Geleceğin İklim Dostu Binaları Nelerdir?
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Kopenhag sahilinde kurulan üç pavyon, radikal malzemelerin ve yeni hayat biçimlerinin konut inşaatının karbon ayak izini nasıl azaltabileceğini ortaya koyuyor. From 4 to 1 Planet geleceğin konutu için her biri farklı bir mimar, mühendis ve araştırmacı ekibi tarafından tam boyutlu inşa edilmiş bir prototip biçiminde oluşturulan üç vizyon ortaya koyuyor.
Bir tanesi sıkıştırılmış toprağın olasılığını gösterirken, ikincisi sazdan bir dış cephe ile kil bloktan bir iç alanı birleştiriyor ve üçüncüsü de evlerin nasıl daha fazla yer tasarrufu sağlayabileceğini gösteriyor. Bu sürdürülebilir mimari pavyonlar BM'nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine dair konuları keşfetmek üzere bu ayın başlarında düzenlenen UIA World Congress of Architects programının bir parçası olarak oluşturulan 15 SDG Pavilions'u arasında bulunuyor.
Søren Kierkegaard's Plads'da, Danish Architecture Center'ın bitişiğinde konumlanmışlar. Üç tasarım ekibi uygun fiyatlı konut yapımının nasıl daha çevre dostu hale gelebileceğine dair fikirlerin arandığı Next Generation Architecture yarışmasının kazananları oldu. Üç tasarımın arkasındaki mimarlık stüdyoları ReVærk, Tegnestuen Lokal ve Leth & Gori and Rønnow. Leth & Gori ve Rønnow, Thatched Brick Pavilion başlıklı tasarımda Danish Royal Academy'de bir araştırma grubu olan Center for Industrialised Architecture (CINARK) ile birlikte çalıştı.
Sürdürülebilir mimari örneklerden bina samandan yapılan sazın gözenekli kil bloklarla birleştirilerek şaşırtıcı derecede yüksek yalıtım ve yangın emniyeti düzeyine sahip yapıların nasıl oluşturulabileceğini göstermeyi hedefliyor. Leth & Gori'nin kurucu ortaklarından Uffe Leth, "Bu malzemelerin birleşiminde hem estetik hem de teknik olasılıklar keşfettik. Bu tuğla bloklarla yüksek binalar inşa edersek, sazdan cepheler bize ilave yalıtım konusunda yardımcı olur. Bu yapı yönetmeliklerine uymak için daha derin bloklar veya iki kat blok kullanmak için enerji ve kaynak harcamamıza ihtiyaç duymadığımız anlamına geliyor." dedi. Bu yüzden sürdürülebilir mimaride kullanılan malzemeler tercih edilmiş.
Tegnestuen Lokal'in tasarımı olan sürdürülebilir mimari projelerden Quarter Pie Pavilion, toplu konutların nicelikten öte niteliğe öncelik veren konutlar oluşturmak için yeni inşa tekniklerinin yanı sıra yeni hayat anlayışlarını nasıl kolaylaştırabileceğini öneriyor. Stüdyonun kurucusu Christopher Ketil Dehn Carlsen, "Gezegensel bakımdan daha duyarlı bir yapı kültürüne yaklaşabilmemiz için yalnızca nasıl inşa ettiğimize güvenemeyiz, aynı zamanda ne kadar inşa ettiğimiz konusunda da eleştirel olmalıyız. Bize göre dünyanın en yeşil inşaat malzemeleri bile var olan aşırı alan tüketimimizi engelleyemez, bu yüzden konut piyasamızın hem demografik değişikliklere hem de yeni ve köklü ortak yaşam seçeneklerine yanıt vermesini sağlamalıyız." dedi.
Sürdürülebilir mimari prototipe 10 ana ilkeden oluşan bir liste eklendi ve olasılık olarak bütün konut inşaatı sektörü tarafından kabul edilebilecek bir strateji önerildi. Carlsen bunu "dünyaya karşı duyarlı konutlar için uygulaması kolay bir dizi kural" olarak nitelendiriyor. Bu liste ortak yaşam ve diğer paylaşım şekillerinin yanı sıra esnekliği de kapsayan konutları destekliyor. Carlsen, "Var olan zorluklarımıza tek bir yanıt göstermek yerine, öngörülemeyen ve köklü yanıtlar oluşturabilecek sorular sormak istedik. Pavyonumuz ve onun kapsayıcı konut konsepti, demontajın tektoniğine yoğunlaştığımız örneklerden yalnızca biri. Ama bize göre kural sisteminin kendisi girişimin gerçek ürünüdür." dedi.
ReVærk, biyomalzemelere yoğunlaştığı için sürdürülebilir mimari projesine Natural Pavilion ismini verdi. Hedeflerden biri bu çeşit malzemelerin yalnızca iklim dostu olmakla kalmayıp aynı zamanda bir konutun iç alanının duyusal kalitesini de nasıl artırabileceğini ortaya koymaktı. Sürdürülebilir mimari yapı yerel olarak tedarik edilen killi toprak kullanılarak yapılan sıkıştırılmış toprak duvarlara, ahşap bir strüktüre ve ahşap lifinden yapılmış biyojenik yalıtım şeritlerine sahip. ReVærk'in kurucu ortağı Simeon Østerlund Bamford, "İnşaat malzemeleri bir yapının karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 70'ini teşkil ediyor." dedi.
Bamford, "Bunun yanıtı kaçınılmaz olarak daima ileriye bakmak için geriye bakmak olmuştur. Doğal düşük emisyonlu malzemelerin ve eski yapı tekniklerinin, malzemelerin hem doğal iç alan iklim koşulları hem de harika estetik özellikler sağladığı yeni bir mimari deneyimi nasıl oluşturabileceğini göstermek istedik." dedi.
From 4 to 1 Planet, Realdania ve Villum Fonden tarafından desteklenen Danimarkalı bir araştırma ve geliştirme danışmanlık şirketi olan Smith Innovation'ın başını çektiği bir girişimin sonucudur. Sergi bittiğinde pavyonlar yeni yerlere taşınacak ve yeniden işlevlendirilecek. From 4 to 1 Planet 10 Haziran - 11 Ağustos 2023 tarihleri arasında Søren Kierkegaard's Plads'da sergilenecek.