Austin Müzesi'ne Yağmur Tutan Heykeller
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Mimarlık stüdyosu Snøhetta, Austin'deki Blanton Sanat Müzesi kampüsünün yeniden tasarımını tamamladı ve kampüsün merkezine “taç yaprağı” şeklinde devasa heykeller yerleştirdi.
İlk olarak 2021 yılında duyurulan 200.000 fit karelik (18.580 m2) proje, müzenin giriş yollarının güncellenmesini, merkezi bir avluyu ve peyzaj tasarımını içeriyor ve ekibe göre müze için “cesur yeni bir varlık” yaratıyor.
Austin'deki Teksas Üniversitesi'nin bir ucunda yer alan Blanton Sanat Müzesi, iki ana binayı, çevresindeki araziyi ve Ellsworth Kelly'nin 2018 yılında tamamlanan Austin mimari pavyonunu kapsıyor. İki yapıyı birbirinden ayıran ve ana girişlerin bulunduğu merkezi bir avluya sahip olan müze, şu anda revizyondan geçmekte olan Teksas Eyaleti Kongre Binası kompleksine giden bitişik bir alışveriş merkezi ile aynı hizada yer alıyor.
Müze Müdürü Simone Wicha'ya göre dış mekan, mekanın sosyal vizyonuyla “uyumsuzdu”. Wicha, “Bu alan çoğunlukla bir geçiş olarak hizmet veriyordu ve ziyaretçiler ön kapımızı bulamıyordu.” dedi.
Snøhetta bu unsurları birleştirmek ve canlandırmak ve kampüsü Austin'in geneline bağlamakla görevlendirilmiş.Stüdyo, alanı sabitlemek ve sosyal bir alan haline getirmek için müzenin binaları arasındaki avluda 10 adet 40 fit (12 metre) yüksekliğinde “taç yaprağı” gölge yapıları ve bir indirme alanı ile ziyaretçi girişine doğru iki tane daha yapı oluşturdu.
Müze boyunca uzanan sundurmanın kemerlerinden esinlenen yapılar, tepeye doğru yayılıyor ve merkezde bir kıvrım oluşturarak en geniş noktalarında 30 fit (9 metre) yayılıyor. Delikli yüzeyleri sayesinde gölgelik sağlamanın yanı sıra, dev yağmur tutucular olarak işlev görerek suyu yakalıyor ve kolondan aşağıya, yer altındaki bir filtreleme sistemine süzüyor.
Ekip, “Her bir taç yaprağı delikli panellerden oluşuyor ve suyu üst kanopiden kolon boyunca aşağıya doğru taşıyarak çevredeki alt zemine sızmaya ve pasif sulamaya olanak tanıyan drenajla donatılmış durumda.” dedi. “Yaprakların delikleri dıştan pürüzsüz olsa da içten yükseltilerek suyu drenaj sistemine doğru hareket ettiriyor.”
Stüdyo ayrıca heykellerin altındaki avluyu da güncelleyerek, yükseltilmiş ahşap yataklardan oluşan iki performans sahnesi, ilave oturma yerleri ve heykellerin arkasında geniş bir çim alan ekledi. Bir dizi yükseltilmiş yürüyüş yolu da bir binanın köşesi boyunca uzanarak avluyu caddeye ve ek girişlere bağlıyor.
Peyzaj çevresine 25.000 yeni bitki eklenmiş, ekip orijinal bitkilerin mümkün olduğunca çoğunu korumuş ve yüzde 95 oranında yerli türler kullanmış. Ekip ayrıca binanın her bir girişine, biri kemer görevi gören, diğeri ise ters çevrilerek avlu üzerinde bir izleme platformu olarak kullanılan kavisli, parlak sarı hacimler yerleştirdi.
Snøhetta kurucu ortağı Craig Dykers, “Blanton, yeni Teksas Kongre Binası Kompleksi'nin kesiştiği noktada önemli bir yere sahip ve aynı zamanda üniversite kampüsüne açılan bir kapı görevi görüyor.” dedi. “Yaratıcı peyzajımız ve yeniden tasarlanan bina girişlerimiz bu vaadi yerine getiriyor.”
Dykers sözlerine şöyle devam etti: “Snøhetta'nın tasarımı müzenin dünya standartlarındaki sanat koleksiyonunu müzenin galerilerinin ötesine taşıyor ve Austin'de sanat için ve sanata dair son derece görünür bir kamusal alan yaratıyor.”
Kübalı-Amerikalı sanatçı Carmen Herrera'nın bir duvar resmi de sanatçının en büyük eseri olarak bir binayı boydan boya kaplıyor. Wicha, “Blanton'ın hem müze vizyonunu hem de mekanın zorluklarını kavrayabilecek tasarımcılara ihtiyacı olduğunu biliyordum ve onlar da bunu başardı.” dedi. “Bugün, sadece ön kapıyı bulmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda müze deneyimi baştan sona misafirperver ve arazimiz bu sanat müzesinin canlılığının tadını çıkaran insanlarla dolup taşıyor.”
Blanton Sanat Müzesi 1963 yılında kuruldu ve modern sanatın yanı sıra Latin Amerika sanatı ile Avrupa ve ABD'den baskı ve çizimlerden oluşan ve giderek büyüyen bir koleksiyonu da içeren Orta Teksas'ın en büyük kamusal sanat eseri koleksiyonuna sahip. Austin'de yakın zamanda tamamlanan diğer projeler arasında Mithun'un bir ofis binası için tasarladığı renkli bir iç mekan ve evsizlikten kurtulmaya çalışan insanlar için tasarlanan ve bir geçiş yoluna sahip olan bir konut yer alıyor.