Amacımız; Tabana Yayılan Stratejiler Geliştirmek ve Uygulamak
REHAU
Can Külekçioğlu
“Hedefimiz bu inşaat ve proje çılgınlığı içerisinde daha tabana yayılacak stratejiler geliştirmek ve uygulamak diyebilirim. Daha çok son tüketicinin de bildiği bir marka olma yönüne doğru ilerleyen bir yapımız var. Ticaretin sürdürülebilirliği adına adımlar attığımızı söyleyebilirim. Çünkü bugüne kadar REHAU Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayan yön; yerden ısıtma ve projelerdeki satışlar idi, ama an itibariyle bu durumu değiştirmeye başladık. “
Öncelikle biraz sizi tanıyabilir miyiz?
Makine mühendisiyim, 2004’ten beri REHAU’dayım. On yıl boyunca genelde satışla alakalı çeşitli görevlerde bulundum, 2014’ten beri REHAU Yapı Teknolojileri departmanının yöneticiliğini yürütüyorum. 2014 yılından sonra bünyemize yeni ülkeler katıldı dolayısıyla yeni yöntemler ve yenilikler de beraberinde geldi. Yaptığım işi ve birlikte çalıştığım insanları çok seviyorum.
REHAU’nun kurum kültüründe sürdürülebilirliğin konumundan bahseder misiniz? Bu konuda yapılan çalışmalar nelerdir? Üretim aşamasında ve sonrasında, son kullanıcıya kadar olan süreçte nasıl bir prosedür izliyorsunuz?
Sürdürülebilirlik REHAU için olmazsa olmaz bir kavram, çünkü bizim üç temel değerimizden bir tanesi güvenilirlik. Güvenilirlik durumu, markamızla alakalı olarak müşterilerimizin bize yaklaşımlarını ortaya çıkarıyor. Burada müşterilerimizin REHAU markasından beklentisi zaten sürdürülebilir, aynı zamanda çevreye zarar vermeden üretilebiliyor olması.
Biz her sene küresel olarak üretimde ve lokasyonlarımızda ne kadar karbondioksit salınımı meydana getirdiğimizi raporluyoruz ve koyduğumuz hedeflere göre nerede olduğumuzu açıklıyoruz. Şirket arabaları politikasında ise geçen iki sene öncesinden bu seneye karbondioksit salınımlılarında 5 gr/ km düşüş zaruri olarak getirildi. Dolayısıyla kötü motorlu, çok karbondioksit yayan bir araba tercih etme eğiliminiz var ise daha donanımsız bir arabaya binmeniz gerekiyor. Ayrıca şu anda bulunduğumuz bina için BREEAM Sertifikasına başvurmayı düşünüyoruz.
REHAU’nun herhangi bir inşaatta kullanılmasında, enerji tüketimi açısından baktığımızda ön plana çıktığı nokta, ürünün çevreye olan etkiyi en aza indirecek yöntemi seçtirmesidir. Burada REHAU olarak zor bir yolu seçiyoruz diyebilirim; çünkü ilk yatırım maliyetleri değişiyor işletme maliyetleri geriye gidiyor.
Binalarda konfor artırıcı ve enerji verimli olarak nitelendirilebilecek yeni ürün ve çözümlerinizden bahsedebilir misiniz?
Aslında REHAU’da her sene yeni ürün çıkmıyor; ama biz Türkiye’de yeni yeni uygulamaya başlıyoruz diyebilirim. Anlattığımız fikirler hep uzay çağı gibi geliyor ama hepsi hazır, rafta, artikel numarası olan ürünler.
Bu sene çok değişik bir proje yapıyoruz, bu projeyi Türkiye’deki ikinci enerji kazığı işi diye adlandırabilirim. Şöyle anlatayım; eğer yumuşak bir zeminde inşaat yapıyorsanız binayı dünyaya sabitlemek için kazıklar çakıyorsunuz, daha sonra kazıkların başlarını binanın temelinde birleştiriyorsunuz. Kahveye veya tuza kaşık sokmak gibi düşünün, bir yerden sonra yüzey alanı sürtünmesi yarattığı için daha fazla ittiremez ve ilerlemek için kaşığı oynatırsınız, bizim sistemimizde aynı prensibe dayanıyor. Bizim avantajımız ise o kazıkların içine borularımızı yerleştirip bu sayede dünyayla ısı alışverişi yapmasını sağlamamız. Bu sistem klima ünitelerine göre 7-8 kat daha enerji verimli, daha az elektrik tüketimi, daha az karbondioksit salınımına sebep oluyor. Ve biz şu anda bunu bir konut projesinde hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemlerde çok hızlı bir şekilde yayılacağını düşünüyoruz; çünkü yatırımcının ekstra üstlendiği maliyet çok düşük. Bu yüzden müteahhite de anlatılabilir ve kendi farklılığını ortaya koyabileceği bir proje haline geldi diyebilirim.
Bunun haricinde Birleşmiş Milletler’in finansmanı ile Ankara’da gerçekleşmiş Cezeri Yeşil Anadolu Lisesi okul projesinde REHAU’nun Awadukt Thermo ticariyesi diye adlandırdığımız bir ürünü kullanıldı. Bu ürün; yaz için dışarıdan aldığı temiz havayı toprağın altına yerleştirdiğimiz boruların içinden geçirirken soğutuyor, çünkü toprak havadan daha soğuk, kış için ise ısıtıyor çünkü toprak havadan daha sıcak. Böylece siz dışarıdan alacağınız temiz havayı bir ısı geri kazanım cihazından veya bir klima sisteminden geçirmeden soğutabiliyorsunuz. Tabi bunların hepsi zamanla anlatıla anlatıla gelişecek olan sistemler.
Aynı proje kapsamında toprak kaynaklı ısı pompası yapacağız, bu da daha önce bahsettiğim enerji kazığı fikrine dayanıyor; fakat bu projede daha derin sondajlar var. 100 metre ve üstü derinlikte 20 cm çapında delikler açıp içine borularımızı yerleştirip, doldurup, toprakla ısı alışverişi yapmasını sağlayacağız. Bu sistemin avantajı ise şöyle anlatabilirim; bu tür ünitelerin hepsi dış ortamdaki hava ile ısı alışverişi yaparlar fakat kışın içeriyi ısıtmak için dışarıya soğuk havayı atarsınız yazın da dışarıya sıcak havayı atarsınız, dışarıdaki havayla aradaki sıcaklık farkı azaldığı zaman artık klima ısıtamamaya başlar ve donar. Özellikle İzmir, Antalya, Bodrum gibi yerlerde kışın klima ile ısınmak zorunda kalmışsanız bunu yaşamanız olasıdır.
Sürdürülebilirlik REHAU için olmazsa olmaz bir kavram, çünkü bizim üç temel değerimizden bir tanesi güvenilirlik. Güvenilirlik durumu, markamızla alakalı olarak müşterilerimizin bize yaklaşımlarını ortaya çıkarıyor
Toprak kaynaklı ısı pompası sisteminde bununla karşılaşmazsınız, sistem bütün sene boyunca aynı elektriği tüketerek sizi ısıtmaya veya soğutmaya devam eder.
Peki ilk yatırım maliyetleri açısından düşünüldüğünde avantaj sağlıyor mu?
Ne yazık ki ülkemizde elektrik, ağırlıklı olarak doğalgazdan üretildiği için maalesef büyük avantajlar sağladığını söyleyemeyiz. Örneğin Fransa’da elektrik çok ucuza nükleerden üretildiği için çok mantıklı ve avantajlı bir hale geliyor.
Enerji kaynaklarının hızla tükendiği ve artan maliyetlerin tüketiciyi zor durumda bıraktığı günümüzde devletten ve kamu kuruluşlarından ne gibi beklentileriniz var?
Bu konuda samimiyetle hiç bir beklentimin olmadığını söylemek istiyorum.
Son olarak gelecek hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
Şu anda sadece bizim sektörde değil, dünyada, genel bir sürtüşme, gerginlik ve memnuniyetsizliğin olduğu bir psikoloji hakim. Bu mutsuzluk hali piyasalara ve tüketim alışkanlıklarına dolayısıyla bizim müşterilerimize de yansıyor.
Hedefimiz bu inşaat ve proje çılgınlığı içerisinde daha tabana yayılacak stratejiler geliştirmek ve uygulamak diyebilirim. Daha çok son tüketicinin de bildiği bir marka olma yönüne doğru ilerleyen bir yapımız var. Ticaretin sürdürülebilirliği adına adımlar attığımızı söyleyebilirim. Çünkü bugüne kadar REHAU Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayan yön; yerden ısıtma ve projelerdeki satışlar idi, ama an itibariyle bu durumu değiştirmeye başladık.
Yeni ürünlerimiz piyasaya çıkarken, pazardaki yerimizi daha da güçlendirecek bir takım projelerimiz de bize ayrıca heyecan veriyor. Önümüzdeki dönemde hem bayilerimiz, hem de bayilerimizden ürünlerimizi tedarik eden son kullanıcılara kadar fayda sunacak sistemleri ve çözümleri devreye alacağız.