geliştirilmesine yardımcı olan bu modern yapı ortaya çıkmış.
MALMÖ, İSVEÇ SALONGEN 35
Şehrin ödüllü konut projesi
Çok önemli bir ekolojik kent örneği olan İsveç’in en büyük üçüncü şehri Malmö, parklarıyla ve yeşil alanlarıyla meşhur. Yenilikçi tasarımla ve yenilenebilir özellikler eklenerek değiştirilen bir çok mahalle sayesinde şehir eko-şehir ünvanını kazanmış. Sadece yenilenebilir anlamda değil; sosyal, çevresel ve ekonomik anlamda Malmö gün geçtikte ilerliyor.
Şehrin ödüllü konut projesi Salongen 35 ise, bakmaya doyamayacağınız bir proje. Bu proje başlangıçta bir sergi alanına kurulmuş bir sunumdan ibaretti. Daha sonra inşaat şirketleri bunu hayata geçirmek istedi ve 2009’da uygulamasına başlandı.
Salongan 35’te her ev solar panellere, yeşil çatılara, yaşayan duvarlara ve bahçelere sahip. Bütün malzemeler de bütünüyle çevre dostu ve kullanılan ağaç malzemeler FSC sertifikalı. Enerji ve su tasarrufu A kalıtesinde. Ayrıca sitenin içindeki parklar ve sokaklar da ziyaretçilerinin ihtiyaçlarını karşılayan bir şekilde sürdürülebilir olarak tasarlanmış.
FREIBURG,ALMANYA
STADTHAUS M1
Her yönüyle örnek bir konut projesi
Eko-konutlar, arabasız sokaklar ve toplumsal bilince sahip mahallelerle Freiburg ekolojinin parlayan örneklerinden biri. Diğer kuzey ülkeler ve Almanya’nın geri kalanı gibi kışları oldukça soğuk geçirdiklerinden, bu konuda önlemler almaya karar vermişler. Enerji tasarrufunu da en çok ısınma üzerine yoğunlaşarak çözümlemişler. Normal bir binada ısınma için her metrekareye 220 kw/s enerji tüketilirken, Freiburg’daki evlerde bu rakam 15 kw/saate kadar düşürülmüş. Geri dönüşümlü dış cephe kaplamalarıyla da desteklenen bina yalıtımı sayesinde de -15C’leri gören şehirde az enerji ve sıcak konutlar var.
Bu konutlara verilebilecek en güzel örnek ise Stadthaus M1 otel ve konut projesi. Aynen şehrin geri kalanındaki gibi bu projede de enerji standartlarına çok dikkat edilmiş. Yüksek yalıtım özelliği taşıyan dış cephe kaplaması seçimi ile önce enerji israfı önlenmiş, sonrasında solar paneller ve ısı kontrol sistemleri eklenerek enerji kullanımı en aza indirilmiş. Sonuç olarak %30 daha az ısı kaybı ve %70 enerji tasarrufu ile 2,800 m2 alana yayılan bu ekolojik harika ortaya çıkmış.
BARCELONA, İSPANYA / JOAN MARAGALL KÜTÜPHANESİ
Dikkat çeken bir yeşil çatı uygulaması
Günlük ulaşımların %37’sinin yürüyerek yapıldığı bu şehir, durum böyle olunca; giderek daha yaya dostu bir hale gelmiş. Üzerine bir de solar enerji kullanımı ve yenilikçi park stratejileri eklenince Barcelona Avrupa’da gelişen yeni bir vizyonun öncüsü oluyor. Şehir liderleri kent yenileme planları yaparken fakir ve bakımsız bölgeleri de göz önünde bulundurarak yenilenebilir bir bütünlük sağlamayı hedefliyor. Eskiden yeşil bir alan olan araziye inşa edilen Joan Maragall Kütüphanesi şehrin göze çarpan yeşil çatı uygulamalarından biri. BCQ Mimarlık bu kamusal bahçeyi koruyup daha iyi şekilde değerlendirmek adına tasarladığı kütüphaneyi aynı zamanda neşeli bir aydınlatmayla daha ilgi çekici hale getirmiş. İç tasarımında minimal çizgiler tercih edilmiş. Tavan, duvarlar, zemin ve mobilyalar beyaz, kitaplıklar oldukça modern ve keskin hatlı. Bazı duvarlarda ise binanın bir parkın altında olduğunu hatırlatma amacıyla toprak tuğla kullanılmış.
BARCELONA, İSPANYA
JOAN MARAGALL KÜTÜPHANESİ
Dikkat çeken bir yeşil çatı uygulaması
Herkesin bildiği gibi Kopenhag son yıllarda sürdürülebilirlik anlamında atağa geçti ve doğa dostu şehir dendiğinde ilk akla gelenlerden biri olmayı başardı. Doğal enerji kaynaklarının kullanımı bir yana şehirde elini sallasan bisiklete çarpıyor olmak zaten durumu özetliyor. 2000 yılında yaptıkları metro sistemiyle de Avrupa Çevre Yönetimi Ödülünü almışlardı.
Şehrin biraz dışına gökyüzüyle okyanusun buluştuğu Øresund’da inşa edilen toprak tasfiye merkezi sayesinde metro veya mimari inşaatlar sırasında kazıp çıkarılan topraklar yeniden kullanılıyor. Buraya gelen kirli toprak analiz edilip ayrıştırılıyor ve çevresel gerekçelerle kullanılmak üzere paketleniyor.
Bina aynı zamanda çevresindeki doğal yaşama da katkı sağlıyor. Avrupa Yeşil Kara Kurbağası Soil Centre sayesinde kendine yeni bir yaşam alanı keşfetmiş. Yeşil çatısı, kırmızı toprak renklerinde dış cephesiyle ve zikzak tasarımıyla çevresine uyum sağlıyor ve manzarayı güçlendiriyor.
AMERİKA PORTLAND / RANDALL ÇOCUK HASTANESİ
Portland’ın en yeşil projelerinden biri
Güller şehri olarak anılan Portland kent planlaması ve yemyeşil kamusal alanlarıyla yeşil şehirler lisetelerine girmeyi başarıyor. Amerika’nın yenilenebilirlik anlamında en dikkatli şehri ve aynı zamanda ülkenin CO2 yayılımına karşı önlem alan ilk şehri. Tüm tren ve otobüsleri sistemlerinin yeşil olmasının yanı sıra eklenen bisiklet yollarıyla araba kullanımı en aza indirgenmiştir. Ayrıca 372 km2 yeşil alanı ve 120 km koşu, tırmanış, bisiklet ve yürüyüş yolu sayesinde şehir sakinleri doğayla iç içe ve huzurlu bir ortamda yaşamaktadırlar.
Portland’ın en yeşil projelerinden biri ise Randall Çocuk Hastanesi. Tasarımı birçok yenilenebilir dizayn stratejisi barındırıyor ve “Sağlık kurumlarının Yeşil Rehberi” isimli hastane binalarında dikkat edilmesi gereken ekolojik önlemler rehberini izliyor.
İnşasında ve iç dizaynında da kullanılan malzemeler sürdürülebilir. Zeminde ve tavan kaplama panellerinde kullanılan bambu ise doğal ve geri dönüştürülmüş olması özelliğiyle binanın ekolojik tutumuna katkı sağlamaktadır.
İNGİLTERE, LONDRA / BEDZED
Bill Dunster imzalı sıradışı bir proje
Londra’nın belediye başkanı Ken Livingstone’un, geçtiğimiz yıllarda İklim Değişimine karşı hazırladığı planı açıklamasının ardından şehrin amacı giderek daha ekolojik bir hale gelmek oldu. Londra o günden bu yana %25 enerji tasarrufu yapmaya başladı ve CO2 yayılımını 20 yıl için %60 azaltacak önlemler aldı.
Sıfır karbon salımıyla Londra’nın biraz dışarısında yer alan Bill Dunster imzalı konut projesi göze ilk çarpan ekolojik yapılardan biri. Şehrin sürdürülebilir projeleri desteklemek adına değerinin çok altına sattığı ilk araziye inşa edilen BedZED, tamamen toplu taşımaya yönelik olarak tasarlanmış. Sınırlı sayıda park alanına sahip olup, bisiklet ve yürüyüş yollarıyla dolu olması insanları özenle siteye bağlanmış toplu taşıma hatlarına yöneltiyor.
Son olarak da enerji tasarrufu; her ne kadar yeşil çatısı olmasa da, yapının tüm çatı sistemleri solar enerji üzerine tasarlanmış. Bu sayede de 2003 yılında yapılan araştırmada bu konutların genelinde %57 sıcak su tasarrufu, İngiltere’nin genelinden %25 daha az elektrik, %50 ile %67 arası su tasarrufu gözlemlenmiş. Ayrıca site sakinleri bir süre burada yaşadıktan sonra arabalarından vazgeçip toplu taşımaya yönelmişler.
SİNGAPUR / CREATE (SİNGAPUR ULUSLARARASI ARAŞTIRMA VAKFI)
Asya’nın sürdürülebilir merkezi Singapur’dan bir proje...
Asya’nın sürdürülebilir merkezi ise Singapur. Adalardan oluşması nedeniyle, ekonomisini ve kaynaklarını koruma amacı güdüyor olsa da, şehir oldukça yeşil ve doğa dostu. Özellikle su tasarrufu Singapur için 1960’lardan beri çok önemli. Artan nüfus ve sınırlı su kaynakları yetkilileri ve bölge sakinlerini yağmur suyu biriktirmeye, atık su arıtma sistemleri kurmaya ve her türlü alanda su tasarrufu yapmaya itmiş. Şehrin toplu taşıma yöntemleri ve endüstriyel mimariden uzak bölgelere sahip oluşu da Singapur’u durumun farkında olanlar içinde ilk 10’a yükseltiyor.
Olay tabi ki sadece risk altında kalmış olmak değil. Singapur tüm bu farkındalık durumunu geliştirirken teknolojiden de mahrum kalmamış. Singapur Uluslararası Araştırma Vakfı, CREATE isimli devasa bir bilim ve teknoloji kampüsüne sahip. Bu araştırma üniversitesi üç adet orta yükseklikte ve bir adet yüksek kuleden oluşuyor.
Yüksek standartlarda enerji tasarruflu ve sürdürülebilir olarak tasarlanan proje sayesinde, kampüste yapılan kimya, fizik, biyoloji araştırmaları doğaya zarar verilmeden sürdürülüyor.