Özgün ve Nitelikli Bir Müze Yapısı
Kent merkezinde önemli bir sit alanında yer alan ancak neredeyse hiç sosyal geçirgenliği olmayan bir alanın halkın kullanımına açılması öncelikle geç Osmanlı’dan modern Türk resminin önemli parçalarının da olduğu değerli eserlere ev sahipliği yapacak nitelikli bir müze yapısının kazanılmasına neden oldu.
Karaköy Limanı’ndaki 5 No’lu Antrepo, 2009 yılında, İstanbul Resim Heykel Müzesi’ne dönüştürülmek üzere Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne tahsis edilmiştir. Böylelikle, kent merkezinde önemli bir sit alanında yer alan ancak neredeyse hiç sosyal geçirgenliği olmayan bir alanın halkın kullanımına açılmasının ve öncelikle geç Osmanlı’dan modern Türk resminin önemli parçalarının da olduğu değerli eserlere ev sahipliği yapacak nitelikli bir müze yapısının kazanılmasına neden oldu.
Tasarımını Emre Arolat Mimarlık’ın üstlendiği müze yapısında tasarım sürecinin ilk araştırma aşamasında, bölgenin tarih içindeki fiziksel ve sosyolojik özellikleri incenlenmiştir. Bu çerçevede, 1950’li yılların sonlarından bu yana ayakta duran antrepo ve ofis bloklarının görsel hafızada edindiği özel yer, bölgenin yüzyıllardır sanayi ve liman bölgesi kimliğinin ötesinde öne çıkmıştır.
Ölçek ve yapısal unsurları açısından çok ön plana çıkan bu yapıların korunmasının önemi vurgulanmıştır. Özellikle antrepo binalarının en önemli yapısal özelliği olan betonarme ızgaranın tekrar ve düzene dayanan geometrisinin devam ettirilmesi tasarımın ana hedeflerinden biri olmuştur. Mevcut betonarme taşıyıcı sistemin büyük ölçüde korunması, buna karşın duvarlar ve döşemelerin kaldırılmasıyla, içine yeni müzenin galerilerinin yerleşebileceği üç boyutlu bir ızgara yapının elde edilmesi planlanmıştır.
TASARIMINI EMRE AROLAT MİMARLIK’IN ÜSTLENDİĞİ MÜZE YAPISINDA TASARIM SÜRECİNİN İLK ARAŞTIRMA AŞAMASINDA, BÖLGENİN TARİH İÇİNDEKİ FİZİKSEL VE SOSYOLOJİK ÖZELLİKLERİ İNCELENMİŞTİR.
Müzecilik açısından, eserlerin farklı dönemlerde değişkenlik gösteren küratöryal yaklaşımlar doğrultusunda sınıflandırılması ve mekânların kullanım biçimlerine göre gruplandırılıp galerilere dağıtılması ön görülmüştür. Bu türden çeşitli senaryolar doğrultusunda temaların değiştirilmesinin mümkün olması amaçlanmıştır.
Yapıyı kaplayan ve dış etkenlerden koruyacak şeffaf cephe, geleneksel bir çerçeve-cam çözümü yerine, yapının endüstriyel geçmişinden alıntı yapan özgün bir sistem ile ele alınmıştır. Bazıları birbirine bağlanabilen ve diğerleri izole edilebilecek şekilde düzenlenen galeriler, yeni geçitler ve köprüler aracılığıyla birbiriyle ilişkilendirilmiştir.
Böylece galeriler arasında beklenmedik bakış açıları sunan arayüzlerin oluşturulması, ziyaretçilerin ise galeriler ve şehir arasındaki ilişkilerin yanı sıra steril bir ortamda eserler ile temiz ilişkiler kurabileceği bir ortamın yaratılması sağlanmıştır.
Meclis-i Mebusan Bulvarı tarafında, antrepo binasının yanında inşa edilen dar-uzun ofis yapısının, taşıyıcı sisteminde ve özellikle özgün cephelerinde ciddi zafiyetlerin bulunması nedeniyle onun da benzer bir hafıza duygusuyla yeniden inşa edilmesi planlanmıştır.
Bu bölümde oluşturulan üç boyutlu boş alan, giriş ve dağılma alanlarının atölye ve ortak kullanım işlevleriyle zenginleştirilmesine olanak sağlamıştır. Zemin kat kullanışlı bir strateji ile olabildiğince geçirimli hale getirilerek bu yapının çevresindeki diğer binalar ve açık alanlarla kuracağı ilişki güçlendirilmiştir. Tüm bu yapısal özelliklerin, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin kentin kültürel varlığı içinde yeni, özgün ve taze bir merkez oluşturmasına yardımcı olması umulmaktadır.
Mimarlar: EAA - Emre Arolat Mimarlık
Alan: 20087 m2
Yıl: 2022
Fotoğraflar: Thomas Mayer
Peyzaj Mimarlığı: DS Mimarlık
Aydınlatma Tasarımı: SLD Aydınlatma
Yapı Mühendisliği: Tezkon Mühendislik