Earthflow Müzesi, İzmir

Salon Alper Derinboğaz tarafından tasarlanan yeni Earthflow Müzesi, İzmir'de Karşıyaka ilçesi ile komşu Bayraklı arasında sınır oluşturan alan boyunca ilçeyi dönüştürme potansiyeline sahip. Proje, yeni bir kültürel odak noktası olabilecek ve mahalle için kamusal alan açabilecek yeni bir müze yaratma hedefiyle geliştirildi. Müze alanının yer aldığı Karşıyaka semti, yoğun bir yerleşim alanı olup, insanların bir araya gelip şehrin tadını çıkarabilecekleri açık kamusal alanlardan yoksundur. Müze, bu kamusal alan eksikliğine cevap vermeyi ve bölgedeki yaya akışlarını ve toplanma alanlarını harekete geçirmeyi hedefliyor.

Alandaki mevcut kültür merkezinin yenilenmesi ve genişletilmesi istenirken, eski yapının deprem riski açısından güvenli olmadığı değerlendirildi. Amaca yönelik yeni bir müze önerisi ortaya çıktı ve kentin yeniden inşasının bir parçası olarak fırsat yakaladı.Müze projesi, kentin şekillendirilmesinde yaratıcı bir kültüre, yerel katılıma ilham verecek mimarlık ve kentsel gelişim etrafında yeni bir diyalog yaratmayı amaçlıyor.

Son deprem düşünüldüğünde, proje şehrin yeniden inşasında rol oynayacağından, bağlamsal olarak hassas bir kentsel yaklaşım çok önemliydi. Müze, çevrenin dokusunu bir araya getiren bir tasarım yaklaşımıyla yaya ölçeği ile kentsel ölçek arasında uzlaşmayı hedefliyor. Müzenin kuzeyindeki yerleşim alanı, şu anda güneydeki alandan ana kentsel arterle ve ayrıca zemin kot farkıyla bölünmüş durumda. Earthflow Müzesi, bina ve peyzaj tasarımında güney ve kuzey arasındaki kot farkını köprüleyerek, iki tarafı birbirine bağlayan ve mahalleye açılan bir kapı görevi gören geçirgen ve aktif bir kamusal alan yaratmayı hedefliyor.

Açıklık ve erişilebilirlik, açık kamusal meydanı ve cömert iç sirkülasyonu ile müze tasarımının merkezinde yer alıyor. Binanın nispeten küçük ayak izi, mahalledeki açık alan eksikliğine cevap vererek cömert bir kamusal meydan oluşturmak için zemin seviyesinde alan boşaltıyor. Müze, içte eğimli bir cadde olarak ana sergi rotasını oluşturan, içeriyi saran çapraz rampa ile bina içindeki halka açık rotaya devam ediyor. Bu merkezi rampa, müze sergisinin her yaştan ve yetenekte erişilebilirliğini ön planda tutarken, yapının özgün formuna da şekil veriyor. Sergi rotası, binanın en üst katından başlar ve ziyaretçiyi yavaşça aşağı doğru yönlendirir, iç caddeyi geçerek zemin seviyesine doğru ilerler. Bu arada, şehre açılan pencerelerle yol boyunca bakış açıları sunuluyor ve konukları bu ara seviyelerde mola vermeye davet ediyor.

Sirkülasyon, tasarımın kalbini oluşturuyor, müzeyi boydan boya geçen ve ziyaretçilerin sergi boyunca yolculuğuna yön veren uzatılmış rampa ile müzede sabit bir yatay akış yaratıyor. Sarmal iç sokak, hareket akışı binanın kütlesinde okunabilen sergi rotasını yönlendiriyor. Kamusal alanın binaya genişletilmesi, farklı yükseklik seviyelerinde çevredeki bağlamla görsel bir ilişki kurarken “zemini genişletmek” olarak düşünülen bir stratejidir. İç sokak, sergi alanlarını bina boyunca ana mimari yolculuk boyunca yerleştirmek için tasarlanmıştır.



Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)