Konusu Çocuk Olan Bir Kampüs Yapısı; Calgary Üniversitesi Çocuk Gelişim Merkezi
Kanada Calgary’de bulunan Calgary Üniversitesi Çocuk Gelişim Merkezi, çocuğun fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı gelişimine odaklanmış bir proje.
Proje, çocuğun her açıdan sağlıklı gelişiminin, çevresel performansı yüksek, sürdürülebilir bir yapı aracılığıyla nasıl desteklenebileceğine dair ipuçları sunuyor. Üniversitenin rektörü Harvey Weingarten, merkezin hedefinin çocuk sağlığını iyileştirmek için etkili teşhis ve tedavi yöntemleri geliştirmek, çocuk ve aile yaşam kalitesini arttırmak olduğunu belirtiyor.
9 Ekim 2007 tarihinde açılışı gerçekleşen Calgary Çocuk Gelişim Merkezi, Kasian Mimarlık Ic Desing ve Planlama Limited Şirketi tarafından tasarlandı ve uygulandı. Projenin mimarı Judy MacDougall tasarım önceliklerinin, üniversite tarafından talep edilen LEED Platin sertifikasının alınması olduğunu belirtiyor. Bu kapsamda projenin tasarım süreci işlevsellik, verimlilik, sürdürülebilirlik, bütçe ve estetik gibi çeşitli açılardan incelenerek geliştirildi. Proje yöneticisi, şantiye müdürü, müşteri danışmanı ve kullanıcı gruplarının fikir birliğiyle ortaya çıkan proje, yüksek performanslı ve sürdürülebilir bir tesis olarak tasarlandı. Weingarten, Kasian ile ortaklıklarının sonucunda yaşamsal değerlerin devamlılığı için yaşayan bir laboratuvar yarattıklarını belirtti.
Yaklaşık 11,612 m2‘lik bir alanda gerçekleştirilen ve 23 milyon dolara mal olan proje, 2005 yılının Mart ayında başlayıp 2007 yılının Ağustos ayında tamamlandı. Merkezin yapılacağı yerin belirlenmesi aşamasında çeşitli kriterler göz önünde bulundurularak üniversitenin batı kampüsünde yer alan nokta seçildi. Alberta Çocuk Hastanesi’nin yanına konumlanan yapı, toplu ulaşım noktalarına, kafe, park yeri ve toplantı mekanları gibi kamusal alanlara yakın. Alternatif ulaşım yollarını da destekleyen proje alanı, bisikletle ulaşıma müsait, kampüs içi yolların kesiştiği bir nokta özelliğine de sahip.
Merkezin giriş katı farklı etkinlikler gerçekleştirmek üzere geniş ve açık-konseptli bir alan olarak tasarlandı. 80 çocuk kapasiteli bakım alanı olarak kullanılan mekanda farklı kullanıcıların birbirleriyle etkileşim içinde olmalarının desteklenmesi amaçlandı. Aynı zamanda katta, Calgary şehrinde yaşayan sanatçı Isabel Robertson tarafından gerçekleştirilen duvar renklendirmeleri ve tasarlanan bir merdiven yer alıyor. Birinci katta zemin kata bakan geniş bir bekleme alanı bulunuyor. Birinci, ikinci ve üçüncü katlarda ise çocuk gelişimine odaklanan çalışmaların gerçekleştirileceği alanlar yer alıyor. Yapının doğu ve batı cephelerinde mozaik desenler bulunurken doğu cephesinde çocukları sembolize etmek amacıyla ayrıca bir elizi deseni karşımıza çıkıyor.
Öncelikleri her alanda sürdürülebilir bir yapı gerçekleştirmek olan Kasian Mimarlık, enerji ve su verimliliği sağlamaya, atmosfer, malzeme ve kaynak bileşimlerine ve iç mekan çevre kalitesini arttırmaya yönelik birçok farklı çözümlere başvurduklarını belirtti. Bu kapsamda projede öncelikli olarak kullanılan malzemelerde sürdürülebilirlik adına en verimli ürünler tercih edildi.
Malzeme Seçimleri
Süreç boyunca kullanılan bütün malzemelerin içeriğinde %20 oranında geri dönüştürülmüş malzeme bulunuyor. Ayrıca bu malzemelerin %24’ü yerel kaynaklardan temin edildi. İç mekan yer döşemelerinde kullanılan doğal mantar, meşe ağacının kabuğundan her 9 ile 14 senede bir alınan parçalardan üretiliyor. Bu şekilde ağacların kesilmesini engelleyerek doğanın tahrip edilmesini önleniyor. Ayrıca dirençli ve bakımı kolay olmasının yanında zemin ısısını yüksek tutma kapasitesi bulunan mantarın ve diğer bütün ahşap ürünlerin %70‘inde FSC sertfikası bulunuyor. Kullanılan bütün boyalarda ve mantolama ürünlerinde Uçucu Organik Bileşik’leri (VOC) düşük oranda olanlar tercih edildi. Green Label’lı1 halı ve yapıştırıcı ürünlerinin kullanımı ile iç mekan hava kalitesi arttırıldı. Yapım sürecinde termik santral atık ürünlerinden geri dönüştürülmüş olan %50 oranında uçucu özelliğe sahip kül karışımlı betonlar2 kullanıldı. Retro-plate cilalama3 yöntemi ile iç mekanda kullanılan beton daha dayanıklı hale getirildi. Temizlemek için sadece suyla silmenin yeterli olduğu cilalama yöntemi, yüzeyin %30 oranında yansıtma özelliğini arttırmasıyla iç mekanın daha aydınlık hale gelmesini sağlandı. Binanın bakım ihtiyacının azaltılması ve dayanıklılığını arttırılması için kuzey ve güney cephelerde çinko kaplama yapıldı.
Havalandırma ve Isınma
İç mekanda gerçekleştirilen uygulamalar projenin temelinde yer alan sürdürülebilirlik ilkesinden yola çıkılarak alternatif fikirlerle oluşturuldu. Bütün tuvaletlerde içilemeyen su kullanılırken düşük debili sifonlar, susuz çalışan pisuarlar ve lavabolara fazladan su kaybını engellemek için sensörlü musluklar takıldı. Geleneksel su ısıtıcılarının yerine depolanmadan, yüksek verimli su ısıtıcıları kullanıldı. Yapının havalandırma sistemi, iç mekandaki havayı sıcak veya soğuk alandan tedarik ederek daha verimli ısıtma ve soğutma sistemi oluşmasını sağlayan ısı iyileştirme çarkları ile tamamlandı. Yapının ısıtma sisteminde %91 oranında etkili yoğuşmalı kombiler kullanıldı. Ayrıca iç mekan havalandırmasına katkı sağlayacak açılabilir pencereler de bulunuyor. Bütün ana girişlerde kullanılan kalıcı giriş döşeme sistemleri iç mekan hava kalitesini olumsuz etkileyecek parçacıkları yakalayıp muhafaza ediyor.
Enerji Verimliliği
Enerjinin üretim ve tüketimi, sürdürülebilirlik adına en önemli -ve belki de en masraflı- kriter olarak ele alınabilir. Kasian Mimarlık bu konuda yapıcı çözümler sunuyor. Yapının batı-doğu doğrultusunda uzanması, güneşi kışın en verimli şekilde kullanılmasını ve ısınmak için daha az enerji tüketilmesini sağlıyor. Güney cephesinde kullanılan fotovoltaik paneller güneş enerjisini elektrik enerjisine çevirerek direk olarak binanın enerji kaynağına iletiyor. Bu paneller aynı zamanda gölge sağlama işlevini de görüyor. Kullanılan enerjinin %10‘unu karşılamasını sağlayan yöntem aynı zamanda senelik saatte 65,000 kilowatt enerji üretim kapasitesine sahip. 65,000 kilowatt enerji ise 6 evin yıllık enerji tüketimine eşdeğer. Projede yüksek yansıtma ve yayım kabiliyeti özellikleri nedeniyle enerji tasaruflu çatı sistemleri kullanıldı. Bu sistem mikroklima üzerindeki etkiyi en aza indirirken çeşitli alanlardaki termal farklılıkları azalttı. Binanın güney ve batı cephelerinde sorun olan solar ısınmaya çözüm olarak bu cephelerin tavan çevrelerine ısı seviyesini düşürmek için ışınsal serinleme panelleri4 yerleştirildi. Ayrıca sensörlü aydınlatma elemanları da erenrji tasarufu sağlanmak amacıyla tercih edildi.
Projenin sadece yapım aşamasında değil, işleyişe geçtikten sonraki süreçte de sürdürülebilirlik ilkesinin devamlılığının sağlanabilmesi için farklı öneriler getirildi. Her kata yerleştirilen geri dönüşüm merkezleri ile kullanıcıların da geri dönüşüm sürecine katılması sağlandı. Projenin peyzaj tasarımında kuraklığa dayanıklı olan endemik ağaçlar ve çalı türleri tercih edilerek su kullanımına verimli bir düzenleme getirildi. İleride az bakım gerektirecek endemik bitkilerin seçilmesi ile su tasarufu sağlanması hedeflendi. Üniversitenin yemek servisi yerel üreticilerden sağlanarak ulaşımda fazladan enerji tüketimi engellendi. Bu uygulama sayesinde hem yerel kaynaklara katkı sağlandı hem de maliyetleri azalttı.
Projede yararlanılan bütün olanaklar kapsamında yıllık %70‘den fazla enerji, %55‘den fazla su tasarruf sağlandı. Binada tüketilen enerjinin %11’i geri dönüştürülebilme özelliğine sahip. CO2 salınımında yılda 436,5 tonluk bir azalma sağlandı. İnşaat sırasında ortaya çıkan atıkların %83’ü değerlendirilerek başka alanlarda kullanıldı. Proje yöneticisi Bill Chomik projenin maliyetinin normalden %10-20 oranında daha fazla olduğunu, ama sağlanılan olanaklarla bu durumun gelecekte kendini dengeleyeceğini belirtiliyor.
DİPNOTLAR
1-Ürünlerin üretim ve tüketim sürecindeki çevreye etkileri ve en düşük VOC ve CO2 salınımı olanlarını belirlemek üzere geliştirilen bir sertifikalama projesi
2-Kullanılan uçucu kül inorganik bir yan ürün olarak betonda kullanılınca mukavemeti arttırır, maliyeti düşürür, betonun ömrünü uzatır ve üretimi enerji gerektiren çimento, kireç ve parçalanmış taşların yerini alır
3-İçeriğinde herhangi bir bileşen veya VOC maddesi bulundurmayan, kokusuz, zehirli madde içermeyen ve yanmayan bir beton cilalama yöntemi