50 Dünya Şehrinin, İnsan, Gezegen Ve Kazanç Kategorilerinde Değerlendirilmesi
Dünya çapında yaklaşık çeyrek milyon şehir varken sürdürülebilirlik açısından başarıları ve başarısızlıkları, kolaylıkla erişilebilir ölçümler İle anlamak, üstesinden gelinemez bir görev gibi görünmekte.
Günümüzde şehirler; toplam nüfusun %54’ü, ekonomik verimliliğin %70-80’i, enerji tüketiminin %80’i ve sera gazı üretiminin %80’i oranlarıyla oldukça baskın durumda. Raporda dikkat çeken noktalardan bir tanesi; şehir alanı ne kadar sürdürülebilir olursa hayat kalitesi ve refah düzeyinin o kadar artmakta ve kişi başına düşen sera gazı üretimi düşmekte olması. Dünya çapında yaklaşık çeyrek milyon şehir varken sürdürülebilirlik açısından başarıları ve başarısızlıkları, kolaylıkla erişilebilir ölçümler ile anlamak, üstesinden gelinemez bir görev gibi görünmekte.
Sürdürülebilir Şehirler İndeksi günümüzde yalnızca tekil alanları değerlendirmemekte, belli alanlara dikkat çekerek gelecek geliştirmeler için bir yol haritası sunmakta. En önemlisi, bu indeks temel bir gerçeği ortaya koyuyor; şehirlerin tarihlerine, coğrafi şartlarına, gelişim düzeylerine dayalı eşsiz özellikleri var. Sürdürülebilir Şehirler İndeksi bir şehrin karakterini –zayıf ve güçlü yanlarını– belirterek kamu ve özel şirketler için bir karar alma platformu sunmakta.
Sürdürülebilirlik ile ne ifade edilmekte?
Sürdürülebilirlik geniş çaplı uygulamaları kapsayabilir — farklı tanımları olsa da, sürdürülebilir kalkınma Birleşmiş Milletler tarafından: “günümüz ihtiyaçlarına yeten, gelecek nesillerin kendilerine yetebilmelerini tehlikeye atmayan kalkınma” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım, şehirler bağlamında, günümüzde vatandaşları için iyi çalışan, gelecekte ise hem kendisi hem de dünya için sorun yaratmayacak şehirler anlamına gelmekte.
Sürdürülebilir şehirler; insanların şehrin içinde hızlıca ve ekonomik olarak seyahat etmelerini sağlayan taşıma sistemlerine, temiz ve güvenilir su kaynaklarına, verimli çalışan güçlü sosyal yapılara ve kurumlara, sağlıklı ve eğitimli bir iş gücüne, güçlü ekonomik verimlilik sağlayacak bir çevreye sahiptir. Geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak; şehirler atıklarına çözüm bulmalı, atmosferi kirletmekten kaçınmalı ve su kaynaklarını olası tehlikelerden korumalıdır.
Şehirler ayrıca kalkınmayı köstekleyecek ve hayatlara mal olabilecek felaketler gibi ender ve öngörülemeyen olaylara karşı da temkinli olmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma gelecek nesillerin potansiyelini riske atmadan anlık gereksinimlere cevap vermek anlamına gelmektedir. Kavramın geniş tanımı, ölçümünün çeşitli boyutları yansıtması gerektiğini göstermektedir.
Bu araştırma şehir performansının tekil açılarını ölçen farklı girdi belirteçlerinin bir araya getirilmesi yoluyla yaratılmış birleşik bir sürdürülebilirlik indeksi geliştirmektedir. ARCADIS Sürdürülebilir Şehirler İndeksi, bu kıstaslar üzerine Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü gibi saygın kaynaklardan edindiği verileri değerlendirmektedir.
Ana sıralama üç geniş kategoriye bölünmüştür:
İnsan, Gezegen ve Kazanç.
Araştırma 31 ülkeden 50 şehri inceleyip her şehri sürdürülebilirliklerini tahmin etmek için bir gösterge yelpazesi ile sıralamaktadır. Eklenen şehirler gezegenimizin şehirlerine genel bir bakış oluşturmaları açısından seçilmiştir, yalnızca geniş bir coğrafi kapsam içermekle kalmayıp ayrıca ekonomik kalkınma, gelecekteki büyüme beklentileri ve sürdürülebilirlik sorunları tasnifini de içermektedir. Her şehrin performansını ölçmek için detaylı, kanıtlara dayalı bir ölçüt türetilmiştir. Ana sıralama üç geniş kategoriye bölünebilmektedir: İnsan, Gezegen ve Kazanç.
Bunlar sürdürülebilirliğin üç boyutuna karşılık gelmektedir. — sosyal, çevresel ve ekonomik, üçlü kâr hanesi olarak tanımlanabilir. 50 şehir bu üç kategori içinde sıralamaya alınmışlardır. Bu analiz, şehirlerin hangi konularda iyi durumda olduklarını veya geride kalıp performanslarını geliştirmeleri gerektiğini göstermektedir.
FRANKFURT
ALMANYA
2050’ye kadar Frankfurt’un enerjisi %100 olarak yenilenebilir (ve çoğunlukla yerel) kaynaklardan sağlanacak ve sera gazı salımı %95 oranında azalacak.
Frankfurt yaygın olarak büyük bir uluslararası ekonomi, ticaret ve nakliye aktarma merkezi olarak tanınmakta. Frankfurt’un Sürdürülebilir Şehirler İndeksindeki yüksek sıralaması şaşırtıcı olabilir ancak, kendine “Yeşil Şehir Frankfurt” adını veren şehrin sürdürülebilirliğini geliştirebilmek adına aldığı önlemlerin listesi hayli uzun. 25 yıl önce kendi enerji kurumunu kuran Frankfurt, 1990’da kurulan Avrupa Şehirleri İklim Birliği’nin kurucu üyelerinden biri. Karbondioksit salımını her beş yılda bir yüzde 10 düşürmek üzere yola koyulan Frankfurt, 2030’da karbon salımını yüzde 50 azalmayı hedefliyor. Şehir 1990’dan beri karbondioksit salımını kişi başı %15 azaltmayı başarırken ekonomik gücünü %50 ve iş alanlarını ise %80 artırmış.
Frankfurt’un yeni ana planı “%100 İklim Koruma” ise işi daha da ileriye götürmekte. 2050’ye kadar Frankfurt’un enerjisi %100 olarak yenilenebilir (ve çoğunlukla yerel) kaynaklardan sağlanacak ve sera gazı salımı %95 oranında azalacak. Frankfurt bunu enerji verimliliğini artırıp; evler, iş yerleri, taşıma sektörü ve iletişim alanlarından gelen talebi yarı yarıya azaltarak elde etmeyi planlıyor.
Frankfurt 2014 Avrupa Yeşil Başkenti’nin üç finalistinden biriydi. Dahası, şehir 2014 Avrupa Ağaç Şehri olarak seçildi. Şehirdeki her ağaç kayıt altına alınıp takip edilmekle kalmıyor ayrıca bu bilgi internet üzerinden kamuyla paylaşılıyor.
Frankfurtlular ayrıca Almanya’nın en büyük orman şehrinin tadını çıkarabiliyor, 8.000 hektar ile şehrin üçte biri ormandan oluşuyor.
Main nehri kıyısından şehrin çevresini dolaşan yeşil kemer yalnızca yakın bir dinlenme alanı değil aynı zamanda Frankfurt’un kısa mesafelerden oluşan düzenli bir şehir olmasının da sebebi.
Şehrin hoş ve düzenli oluşu neden işe gidip gelen insanlarının %15’inin bisiklet kullandığını da açıklıyor.
LONDRA
İNGİLTERE
Yıllar boyunca Londra, altyapısına az yatırım yapılmasının sıkıntısını çekti ve büyüme bir yana, var olan nüfusun ihtiyaçlarını karşılama konusunda dahi zorlanmakta.
Londra büyük uluslararası bir profile sahip olan, Sürdürülebilir Şehirler İndeksi’nde de belirtildiği gibi yaygın olarak dünyanın en önde gelen şehirlerinden biri kabul edilen bir şehir, ancak kendi başarısının kurbanı olmaya başlamış durumda.
Yıllar boyunca Londra, altyapısına az yatırım yapılmasının sıkıntısını çekti ve büyüme bir yana, var olan nüfusun ihtiyaçlarını karşılama konusunda dahi zorlanmakta.
Sıkışıklık ve eskiyen altyapı, günümüz sorunlarının merkezinde yer alıyor, ancak uygun fiyatlı konut kıtlığı, hava kalitesi, iklim değişikliğinin görünür etkileri ve afetlere karşı direnç de önemli sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Londra’nın belediye başkanı durumun farkında ve 2020’ye kadar Londra’yı ‘Dünyanın En İyi Şehri’ yapma vizyonunu başlatmış durumda.
Hedef Londra’yı yaşanacak, çalışılacak, eğlenilecek, eğitim alınacak, yatırım ve ticaret yapılacak iyi bir şehir haline getirmek. Bu vizyonun en önemli unsurlarından biri şehrin ihtiyaçlarını karşılayacak birinci sınıf bir altyapı tedarik etmek. Başkan konut kıtlığını Londra’nın şu an için karşılaştığı en ağır sorun olarak tanımlıyor. Konut üretimi artsada, artan nüfus ve biriken ihtiyacı karşılamak için gereken yıllık 49.000 yeni konut ihtiyacını karşılama konusunda yetersiz kalacak.
Londra aynı zamanda tüketime (enerji, atık, ulaştırma türü gibi) yönelik tutumunu da değiştirmek zorunda. Bütün bunlar siyasi irade, şehir otoritelerine daha fazla sorumluluk verilmesi ve daha önce elde edilmemiş düzeyde bir fon gerektiriyor.
ŞİKAGO
ABD
‘Sürdürülebilir Şikago 2015’ Şikago’yu ülkenin en sürdürülebilir şehri yapma hedefinde ilerlemeye yönelik bir plan; enerji verimliliğini artırmak, çeşitli ulaşım seçeneklerini teşvik etmek, şehir çapında geri dönüşüm başlatmak gibi hedefleri var.
Şikago Sürdürülebilir Şehirler İndeksi’nde Boston’dan sonra ikinci en yüksek sırada yer almakta. ABD’nin en büyük üçüncü şehri ve milli taşımacılık, endüstri, telekomünikasyon ve finans lideri olduğu kadar aynı zamanda mimari önem de taşıyan binalara, etnik çeşitliliğe ve kültürel zenginliğe sahip.
Batı ve Doğu yakalarının büyük şehirleriyle yarışabilecek düzeydeki tek iç kısım şehri olan Şikago, uluslararası konumunu kültürel kurumlarının kalitesi ve bir dünya finans merkezi oluşuyla elde etti. Şikago en çok LEED sertifikalı binaya sahip ve çeşitli temiz enerji şirketlerine ev sahipliği yapan 40 kilometrelik bir göl kıyısı var. Şehir aynı zamanda bazı yaratıcı çevresel girişimlerin uygulanması konusunda öncü konumda. Sürdürülebilirlik şehir politikasının ana odak noktalarından biri. ‘Sürdürülebilir Şikago 2015’ planı şehri ülkenin en sürdürülebilir şehri yapma hedefinde ilerlemeye yönelik bir plan. Planın enerji verimliliğini arttırmak, çeşitli ulaşım seçeneklerini teşvik etmek, şehir çapında geri dönüşüm başlatmak gibi hedefleri var. Plan Şikago’yu büyüyen sürdürülebilir ekonomi için bir merkez haline getirmek ve sürdürülebilir uygulamaları benimseyen şirket ve bireylere yardım ederek süreci hızlandırmayı amaçlıyor.