Hibrit Ahşap ve Çelikle Tasarlanmış Sürdürülebilir Kampüs
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Mimarlık firması Studio Gang, Fransa'daki ilk projesi olan John W Boyer Merkezi ile sosyal bağlantıları artırmayı hedefliyor. Bu "dikey kampüs", Chicago Üniversitesi için tasarlanmış olup, ahşap kullanımı ve hibrit malzeme seçimi ile dikkat çekiyor. Paris'in 13. bölgesinde konumlanan bu akademik yapı, yenilikçi tasarım yaklaşımı ve sürdürülebilir malzemelerle çevre dostu bir yapı olarak öne çıkıyor.
Dikey kampüs konseptiyle sosyal etkileşimi güçlendirmek
Studio Gang'in tasarımı, Paris’teki akademik ve kültürel bağları güçlendirmeyi amaçlıyor. John W Boyer Merkezi, çevresindeki diğer yapılarla uyumlu estetik anlayışıyla, aynı zamanda Chicago Üniversitesi'nin Avrupa’daki araştırma olanaklarını genişletmek için tasarlanmış bir "dikey kampüs" olarak öne çıkıyor. Jeanne Gang, Studio Gang'in kurucu ortağı, projenin tasarımını şu şekilde açıklıyor: "Çok katlı avlu, tüm alanlara ışık sağlar ve programlar arasında görsel bağlantılar sunar."
Sürdürülebilir malzemeler ve yapısal yenilik
Paris'in kamusal binalarında en az %50 doğal malzeme kullanma zorunluluğu doğrultusunda, Studio Gang, hibrit ahşap ve çelik yapı tercih etmiş. Binanın temelini oluşturan beton ve çelik alt yapı, üst yapıda çapraz-lamine ahşap döşemeler ile desteklenmiş. Bu tasarım, sürdürülebilirlik ve yapı dayanıklılığını en üst seviyeye çıkarırken, şehre özgü doğal malzeme kullanımıyla uyum içinde tasarlanmış.
Güneş engelleyici cephe tasarımı ile enerji verimliliği
John W Boyer Merkezi'nin dış cephesi, 900'den fazla silindirik kireç taşı kaplı cam elyafı "çubuk" ile kaplanmış. Bu özel tasarım, hem estetik hem de işlevsel açıdan önemli bir rol oynuyor. Kireç taşı, Paris bölgesinin tarihiyle bağ kurarken, binayı çevreye uyumlu hale getirir. Studio Gang, bu tasarımın sadece estetik değil, aynı zamanda şehre yapısal bağlar kurmaya yönelik olduğunu belirtti.
Biyolojik çeşitlilik ve çevre dostu tasarım
Studio Gang'in tasarımı, çevreye duyarlı yaklaşımlarla şekillendi. Binanın çatısında, biyolojik çeşitliliği artıran bir çatı bahçesi yer alıyor ve yapının karbon ayak izini azaltmak amacıyla çevre dostu malzemeler kullanılmış. Ayrıca, Paris’in altyapısına entegre olan yapının, şehirle yapısal ve görsel bir bağlantısı var.
Aydınlatma ve doğal ışık kullanımı
Binanın avlusu, doğal ışığın iç mekanlara en verimli şekilde girmesini sağlamak için özel olarak tasarlanmış. Açılı tavan pencereleri ve heykelsi merdivenler, ışığın binanın her alanına yayılmasını sağlar. Bu tasarım, binanın iç mekanlarının ferah ve enerji verimli olmasına olanak tanır.
Studio Gang’in John W Boyer Merkezi, sadece Paris’in mimari dokusuna uyum sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilir tasarım ve çevre dostu malzemeler ile örnek bir yapı olarak öne çıkıyor. Bu proje, Chicago Üniversitesi'nin Avrupa’daki araştırma olanaklarını genişletirken, sosyal etkileşimleri, kültürel alışverişi ve akademik iş birliklerini artırmayı amaçlayan bir tasarım anlayışını yansıtıyor. Studio Gang, modern mimaride sürdürülebilirliği estetik ve işlevsellik ile birleştirerek, Paris'teki ilk projesinde başarıyla hayata geçirmiş.