Değişen Çalışma Kültürü Ofis Mimarisini Şekillendiriyor
2000’li yıllardan itibaren Y kuşağının iş hayatında etkin rol oynamaya başlaması ve ardından gelecek olan Z kuşağı ile birlikte çalışma kültürü de değişime uğruyor. Günlük yaşamının büyük bir kısmını kapalı mekânlarda geçirmek istemeyen, dijital çağın içine doğmuş yeni nesilden verim alabilmek için daha esnek ve çalışan odaklı stratejilerin kurgulanması gerekiyor. Firmalar da iş yerlerinde motivasyonu artırarak, iş kalitesini yükseltecek yaratıcı ve dinlendirici mekânlar oluşturmanın yollarını arıyor. Tasarım felsefesinde insanı merkeze koyarak beklentileri karşılamayı misyon edinen Bürotime, ofislerdeki mekânsal kurguların çalışan verimliliği üzerindeki önemine dikkat çekiyor.
Bürotime Hexa
Ofislerde Yenilikçi İç Mekân Tasarımları Ev Konforunda Sosyal Çalışma Alanları
İş yaşamında yaygın olan hiyerarşik düzenin yarattığı dikey iletişim modeli, yerini yatay iletişimin hâkim olduğu daha yalın ve esnek şirket organizasyonuna bırakıyor. Çalışanlar, yeni nesil organizasyonlarda; yaptıkları işte anlam bulacağı, çalışma tatmini duyacağı, yaratıcılık ve paylaşımın en üst düzeye çıkacağı, insanların bireysel renklerini ortaya koyabilecekleri bir alanı paylaşıyor. Çalışma kültürünün masa başından sosyal mekânlara, insan odaklı tasarım anlayışına evrildiği görülüyor.
Bürotime Pick
Ofislerin artık sadece iş yeri olarak görüldüğü zamanların geride kalarak, öncelikle bilginin, deneyimin, teknolojinin paylaşıldığı sosyal alanlar olarak değerlendirilmesi, 21. yüzyılın gerekliliğini gösteriyor. Bu gelişme dekorasyon tercihlerine de yansıyarak, çalışanların kendilerini evinde gibi hissedebileceği, daha konforlu ürünlerle planlanmış, doğal temaların kullanıldığı, alışılmışın dışında çalışma alanları olarak kendini gösteriyor.
Sıcak ve samimi ofis kurgularının çalışan sadakatini de olumlu etkilediği bilinirken, iş yerlerinde kullanılan ürünlerin ise giderek ev mobilyalarına benzerliği dikkat çekiyor. Ofislerin iç mimari kurgularında, ev hissi yaratan ahşap detaylar, retro tasarımlar, kapitone dikiş detayları yer almaya başlıyor. Eskiden ofislerde ağırlıklı olarak deri kumaşlı, siyah ve kahverengi renklerin kullanıldığı ürünler hâkimken, günümüzde yumuşak dokusuyla keçe kumaşın yer bulduğu, soft ve canlı renklerin tercih edildiği görülüyor. Bürotime zengin ürün ailesi ile yeni nesil ofislerin şekillenmesine öncülük ediyor.
Bürotime Grid
“Well-Being” Yaklaşımıyla Kurgulanan Çalışma Alanları
Amerikan İç Mimarlar Derneği (American Society of Interior Designers - ASID) tarafından bağımsız olarak yürütülen incelemeler, ofis ortamının, performansı ve iş tatminini etkileyen en önemli üç faktörden biri olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan analizlere göre 2025 yılına gelindiğinde, küresel iş gücünün en az yarısını Y ve yüzde 25’ini Z kuşağının oluşturacağı öngörülüyor. McKinsey’in 2012 yılında tüketici ve pazar üzerine yaptığı bir araştırmaya göre, Y kuşağı kariyerinde sağlığını ön planda tutuyor. Bundan yola çıkan firmalar da, çalışanları için daha iyi koşullara sahip ofis ortamları sağlıyor. Well-being (bütünsel sağlık) yaklaşımı ile insanı odağına alan mimari konseptler daha da önem kazanıyor.
Well-being kriterleri ile kurgulanan iş yerlerinde; su ve hava kalitesi yüksek, doğru aydınlatma uygulanmış, vücut ritmine uygun olarak hareket etme imkânı sağlayan çalışma ortamlarının oluşturulması gerekiyor.
Mimaride önemi artan bu anlayışla birlikte, dünya genelinde yaşanan değişime uyum sağlayabilmek için Uluslararası WELL Yapı Enstitüsü (IWBITM) tarafından yönetilen ve Green Business Certification Inc. aracılığıyla onaylanan WELL Yapı Standardı (Well Building Standard), insan sağlığı açısından binaların tasarım, inşaat ve operasyonlarına odaklanan ilk standart olarak karşımıza çıkıyor. Yapılarda ana hatlarıyla hava, su, ışık, besin, konfor, form ve zihin ile ilgili unsurların incelenmesiyle biçimlenirken, sertifika kapsamında değerlendirilen bu 7 standart derinlemesine analiz ediliyor. Bu odakta Türkiye’de sektöründe Bürotime’ın öncülük ettiği GREENGUARD Gold Sertifikası iç mekân hava kalitesinin güvenilirliği için uluslararası çapta iyi bir ölçüt olarak kabul ediliyor.
Bürotime Set
Biyofilik Tasarım Çalışan Verimliliğini Artırıyor.
Mikro tasarımlardan makro dizaynlara kadar ofislerdeki dekorasyon kaygıları, bütünselliğe ve sürdürülebilirliğe yöneliyor. Yeşil tasarımlar, çalışma mekânlarında önemli bir yer tutarken, işlevsel mimari çözümler bireysel verimliliği artıracak yeni alanlar yaratmanın önünü açıyor. Doğaya duyulan özlem, en küçük malzeme detaylarından biyofilik tasarımlara kadar kendini anımsatarak ofislere yeni bir soluk getiriyor.
Çevrenin tamamen kentleşmesi sonucu doğal ışık, yeşil alanlar ve organik malzemelerle bağı azalan şirket çalışanlarının, fiziksel ve ruhsal sağlıkları olumsuz etkileniyor. Bunları en aza indirmek için ortaya çıkan yeni yaklaşımlardan olan biyofilik tasarım kavramı, doğayı kent yaşamına yakınlaştırarak hibrit mekânların oluşturulmasını sağlıyor. Dolayısıyla toplumsal motivasyona da pozitif etki ediyor. Bürotime insan ve çevre odaklı geliştirdiği tasarımlarıyla doğanın izlerini ofislere taşımaya devam ediyor. Böylece çalışma ortamları adeta sanatsal bir niteliğe kavuşuyor.θ