Oryantal Bakış Açısından Esinlenen Liyang Müzesi
Liyang Müzesi, yeni kentsel bölgede Yan Gölü Parkı'nın güneydoğu köşesinde yer almakta ve kentsel bir kamusal alanı yeni doğaya bağlamaktadır. Organik çizgiler ve dalgalı dağlar, dağ ormanında melodik bir müzik oluşturur. Müzenin açık avlulu yapısı, insanları her yönden karşılar. Arazinin mükemmel kombinasyonu, peyzaj kültürünü anlatır ve oryantal şiirsel bir yaşam yaratır.
Çin enstrümanı Jiaoweiqin, Liyang'ın kültürel sembollerinden biridir. Bundan dolayı mimarlar, şehrin merkezinde bulunan bir müzede şehir mizacını inşa etmenin yolunu bu kültürel sembollerde ararlar. Mimar CR Lin, konsepti bu hikâyenin arka planına koymuş ve müzeyi tarihi antikiteden mimari forma dönüşmüştür.
Oryantal Bakış Açısının Mimariye Yansıması
Geç Han hanedanının bir kitabına göre Yong Cai'nin hikayesi yazıyor: Bir adam akşam yemeği yapmak için Paulownia'ları yakıyordu. Yong Cai yanından geçti ve ateşteki ahşabın çatırdadığını duydu. Bunun güzel bir odun parçası olduğunu hemen anladı ve o adama açıkladı. Odunları ateşten çıkardı ve onu kullanarak bir müzik aleti yaptı. İnsanlar enstrümanın güzel sesine hayran kaldılar. Ahşabın ucu yakıldığı için "Jiaoweiqin" olarak adlandırıldı.
Oryantal bir bakış açısıyla mimari hem iç hem de dış mekânı içeren doğa bütününün bir parçası olarak görülür; adeta insanı, dünyayı ve evreni birbirine bağlayan bir boşluk. Bu bağlamda ekip, melodi ve doğa arasındaki ilişkiyi, insan ve mimari etkileşimini göz önünde bulundurarak, kültür ve yaşam duyularının şiirsel bir görselleştirme sürecine girdi. Müzenin tasarım konsepti şunları içerir: KEJING (görselleştir ve senaryolaştır), XUANGE (ask ve şarkı söyle), LIUZHUANG (akış), neyin temel mekan olduğu ve doğu mimarisinin ne olduğu konusunda tartışma yaratmaya yardımcı olur.
Yüzen Mimari
Liyang Müzesi'nin en üst kısmı yüzen bir mimaridir. Bu kısım tıpkı şiir gibi, ziyaretçiyi pürüzsüz ve düşünceli hissettirir. Müzenin oyuk şeklindeki gövdesinde "şimdi, geçmiş ve gelecek" sergi salonları bulunmaktadır. Müzenin gölün yanında olan konumu, mimarlık bilgini Colin Rowe'un teorisine atıfta bulunarak çoklu erişim ve geçiş manzaraları sağlar. Liyang Müzesi'nin tasarımı, binalarda erişilebilirliği ve çoklu kavramların kombinasyonunu vurgular.
Bu müzede mimari aslında tepede oturur, tepeler müzenin dibi olur. Müzenin organik şekli, çevredeki araziye karışır ve uzanır. Bu şekilde doğayla entegre olan müze tasarımı, kullanıcıyı doğal ve hoş hissettirir. İnsanlarda bu doğayla bütünleşik mimariyi ziyaret etme nedeni oluşturur.
Müzenin giriş meydanı güneybatıda, müzenin yüzen gövdesinin hemen altında yer almaktadır. Meydan, müzenin ana girişi olarak işlev görür ve ziyaretçileri müzenin merkez avlusuna bağlar. Merkez avlunun kendi iklimi vardır. Ekip, bu avlunun popüler bir buluşma noktası olacağını varsayıyor. Geceleri ise su damlası şeklindeki bir veranda avlunun tepesine oturur. Bu veranda ışığı gökyüzüne yaymak için açık bir pencere gibi davranır; kıvılcımlar saçar, insanların dikkatini çeker.