“Çevreyi Ve Doğal Kaynakları Korumanın Formülü, Yeni Nesil Çatılarda”
Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, çevreyi ve doğal kaynaklarımızı korumanın dünyanın ertelenmesi mümkün olmayan acil sorunları arasında yer aldığını belirterek, “Artık dünyada bitkilendirilmiş çatı uygulamaları ve güneş panelli çatılar hızla yaygınlaşıyor. Bitkilendirilmiş çatılar oksijen üretiminden, ısı adalarının azalması ve enerji verimliliğine kadar birçok sorunun çözümüne katkı sağlıyor. Güneş enerjili çatılar ise Türkiye gibi bir güneş ülkesinde çevreye saygılı, doğal kaynakları tüketmeyen ve bedava enerji sağlar” dedi.
Çevre Haftası nedeniyle açıklama yapan ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı M. Nazım Yavuz, dünyada ve Türkiye’de sayıları artmaya başlayan ‘bitkilendirilmiş çatı’ uygulamalarının doğa-şehir uyumunun çok güzel bir tamamlayıcısı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Dünya nüfusu her geçen gün artıyor, şehirlerde yağmur suyunu emen toprak ve yeşil bitki örtüsü azalıyor. Şehir içinde yağmur suyunu emen ve bünyesinde tutan toprak ve yeşil bitki örtüsü azalmakta, bunun yerine üzerine gelen suyu hemen giderlere aktaran ve oradan da kanalizasyon veya yağmur tahliye sistemine aktaran yüzeyler artıyor. Şehir üstüne düşen tüm yağmur suyunun aynı anda tahliyesi esnasında zaman zaman sel felaketleri yaşanıyor. Bitkilendirilmiş çatılarda kullanılabilecek olan drenaj sistemleri ile çatı yüzeyine düşen yağmur suyunun tahliye sistemine ulaşımı bir saat kadar geciktirebiliyor. Bu da sel oluşum riskini azaltmada önemli bir faktör. Küresel ısınma ise şehirlerde ısı adalarına yol açıyor. Kentlerdeki ısı adaları sayesinde oluşan mikro iklimler, alanlar arasında büyük sıcaklık farklılıklarına, bozulmuş toprak; hava koşulları değişimi, su kaynaklarının ziyan olması gibi olumsuzluklara yol açar. Bitkilendirilmiş çatılar ile gün içinde toplanan enerjinin büyük bir bölümü toprak ve bitki içinde tutularak, gün batımı saatlerinde dışa yansımaları önlenebilir. Böylece kırsal kesime nazaran ısı adaları içinde oluşan fark azaltılabilir. Bitkilendirilmiş çatılar, oksijen üretiminden, ısı adalarının azalması ve enerji verimliliğine kadar birçok sorunun çözümüne katkı sağlıyor.
Avrupa’da bitkilendirilmiş çatı hızla yayılıyor
Yavuz, ‘Bitkilendirilmiş Çatı’ uygulamalarının artmasıyla, doğal ortam koşullarına sahip kentler oluşacağını belirterek “Yağmur suyu zayiatının, kentsel ısı adası etkisinin ve enerji kayıplarının azalması sayesinde kent ölçeğinde ekolojik, estetik, psikolojik ve ekonomik birçok yararlar elde edilecek. Avrupa'da birçok şehirde yeni ve renovasyon yapılan yapılarda bitkilendirilmiş çatı yapımı teşvik ediliyor. Türkiye’de de örnekleri bulunan yeşil çatı uygulamalarını hızla artırmalıyız” dedi.
Doğal kaynakları tüketmeyen bedava enerji kaynağı çatılar
Yavuz, çatılarda kullanılacak güneş enerji panellerinin de yaygınlaşması gerektiğini savunarak, “Güneş bedava ve çevreci bir enerji kaynağı. Türkiye’de bir güneş ülkesi ve bu potansiyeli iyi kullanmalıyız. Bugün Avrupa’da çeşitli ülkelerde endüstriyel ve ticari yapıları bitkilendirilmiş teras çatılar ya da fotovoltaik güneş panelleri ile kaplama zorunluluğu geldi. Burada hedeflenen, çatıları verimli bir hale dönüştürmektir. Bizim çatılarımız halihazırda bomboş duruyor. Bunları kullanmak bizim elimizde ve maliyeti güneş tarlalarından daha ucuz” diye konuştu.
AB’nin çevre standartlarını yakalamalıyız
Yavuz, bugün gelişmiş ülkelerin enerji tüketimini azaltmayı ve yenilenebilir enerji payını artırmayı hedeflediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Avrupa Birliği, 20-20-20 planı ile 2020 yılına kadar enerji tüketimini yüzde 20 azaltmayı, yenilenebilir enerji kullanımında yüzde 20 artışı ve zararlı sera gazı salınımını en az yüzde 20 azaltmayı hedefliyor. Türkiye olarak bizim de binalarımızdaki enerji tüketimini kısa dönemde metrekare başına yılda 80 kilovatsaat seviyesinin altına düşürmemiz gerekiyor. Bu değerlere ulaşabilmek ancak çatı ve çatı sistemlerine önem verilmesi ile sağlanabilir.”