Malzemelere Saygı Göstererek Tasarım
Sezgin Aksu
Addo Furniture, Tasarımcı
'Malzemelere saygı göstererek tasarım’ Bu şu demek oluyor, bir heykeltıraş ahşap ve mermerle nasıl çalışır? Sanırım bu değerli malzemeleri düz kesmezdi. Biz buna dikkat ederek soft ve geometrik açıdan temiz formlar çıkarmaya çalıştık.
Birçok farklı alanda çalışıyorsunuz, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ve Addo ile yollarınızın nasıl kesiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Milano’da yaşıyorum, 2007’de kendi ofisimi açtım. Hem Türkiye’de hem de İtalya’da projelerimi hayata geçiriyorum. Addo Furniture dört yıl önce benimle iletişime geçtiğinde, onları tanımıyordum. Birkaç kere mailleştikten sonra İstanbul’a geldim ve kendileriyle görüşme, tanışma fırsatım oldu. Karşılıklı vizyonumuzu konuştuk, düşüncelerimizi paylaştık. Milano’ya geri döndüğümde kendilerinden etkilendiğimi fark ettim ve sonra birlikte çalışmaya karar verdik. Önce yeni bir ofis sistemi üzerine çalışmaya, sonra paralel olarak değişik oturma grupları üzerinde çalışmaya başladık.
İlk olarak Bridge koleksiyonunu ortaya çıkardık, o bitmek üzere iken Frame koltukları tasarladık. Bu ürünleri tasarlarken yeni bir showroom arayışına girdik ve Addo 1000 metrekarelik çok güzel bir alana taşındı, böylece Addo için yeni ürünlerle yeni bir hayat başladı.
Ofisler, çalışma ortamı olmanın yanı sıra, günün büyük bir kısmının geçtiği yaşam alanları. Ofis mobilyalarının rahat ve şık olması dışında, fonksiyonellikleri ile ortamdaki çalışma temposuna uymaları da çok önemli, bu doğrultuda tasarım stratejilerinizi nasıl kurguluyorsunuz?
Kurgulamıyorum; çünkü doğal haliyle zaten olması gerektiği şekliyle gidiyor.
Kuşak değişimleri, kurumsal yapılanmanın iş hayatında yaygınlaşması, işveren ve çalışan profillerinin dönüşümü ve çalışma hayatının teknoloji ile iç içe ve hızlı ilerleyişi gibi etkenler ofis mobilyası tasarımlarınıza nasıl yansıyor?
Tasarımlarımda kişiyi tanıyan, kişi geldiğinde her şeyin açıldığı ve masayı terk ettiğinde tüm fonksiyonların kapandığı teknolojiler var. Üstü cam ve alt tarafı teknoloji dolu bir masa benim hayalim olan bir tasarım. Tabi böyle atılımlar yapabilmek için çalıştığınız firmanın da bu kapasiteye erişmesi lazım.
Ofis mobilyalarının insan sağlığına, iç mekan kalitesine katkısı ve ofis mobilyalarında sürdürülebilir tercihler üzerine yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
İtalya’da çalıştığım firmalarda ürünlerin sürdürülebilir olması ve çevre duyarlılığı her zaman ilk sırada yer alıyor. Örneğin bir firma kullandığı ofis mobilyası tasarımından sıkıldığı anda belki mobilyaların ayaklarını bile değiştirerek yeni bir görünüm elde edebiliyor.
Addo için de kullandığımız malzemeler arasında alüminyum, ahşap, kumaş var; yani kolaylıkla ayırabileceğiniz malzemeler, böylece geri dönüşüm yapma şansınız çok yüksek. Kimyasal malzemeler kullanmamaya, yeni ürünlerimizi de bu şekilde üretmeye özen gösteriyoruz.
Günümüzün büyük bir kısmını ofislerde geçirdiğimiz için çalışan sağlığı büyük önem taşıyor. Ayrıca ofislerde akustik çözümler de çok önemli, Bu yüzden Addo için SnowSound’u getirmek istedim. Bu ürün estetik açıdan da ofislerle müthiş bir uyum içinde, aydınlatmalı olarak da seçebiliyorsunuz. Türkiye’de ürünün tek distribütörü Addo.
‘Bridge’ koleksiyonunun ardından tasarladığınız ve İSMOB’da sergilenen koleksiyonlarınızdan bahsedebilir misiniz?
‘NEL’in tasarım aşamasında pazarda görülen tüm ürünlerden farklı olsun, ilk görüldüğünde tasarım ürünü olduğu anlaşılsın istedik. Başka markalarda olmayan bir ürüne imza atmaktan yola çıktık. Değişik malzemeler kullanma fikri vardı. Değişik masif ahşap, değişik mermer tipleri, pirinç ve farklı deriler olarak malzemelere karar verdikten sonra sıra ‘malzemelere saygı göstererek tasarım’ aşamasındaydı. Bu şu demek oluyor, bir heykeltıraş ahşap ve mermerle nasıl çalışır? Sanırım bu değerli malzemeleri düz kesmezdi. Biz buna dikkat ederek soft ve geometrik açıdan temiz formlar çıkarmaya çalıştık. Executive masa olduğu için düşüncemiz tek bir masa yaratma değildi. Kullanıcıya malzeme ve versiyon seçme hakkı tanımak istedik. NEL, kombinasyon olarak farklı malzeme ve ölçülerin kullanılabileceği, özgür, farklı ve özel bir tasarım...
İtalya’da çalıştığım firmalarda ürünlerin sürdürülebilir olması ve çevre duyarlılığı her zaman ilk sırada yer alıyor.
SLIM ise ince ve keskin hatlarıyla yönetici odalarında net bir duruş sergiliyor. SLIM, ince demek. Genelde ince olanlarda konstrüksiyon stabil olmaz. Tasarıma formun içinde saklı, konstrüksiyonu göstermeyen bir üçgenle başladık. Üçgenin geometrik formu çok sert. Yanları çok ince bitiyor ve bu sisteme ismini veriyor. Amacımız kaliteli malzeme kullanarak elegan ve sert duran bir sistem yaratmaktı. Bunu değişik konstrüksiyon gerektiren yerlerde kullanılan üçgenle sağladık.
Uzun süredir Addo için bekleme ortamında fark yaratacak modüler oturma sistemi düşünüyorduk. Ofisim bildiğiniz gibi İtalya’da, orada daha çok rastlasam da her köyün ve şehrin bir ya da daha fazla meydanı vardır. İnsanlar burada toplanır, güneşin tadını alırlar, bir sandviç yerler, konuşurlar, dertleşirler, yani kısacası buralarda vakit geçirirler. Yeni oturma sistemine bu yüzden Piazza, meydan ismini verdik. Tasarladığımız ürün yüksek derecede flexible ve her ortama değişik versiyon önerebiliyoruz. Ekstra rahat oturum sağlayan 45 derece açılı değişik yastıkları, renk seçenekleri ve kolay birleştirebileceğimiz bir konstrüksiyonu var. Piazza insanlara değişik yerlerde kullanma özgürlüğü verecek. Havaalanları, otel lobileri, hastaneler, AVM’ler, ofisler ve tasarımın ön plana çıktığı her yer olabilir.