İstanbul’un Hastane Ve Okulları Güçlenerek Depreme Hazırlanıyor
Kazım Gökhan Elgin
İstanbul Valiliği Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) Direktörü
İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP)’te, proaktif bir yaklaşımla afet zararlarını önceden tespit edip, önlem alarak azaltmaya çalışıyoruz. Zarar telafisinden zarar azaltmaya, bekle-gör politikasından tahmin et-önle politikasına, kriz yönetiminden risk yönetimine ve sürdürülebilir gelişmeye ulaşmayı amaçlıyoruz.
Nüfusumuzun yüzde 70’i deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde yaşıyor. Topraklarımızın yüzde 66’sı aktif fay bölgelerinde yer alıyor. Son yüzyılda meydana gelen afetlerin yol açtığı kayıpların yüzde 64’ü ve hasar gören binaların yüzde 75’i depremlerden dolayı gerçekleşti.
Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde bu tür afetler ekonomik sıkıntılara neden oluyor. Türkiye’de 1980-2000 arası 16 milyondan fazla kişi deprem başta olmak üzere doğal afetlerden etkilendi, 21267 kişiyi de bu afetlerden dolayı hayatını kaybetti. 1999 Marmara Depremi’nde 18 bin kişi hayatını kaybederken, 113 bin bina yıkıldı. Bu depremde iletişim ilk 48 saatte sağlanamamıştı; ilkyardım ve kurtarmada çok kaotik bir ortam oluşmuştu.
10-15 milyon ABD doları ekonomik kayıp da yaşandı. Fay hattıyla ilgili çalışmalar gerçekleştirildi. Reaksiyonel yaklaşımdan proaktif yaklaşıma geçildi. İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP)’te, proaktif bir yaklaşımla afet zararlarını önceden tespit edip, önlem alarak azaltmaya çalışıyoruz. Zarar telafisinden zarar azaltmaya, bekle-gör politikasından tahmin et-önle politikasına, kriz yönetiminden risk yönetimine ve sürdürülebilir gelişmeye ulaşmayı amaçlıyoruz.
Türkiye yüksek risk hattında
Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin yaşadığı 14 milyon nüfusa sahip İstanbul’a baktığımızda, San Francisco, Los Angeles ve Tokyo gibi dünyanın büyük şehirleriyle eşdeğer derecede deprem riski bulunuyor. 7,5 büyüklüğünde bir deprem olma olasılığı önümüzdeki 30 yıl içinde yüzde 62’den fazla ve bu olası şiddetli depremde 70 bin ölü, 120 binden fazla ağır yaralı olası tahminler arasında yer alıyor. Bu nedenle 2006 yılında İSMEP’i hayata geçirdik. Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası ve İslam Kalkınma Bankası’ndan elde ettiğimiz fon ve kredilerle 1,78 milyar avroluk bütçeyle projeyi 2020 yılına kadar yürüteceğiz.
7,5 büyüklüğünde bir deprem olma olasılığı önümüzdeki 30 yıl içinde yüzde 62’den fazla ve bu olası şiddetli depremde 70 bin ölü, 120 binden fazla ağır yaralı olması tahminler arasında yer alıyor.
2007 yılında 104 okulun güçlendirme çalışmalarına başladık.
4 aşamadan oluşan projenin ilk aşaması olan hazırlık aşamasını 100’den fazla toplantı gerçekleştirerek 2000-2005 yılları arasında tamamladık. İstanbul Valiliği’nin projeyi sahiplenmesiyle daha hızlı ilerledik. Kamu binalarında afet planına göre önceliği, fay hattına uzaklığı, nüfusu gibi belirlediğimiz teknik kriterlere göre önceliklendirme yaptık. 2007 yılında 104 okulun güçlendirme çalışmalarına başladık. İstanbul Valiliği’nin altında İstanbul Proje Koordinasyon Birimi kuruldu. Güçlendirme yaptığımız okullardaki öğrencileri başka okullara taşıdık, dolayısıyla projenin insan odaklı olması büyük önem taşıyor. Güçlendirme yaptığımız okullarda öğrencilere, öğretmenlere, idarecilere bilgilendirme ve bilinçlendirme eğitimleri veriyoruz. Aynı zamanda uluslararası standartlara uyacak şekilde binaların teknik fizibilitesini yapıyoruz. Güçlendirme maliyeti yeniden yapım maliyetinin yüzde 40’ını aşıyorsa, yeniden yapım uyguluyoruz. Şuanda 4.aşamada yani Bilgi ve İnovasyon Merkezi kurarak bilgi ve tecrübelerimizi Türkiye ve tüm dünyayla paylaşma aşamasındayız.
Bilinçlendirme, güçlendirme ve yeniden yapım
Proje kapsamında 3 ana bileşenimiz bulunuyor. Acil durum hazırlık kapasitesinin artırılması kapsamında İstanbul AFAD’a biri Avrupa diğeri Anadolu Yakası’nda bulunan iki kontrol ve komuta merkezi inşa ettik. Haberleşme sistemlerini riskten arındırdık ve kapsama alanlarını genişlettik. 1 milyondan fazla kişiye bilinçlendirme eğitimleri verdik. Güçlendirme ve yeniden yapım da bir diğer ana bileşenimizdir. Pilot belediyelerde de çalışmalarımıza devam ediyoruz.
1452 kampüs, 356 binada dış fizibilite çalışması yaparak güvenlikli binalar olup olmadığını belirleyerek güçlendirme ya da yeniden yapım kararını verdik. Eğitim sektöründe 980 okulunun güçlendirme ve yeniden yapımını tamamladık. Böylelikle 1,5 milyondan fazla öğrenci ve öğretmen güvenli okullarda eğitime devam ediyor. Yeniden inşa ettiğimiz okullarda 2,5 kat fazla alan oluşturuyoruz; derslik sayısı da yeni okullarda 2 katına ulaştı. Kazım Karabekir İlköğretim Okulu’nda yağmur hasadı deposu yaparak, okulun aylık su ihtiyacının yüzde 13’ünü bu şekilde karşılıyoruz.
Sağlık alanında ise 18 hastane ve 61 poliklinikte güçlendirme ve yeniden yapım çalışmasını tamamladık. Şu anda da İstanbul’un en önemli hastanelerinden Kartal, Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde yeniden inşa çalışmalarımız devam ediyor. Yeni hastane binalarının yapımının tamamlanmasının ardından eski binaları yıkacağız. 510 milyon avro yatırım bedeli olan Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi de güçlendirerek bu yıl faaliyete geçireceğiz.
Kartal, Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde yeniden inşa çalışmalarımız devam ediyor.
İPKB olarak yaşanabilir bir dünya için çevrenin öneminin farkındayız. Sürdürülebilir bir dünya için binaları en son teknolojileri takip ederek tasarlıyoruz. Kartal, Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde dünyada en çok kabul gören LEED sertifikasını aldık. Yine İstanbul’da ve Türkiye’de ilk LEED Altın sertifikasını alacak hastaneleri tasarlıyoruz. Hastanelerde su ve enerji tüketimini azaltmak, hasta iyileşme sürelerini kısaltmak, çalışanların verimliliğini artıran ortamlar yaratmak ve hastanelerin çevreye olumsuz etkilerini azaltmak gibi hususları esas alarak projeler hazırlıyoruz. Entegre ve esnek tasarımlarla 60-79 puan alarak, hastanelerde LEED Altın sertifikası almayı hedefliyoruz.
Hastanede kullanılan doğalgazdan hastane için gerekli enerjinin bir kısmı üretilecek, buradan çıkan ısının suyun sıcaklığının artırılmasında kullanacağız. Her mekan için farklı verimli aydınlatma çözümleri kullanıyoruz. Yıllık enerji tüketimde de hedef yüzde 35 enerji tasarrufu sağlamaktır. Damla sulama yöntemini de kullanarak az su tüketen peyzaj tasarımları yapıyoruz. Yıllık su tüketimi de yüzde 20 azaltmayı hedefliyoruz. Çalışanlar için bisiklet parkları, akülü araç şarj noktaları, kamyon temizleme alanlarının yanı sıra iç mekanlarda taze hava ve doğru filtreleme sayesinde ve açılabilir pencerelerle doğru havalandırma imkanı yaratıyoruz. Esnek ve entegre tasarımla afet anında tek kişilik odalar iki kişinin kullanımına imkan tanıyor. Depo alanlarını da hasta odasına dönüştürebiliyoruz.
Her mekan için farklı verimli aydınlatma çözümleri kullanıyoruz. Yıllık enerji tüketimde de hedef yüzde 35 enerji tasarrufu sağlamak.
Yeniden inşa yapacağımız Kadıköy Atatürk Fen Lisesi örneğini sizinle paylaşmak istiyorum. Çevresel kirlilik analizi, yeşil alanların artırılması, bisiklet parkları, yağmur ve sel suyu yönetimi, yeşil çatı uygulaması, solar su ısıtıcı paneller gibi çeşitli teknolojik uygulamalarla yeni bir okul inşa ediyoruz. Bu uygulamalarla LEED Platinum sertifikası almayı hedefliyoruz. Bu sertifikayı alarak, yeniliklere öncelik etmesi, Avrupa ve Asya’da Platinum seviyesindeki ilk okul olmasını, öğrenci ve öğretmenlere hayatlarına olumlu etki edecek bir yaşam alanı oluşturmayı amaçlıyoruz. Ek maliyet konusunda da özel sektörden paydaşlar bularak bu işin altından kalkmayı planlıyoruz.