Rengarenk Sürdürülebilirlik...
- Fatoş Özdoğan / AkzoNobel Marshall Pazarlama ve Ticari Satışlar Müdürü
Akzonobel'de sürdürülebilirlik sadece sürdürulebilir ürün üretiminden ibaret değil . Bunun çok daha ötesinde bir yaklaşım; bir iş yapış ve yaşayış biçimi...
Marshall olarak, AkzoNobel’in markalarından biriyiz. Gezegen üzerindeki etkilerimizi azaltmaya ve müşterilerimize daha sürdürülebilir ürünler ve çözümler sunmaya söz veriyoruz. Ancak bunu, sürdürülebilirlik yaptığımız her şeyin merkezinde yer alırsa yapabileceğimize inanıyoruz.
Marshall kurum kültüründe sürdürülebilirliğin konumundan bahseder misiniz? Bu konuda yapılan çalışmalar nelerdir?
Marshall olarak, AkzoNobel’in markalarından biriyiz. Gezegen üzerindeki etkilerimizi azaltmaya ve müşterilerimize daha sürdürülebilir ürünler ve çözümler sunmaya söz veriyoruz. Ancak bunu, sürdürülebilirlik yaptığımız her şeyin merkezinde yer alırsa yapabileceğimize inanıyoruz. Müşterilerimizin, ortaklarımızın, çalışanlarımızın ve çevremizdeki dünyanın yararı için benimsediğimiz sürdürülebilirliği, işimizin her alanına dâhil etmiş bulunuyoruz. Markalarından biri olduğumuz AkzoNobel’in toplam cirosunun yüzde 18’i ekoloji dostu ürünlerden geliyor. AkzoNobel’in bu konudaki hedefi, 2015 yılı itibariyle bu oranı yüzde 30’a çıkarmak. Biz de Marshall olarak, bu ortak hedef doğrultusunda Türkiye çapındaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Üretim aşamasında ve sonrasında, son kullanıcıya kadar olan süreçte nasıl bir prosedür izliyorsunuz? Sürdürülebilirlik bu aşamalarda nasıl konumlanıyor?
AkzoNobel’de sürdürülebilirlik, sadece sürdürülebilir ürün üretiminden ibaret değil. Bunun çok daha ötesinde bir yaklaşım; bir iş yapış ve yaşayış biçimi.
Öncelikle en doğru hammadde seçimi ve yüksek kaliteli ürünlerle pazarda yer almak bizim vazgeçilmez kurallarımız arasında. Marshall su bazlı ürünlerinin içeriğindeki atmosfere verilen organik uçucu madde miktar (VOC) oranı, Avrupa Birliği normlarının da altında. Düşük VOC sayesinde hem çevre hem de insan sağlığına etkisi de minimuma iniyor.
Ayrıca solvent bazlı ve kullanıcılarımızın “yağlı boya” şeklinde tanımladığı tüm sentetik ürünlerimiz kurşunsuz. Cuprinol markası ile pazarda yer alan ahşap koruyucu ve verniklerimiz, ahşabın ömrünü uzattığı gibi, ürünlerimiz 5 yıl garanti kapsamında bulunuyor.
Metal koruma boyası, boyamız Hammerite ile kullanıcılarımız üç aşamada ve üç ürünle ancak tamamlanabilen sıradan metal koruma ürünleri yerine, sadece Hammerite kullanarak altı yıllık bir paslanmazlık garantisi elde ediyor.
Doğal malzemelerle elde edilen ürünleri korumak, ömürlerini uzatmak ve buna yönelik çalışmalar, yatırımlar yapmak da bizim sürdürülebilir politikalarımızın en önemli parçası.
Marshall’ın sosyal sorumluluk projelerinden ve sürdürülebilirliğe katkılarından bahseder misiniz?
“Renklendir Hayatı” sloganıyla gri ve kasvetli alanları yaşam dolu alanlara dönüştürmek için insanlara bir damla boya ile ilham veren Marshall olarak, her zaman yenilikçi yaklaşımlarımız ile gerek ülkemiz ekonomisine ve sektörümüze gerekse insanların hayatına hep daha iyisini sunmayı hedefliyoruz. Bu perspektiften baktığımızda da tüketicilerimizle, bir boya markası olmanın ötesine geçerek, çok daha duygusal bir bağ kuruyor, onların hayatının tam içinde, hayatlarına renklerle anlam ve değer katan bir marka olarak konumlanıyoruz.
AkzoNobel Marshall olarak, dünya çapında başlattığımız Renk Hareketi’ni ilk kez 1 Temmuz 2010 tarihi itibariyle Kadıköy Ayrılık Çeşmesi Sokağı’na getirdik. Herkese umut aşılayan ve hayatı renklendirmek için cesaret veren Renk Hareketi’ni, Temmuz 2011 tarihine kadar okullar, sokaklar, cadde ve binalarda gerçekleştirdiğimiz çeşitli boyama aktiviteleri ile İstanbul’dan Erzurum’a, Edirne’den Konya’ya kadar Türkiye’nin dört bir yanına taşıdık. Ayrıca, 2011 ve 2012 boyunca Yıldız Sarayı, Kula Evleri, Kadıköy Yeldeğirmeni ve Rasimpaşa gibi tarihi mekânları da Renk Hareketi kapsamında özgün bir şekilde renklendirdik.
2010’dan bu yana süren Renk Hareketimiz ile renklerin insan hayatı üzerindeki olumlu etkisini ve değişimin gücünü hep birlikte yaşıyoruz. Gri ve kasvetli alanların renklerle nasıl yaşanılası alanlara dönüştüğüne birlikte şahit oluyoruz. Bu yıl en son Renk Hareketi Kastamonu’daydı. Solgun ve yorgun görüntüsü ile yıpranmışlık hissi veren bir sokak, renklerimizle ve Kastamonu halkının desteği ile canlandı.
Renk Hareketi büyüyen bir halka ve herkes bunun bir parçası olabilir. Bizler sadece ortak çalışmalarla unuttuğumuz renklere dikkat çekiyor ve renk kullanımını cesaretlendiriyoruz. Birçok sokak, ev ve okul şimdiden bu renk gönüllüleri sayesinde bambaşka yaşam alanlarına dönüştü. Önümüzdeki dönemde de Renk Hareketimiz devam edecek.
Bu sayımızın dosya konusu “biyolojik iç mekân kalitesi”. İnsanın biyolojik ve ruhsal sağlığını kaçınılmaz bir şekilde belirleyen iç mekânlara dair genel bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?
AkzoNobel Estetik Merkezi tarafından beş kıtadan gelen renk uzmanları, dekoratörler, iç mimarlar, modacılar ve sosyologlar tarafından bilimsel bir uzmanlıkla değerlendirilerek, hazırlanan ve her yıl geleneksel olarak açıklanan Uluslararası Renk Akımları ColourFutures™ Araştırmasını yürütüyoruz. Bu araştırma kapsamında yeni yılın renkleri ve trendlerini belirliyoruz. Burada, en önemli yol göstericimiz, farklı toplumların ortak ihtiyaçları oluyor. Ekonomide, modada, popüler kültürde, doğada ve sosyal yaşamdaki değişimden ilham alarak belirlenen ve bu açıdan da toplumdaki değişimin iyi bir yansıtıcısı olan kataloğumuzu da yine insanlara ilham vermek üzere paylaşıyoruz.
Bu perspektifle, mekânlara göre renkleri seçmenin çok önemli olduğunu vurgulamak isteriz. Örneğin tüm ailenin bir araya geldiği, misafirlerin ağırlandığı salonlarda, sıcak renkler tercih etmek her zaman avantajdır. Kahverengi tonları soğuk kış günlerinde iç ısıtan bir ortam yaratır. Renkli yastıklar ve örtülerle tamamlayacağınız açık renkli mobilyalarınız şömine keyfi için davet edici bir hal alır.
Yeşil ve turuncu ilk bakışta uyumlu gibi görünmese de sıcak ve soğuk tonları bir arada kullanmak işe yarar. Özellikle çatı katı gibi yoğun ve güzel ışık alan bir alanda kullanılacak açık renkler güneşin enerjisini uzun süre içeride depolar. Aydınlıkla arası iyi olanlar için çok idealdir.
Çok farklı tonlarda bir orta yol bulunabilir. Odanın yarısı birinin, kalan kısımlar ise diğerinin renginde, birbirine geçmiş bir tasarımda ortada karşılaşırsa hem ilginç hem de tasarımın ön planda olduğu bir form yakalanabilir.
Yoğun iş stresinden huzurlu evinize koşup harika bir yemekle günü noktalamak arzusundaysanız, doğru seçilmiş yumuşak renklerle en azından evinizde sakin bir hava yaratabilirsiniz. Lila, sakin ve yumuşak olduğu kadar şık da bir renktir. Yemek odasında sakin ve huzur veren akşam yemekleri için yeşil tercih edilebilir.
Yatak odası, rahatlık ve sükûnetin olması gerektiği yerdir. Bu yüzden sert kontrastların, ağır renklerin yerine yumuşak renkleri tercih etmek iyidir. İklimi de göz önünde bulundurmak işe yarar. Kuzeye bakan odalarda, sıcak renkler kullanılmalı, güney odalarında ise mavi grubu gibi serinletici renklere yer verilmelidir.
Günümüzde çocuklar sadece giyeceklerine karar vermek istemiyor. Odalarının da kişiliklerini yansıtmasını istiyor. Siz de doğru renk seçimleri ile çocuğunuza hayal ettikleri şeyi başarmalarında yardımcı olabilirsiniz. Güzel çiçekler ve parlak renkler bir kız çocuğunun odasını süslemek için yeterlidir. Futbol hastası oğlunuz, bırakın takım rengini duvarına yansıtsın. Dev forma numaraları ve top şeklinde boyanmış raflarla hayallerinin sahasını odasına taşıyabilir.
İç mekân hava kalitesinin artırılmasında Marshall ürünlerinin katkıları nelerdir?
Boyalarımız rahatça sürülüp, yüksek kapatıcılık özelliğine sahip olduğundan çok koyu renklerden, açık tonlara dönüş sıkıntı olmuyor. Çabucak kuruduğundan eve yerleşmek için günlerce hatta bazen haftalarca boyanın kurumasını beklemeye gerek kalmıyor. Yenilenmek için illa da mevsimin bahar olmasına da gerek yok. Dört mevsim, dilendiği zaman ve belki de sadece tek bir oda rahatlıkla boyanabiliyor. Özetle, tüm Marshall ürünleri hayatı renklendirmenin kolaylığını getiriyor.
Marshall, sektörünün lider şirketlerinden. Alanında pek çok kalite belgesinin de Türkiye’deki ilk sahibi. İnsan sağlığı ve kalite konularında son derece titiz olan Marshall’ın yeni çevre dostu ürünleri nelerdir?
Ülkemiz ekonomisi ve çevrenin korunması açısından son derece önemli bir ürün olan Thermo’s Isı Yalıtım Sistemi ürünümüz, mekânlarda dış cephe yalıtımı sayesinde yüzde 55 oranında ısı tasarrufu sağlayabilme özelliğine sahip. Türkiye bütçesindeki açığın büyük oranda enerji harcamalarından kaynaklandığını düşünürsek, hem bu açığı kapatmak hem de çevreyi korumak adına çok kıymetli bir ürün olarak konumlanıyor.
Antimikrobiyal yapılı Marshall Hijyen, insan, hayvan ve çevre dostu bir ürün olarak öne çıkıyor. Sahip olduğu gümüş iyonları, insan ve hayvanlara en ufak bir zarar vermeden duvarlardaki küf ve mantarı 10 bin kat daha fazla engelleme özelliğine sahip ve AB kozmetik yönetmeliğine de uyumlu. Bu öncü içeriğinin yanı sıra atmosfere verilen Organik Uçucu Madde Miktarı (VOC) açısından AB standart ortalamasının altında olduğundan çevre dostu bir ürün. Tüm bu ayrıcalıklı özellikleri ile Marshall Hijyen, evlerin yanı sıra temizliğin önem kazandığı hastane, okul, kreş, ilaç fabrikaları, veterinerler ve gıda tesisleri gibi mekânlarda da gönül rahatlığıyla kullanılabiliyor.
Ayrıca, enerji tasarrufuna yardımcı olan yeni nesil Light&Space iç mekân boyaları ve dış cephelerde güneş ışınlarının yüzeylerden yansımasını sağlayarak, evlerimizde daha kolay serinlememize yardımcı olan Marshall Keep Cool dış cephe ürünleri gibi son derece yenilikçi ve özel ürün teknolojilerine sahibiz.
Marshall sürdürülebilirliğe destek veren firmalardan biri; yer aldığınız sertifikalı projelerden birkaç örnek verebilir misiniz?
“Renklendir Hayatı” sloganıyla insanların yaşamına bir damla boya ile renk katmak ve ilham vermek için tüm faaliyetlerini sürdüren AkzoNobel Marshall olarak; çevreye, insan sağlığına ve güvenliğine duyarlılığı tamamen bir kurum kültürü yaklaşımıyla benimsiyor; çevre ve sürdürülebilirlik konusunu her zaman en ön planda tutuyoruz.
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi (1999), OHSAS 18001 Sağlık Güvenlik Yönetim Sistemi (2001), SA 8000 Sosyal Sorumluluk (2001) ve ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi (1996) Standartları’na göre faaliyetlerimizi yürütüyor ve her yıl bu sistemlere uyumluluk açısından denetlenerek belgelendiriliyoruz. Ek olarak, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından da her yıl denetimden geçiyoruz.
Fabrikamızda üretim süreci ve sonrasında ortaya çıkan atık ve ürünlerin insana ve çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi konusunda ciddi ve bilinçli katkılarımız sürekli olarak tavizsiz devam ediyor. Suyumuzu, 1984 yılında kurduğumuz arıtma tesisimiz aracılığıyla deşarj ederken; Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında fabrikamızdan çıkan her türlü atığın çevreye zarar vermeyecek şekilde Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan lisans almış firmalar tarafından geri dönüşümü ve bertarafını sağlıyoruz.
Üretimden kaynaklanan kimyasalların emisyon ile imisyon ölçümleri ve gürültü ölçümlerini periyodik olarak yaptırıyor, bu sonuçları değerlendirerek aldığımız tedbirler ile çalışanlarımızın ve toplumumuzun sağlığını korumaya devam ediyoruz.
1997 yılında Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) tarafından “Üçlü Sorumluluk (Responsible Care) Çevre Ödülünü, 1999 yılında ise ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standartını alan ilk boya kuruluşu olmamızın yanı sıra bu konudaki çabaları doğrultusunda uluslararası bir kuruluş olan dünyanın en büyük küresel boya ve kaplamalar şirketi ve özel kimyasalların ana üreticisi AkzoNobel tarafından ödüllendirilmiş bir firmayız.
Portföyünde, Dulux, Sikkens, International ve Eka gibi dünya çapında çok iyi bilinen markalar bulunan AkzoNobel şirketleri içierisinde çevre performansı ile en iyi şirketler arasında bulunmaktan gurur duyuyoruz.