Dosya: Havalimanı Mimarisi & Sürdürülebilirlik
GMW Mimarlık
''Havalimanı Yapıları Esnek & Uyarlanabilir Olmalı''
GMW MIMARLIK Partnerleri (Soldan Sağa): Pınar İlki Emekçi, Ali Evrenay Özveren, Dicle Demircioğlu
Sürdürülebilirlik, günümüzde sıkça karşılaştığımız bir kavram artık. Ancak terminal tasarımında uzmanlaşmış tasarımcılar için bu karmaşık yapıların sürdürülebilirliği çok büyük miktarlarda yatırımlara yansıdığından her zaman için en temel meselelerden biri olmuştur.
Havalimanı projeleri terminal binası dışında ofis, itfaiye, hangar, catering, kargo, otopark gibi pek çok yapı tipolojisini içerirken, diğer yandan terminal binaları da kendi içinde ofis, otel, sağlık birimleri, ticari alanlar hatta hapishane gibi yine pek çok farklı yapı işlevini bulundururlar. Bu da çok farklı kullanıcı gruplarının ihtiyaçlarının tek bir bina içinde en doğru, güvenli ve efektif bir şekilde bir araya getirilmesini gerektirir. Terminal binalarını genel olarak içerisinde sürekli hareket halinde olan yolcu, uğurlayıcı, karşılayıcı, çalışan, bagaj, bagaj arabası, mal, çöp, tüm mekanik ve elektrik-elektronik sistemleri gibi pek çok farklı kullanıcı ve sistemin, çok kritik olan güvenlik stratejilerinin dikkate alınarak planlandığı yapılar olarak tarif etmek mümkün. Ayrıca terminal binalarını diğer yapı tipolojilerinden ayıran en belirgin bir diğer özellik de terminal binalarının belirli kapasitelere göre tasarlanan işlevsel yapı olmalarının yanında, yolcu demografisi ve çok hassas olan psikolojisini de dikkate alan, görünenin arkasında bagaj, güvenlik, bilişim sistemleri gibi çok ciddi bir teknolojik altyapı koordinasyonunu gerektirmesidir.
Filipinler Havalimanı
Havalimanı terminal tasarım kriterlerinin başında elbette yolcu konforunun sağlanması gelir. Ancak yolcu konforu sağlanırken aynı zamanda işlevsellikten de ödün vermeyen çevreci bir yaklaşım ortaya koymak gerekir. 1990’ların başına kadar havalimanı terminalleri, yolcunun sadece hava yolculuğu için geçmek zorunda olduğu ama aynı zamanda bulunduğu ülkenin kapısı olması dolayısıyla da prestij binaları iken 2000’lerin başında ticari faaliyetler önem kazanmış, havalimanları bir nevi alışveriş merkezleri haline gelmiştir.
Filipinler Havalimanı
“Yolcu”nun “müşteri” olarak görüldüğü dönem de bu dönemdir. Günümüzde ise havalimanı terminalleri, özellikle de transfer amaçlı kullanılan “hub” dediğimiz büyük terminaller için, artık gidilmesi ya da uğranması tercih edilen ve planlanan binalar yani bir nevi destinasyon olarak değerlendiriliyor. Buna bağlı olarak da “yolcu” artık “misafir” olarak görülüp psikolojisi, konforu ve terminalde geçirdiği zamanın kalitesi her şeyin üzerinde değerlendirilmeye başlanmıştır.
Bu değişimle birlikte çevreye verilen önemin de artmasıyla yakın zamana kadar bir terminalin hizmet kalitesi kişi başına düşen alan ile doğru orantılı olarak ölçülürken, artık alandan çok mekân kalitesi ve sürelerle ölçülmekte ve büyük alanlar yerine optimum alanlar tavsiye edilmektedir.
Esnek, büyütülebilir, modüler bir yapı ile gün ışığını optimize ederek yolcunun her zaman nerede olduğunu net bir şekilde kavrayabileceği, her bir prosesten sonra bir sonraki etapta gitmesi gereken noktayı, yönlendirme levhalarına çok da gerek duymadan rahatlıkla anlayabileceği ve bu nedenle kendisini rahat hissedebilecekleri şeffaf ve net mekânlar yaratılması amaçlanmalıdır. Net bir şekilde tanımlanmış sirkülasyon rotaları ile birlikte minimum seviye ve yön değişikliği, yolcuların ulaşmak istediği destinasyonlara kolaylıkla ve hızlıca ulaşmalarını mümkün kılmaktadır. Dış cephenin şeffaflığı, dışarıyı görmeye ve bu sayede yolcunun kendisini konumlandırmasına imkân sağlarken terminal içinde yön bulmalarını oldukça kolaylaştırır.
Filipinler Havalimanı
Sürdürülebilirlik, günümüzde sıkça karşılaştığımız bir kavram artık. Ancak terminal tasarımında uzmanlaşmış tasarımcılar için bu karmaşık yapıların sürdürülebilirliği çok büyük miktarlarda yatırımlara yansıdığından her zaman için en temel meselelerden biri olmuştur. Teknolojideki yeniliklere, güvenlik gereksinimlerindeki ve uçak tiplerindeki değişimlere karşı esnek ve uyarlanabilir oluşu; yolcu kapasitesindeki artışlara göre büyütülebilme potansiyeli bir terminalin uzun süre hizmet verebilmesi için en önemli unsurlardır.
Sertifikalardan bağımsız olarak, binanın zeminde kapladığı alan, yönlendirme, tasarımların geleceğe dönük olası değişikliklere göre esnek olması, doğal ışıktan en üst düzeyde faydalanma gibi makro konulardan başlayarak; malzemelerin yakın çevreden temini, içerikleri, mekanik elektrik sistemlerde otomasyon, tasarruflu armatürler genellikle ilk yatırım ve işletme maliyetlerini de optimum düzeyde tuttuğu için tüm terminal tasarımlarında her zaman dikkate alınması gereken çevresel konular olmuştur.
Taşkent Havalimanı
Teknoloji ilerledikçe ve yolcular tarafından teknoloji kullanımı arttıkça terminal binalarındaki bazı alan ihtiyaçlarında küçülmeler söz konusu oluyor. İleride bu mekânların ne amaçla kullanılabileceğini, yeni projelerimizde tasarım aşamasında değerlendirmek durumundayız. Bunun yanında uçuş güvenliği ile ilgili tehditler karşısında değişen stratejilere bağlı olarak teknolojik önlemler de gelişiyor. Bu konuyla ilgili olarak da mümkün olduğu kadar esnek mekânlar kurgulamak da tasarımı yönlendiren önemli unsurlardan biri.
Günümüzde çok sık duyulan yapay zekâ, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kavramlarının bizzat havalimanlarında da kullanılmaya başlandı. Bahsi geçen tüm bu sistemler, her zaman terminal yapı veya mimarisini ciddi anlamda etkilemese de tamamen yolcunun ihtiyaç ve zevklerine göre kişiselleştirilmiş bir hizmet vererek yolcu konforunu arttırmasının yanında, hiç şüphesiz işletme giderleri ve ticari imkânlar gibi birçok farklı konuda da avantaj sağlamaya başladı bile.
Riyad Havalimanı
Genel olarak özetlemek gerekirse havacılık sektöründeki son eğilimler, artık hem bağlamsal hem ulaşılmak istenen hedefler açısından havalimanlarının planlama ve tasarımını ciddi olarak etkilemektedir. Bağlamsal olarak konu artık ticaridir diyebiliriz. Bu nedenle planlama ve tasarım, havalimanı operatörlerinden hava yolu işletmelerine ve diğer küçük ticari alan işletmelerine kadar pek çok farklı iş alanının ihtiyaçlarına karşılık veriyor olmalıdır. Ulaşılmak istenen hedefler ise artık anıtsal binalar yapmaktan daha çok performans ve güvenlik üzerine odaklanmıştır. Harcanan paranın karşılığını almanın yanında iyi servis veren, fonksiyonel, hem teknik hem de ekonomik açıdan verimli, demokratik, tüm zamanların ihtiyaçlarına cevap veren ve teknokratik olmayan planlama ve tasarım yaklaşımları geliştirmek artık ana hedeflerdir diyebiliriz.
Medine Havalimanı