Ankara’da “Sağlık Serbest Bölgesi” İçin Çalışmalar Hızlanıyor…
-TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Naslı, Ankara’da sağlık serbest bölgesi kurulması için başlattıkları çalışmalar kapsamında Ankara Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ile bir araya geldi.
-Türker Naslı: “Ankara sağlıkta, dünya çapında dev bir silikon vadisi olabilir”
TÜGİAD Ankara Şubesi, Ankara’da sağlık serbest bölgesi kurulması yönünde başlattığı çalışmalar kapsamında temaslarına hız veriyor.
TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Türker Naslı, bu kapsamda beraberindeki bir heyetle Ankara Valiliği’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. Naslı, TÜGİAD tarafından hazırlanan, Ankara’nın sağlık turizmi potansiyeli ve sağlık serbest bölgesine uygunluğunu içeren raporu yetkililere sundu.
Vali Yardımcısı Hasan Erkal’ın kabulünde Naslı, 80’i aşkın hastanesi ve köklü bir birikime sahip tıp fakülteleri ile Ankara’nın, sağlık sektöründe güçlü bir alt yapıya sahip olduğunu dile getirdi. Naslı, dünya genelinde Joint Commission International (JCI) akreditasyonuna sahip 500 hastaneden 7’sinin Ankara’da bulunduğunun altını çizerken, Ayaş, Beypazarı, Çamlıdere, Çubuk, Güdül, Haymana, Kazan, Kızılcahamam ve Polatlı ilçelerinin ise termal kaynaklar bakımından son derece zengin olduğunu işaret etti. Sağlık turizminde güçlü bir potansiyele sahip ve sağlık serbest bölgesi için gerekli her türlü unsuru bünyesinde barındıran Ankara’da, buna uygun çok sayıda alan da bulunduğunu belirten Naslı, özellikle termal kaynaklarca zengin bölgelerde belirlenecek bir alanın serbest bölge ilan edilebileceğini söyledi.
Sağlık serbest bölgesinin çok büyük bir Pazar olduğunu belirten Naslı, sadece AB ülkeleri baz alındığında bile 2050 yılında 200 milyon yaşlı nüfus olması beklendiğini ve kişi başına ortalama 2.000 Euro harcama düşünüldüğünde pazarın büyüklüğünün 400 milyar Euro ‘ya ulaştığını anlattı. Naslı, “Bu pazardan Türkiye nasıl faydalanır, bunu Ankara’ya nasıl getirebiliriz diye yola çıktık. Ankara’nın alt yapısı gayet yüksek... 82 hastanesi var, 21 üniversitemiz var, 9 ilçemizde zengin jeotermal kaynaklar var. Sağlık serbest bölgeleri kurulacak iller arasında mutlaka Ankara da yer almalıdır. Ankara sağlıkta silikon vadisi olabilecek bir potansiyele sahiptir” diye konuştu. Sağlık turizminin medikal, jeotermal ve geriatri olmak üzere üçe ayrıldığına işaret eden Naslı, “Hiç olmazsa jeotermali Ankara’ya getirmek için çalışabiliriz veya hepsini Ankara’da yaparız. Elimizi taşın altına koyalım, yürütmeye çalışalım” dedi.
Vali Yardımcısı Hasan Erkal da genç işadamlarının Ankara’da böyle bir projenin oluşturulması konusunda gayretli çalışmaları olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, başlatılan girişimin son derece doğru ve yerinde olduğunu ifade etti. Erkal, “Güzel bir proje... Tabii bunun kararını siyasi karar vericiler verecek. Olmasından yanayım, alırız diye düşünüyorum. İşbirliğiyle gerçekleştirilirse olumlu bir katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Çok güzel bir hizmet alanı olacağına inanıyorum” diye konuştu. Erkal, siyasi irade teşekkül ettiğinde bu konudaki çalışmaların takipçisi ve destekçisi olacaklarını ifade etti.
-SSB’nin adı “Özel Sağlık Yatırım Alanı” oluyor…
İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Erkan Çiçek de sağlık serbest bölgelerinin hayata geçirilmesinde Sağlık Bakanlığı’nın belirleyici konumda olduğunu belirterek, Bakan değişikliğinden sonra konsept değişimine gidildiğini, yenilenen mevzuat çalışmalarında sona yaklaşıldığını anlattı. İsim değişikliği ile bu bölgelerin adının “Özel Sağlık Yatırım Alanı” olarak değiştirileceğini bildiren Çiçek, “Ankara’da böyle bir uygulama olursa her açıdan yararlı olur; turizmin, sağlığın, ekonominin canlanması, paranın buraya akması, burada tutulması, özellikle bu konjonktürde çok önemli. Yunanistan kriz yaşıyor, etrafta savaş var” diye konuştu. Çiçek, mevzuat çalışmalarının tamamlanması ve yeni siyasi iradenin oluşması sonrası sağlık serbest bölgeleri konusunun güçlü biçimde gündeme geleceğini belirtti.
-Dünya sağlık turizmi pazarı 100 milyar doları aşıyor…
Sağlık serbest bölgeleri, esas olarak yurt dışından tedavi amaçlı turist çekmeye yönelik bulunuyor. Sağlıkla ilgili ekonomik ve turistik hareketlerin dünyada ortaya çıkardığı pazarın 100 milyar doların üzerinde olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin bu pastadan aldığı pay, son yıllarda artmakla birlikte henüz düşük düzeyde bulunuyor. Yılda yaklaşık 400 bin yabancı hasta tedavi eden Türkiye, 2.5 milyar dolar dolayında bir döviz girdisi sağlıyor. “2023’te, yılda 2 milyon yabancı hasta tedavi etme ve 20 milyar dolarlık döviz girdisi” hedefleyen Türkiye’nin bu hedefe ulaşabilmesinde, önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek sağlık serbest bölgeleri stratejik önem taşıyor.