Silikon Vadisini Aratmayan Bir İnovasyon Köyü
Valentino Gareri Atölyesi, Manabi , Ekvador'da 3D baskılı kakao atıklarından yapılmış modüler ve sürdürülebilir bir köy tasarladı. Çikolata üreticisi MUZE kakao ve kâr amacı gütmeyen kuruluş Avanti için oluşturulan proje, döngüsel ekonomi yenilikçileri için bir “silikon vadisi” olacak. Bu köyde buluşlar için bir alan ve agtech, fintech, foodtech bulunacak. Aynı zamanda, yeni başlayan üreticiler, araştırmacılar ve şirketler için bir test alanı olacak.
Sürdürülebilir ve akıllı köylerden oluşan bu küresel ağ, kakao endüstrisinde döngüsel ekonomi ve karbon nötr amacı için bir varış noktası ve inovasyon merkezi olacaktır. Bu modüler köy, değişim öncülerinin bağlantı kurması, birlikte yaratması, ilham alması ve ortak yaşam alanı oluşturması gibi misyonlarla insanlar için bir sosyal etki yaratacak.
Modüler, Sürdürülebilir, Bağlantılı
Valentino Gareri Atölyesi’nin tasarımı beş temel ilkeyi içermektedir: Her şeyden önce modülerdir, yani genişletilebilir, tekrarlanabilir ve farklı alanlara, boyutlara ve geometrilere uyarlanabilir. Buna ek olarak, tamamen işlevseldir. İçindeki köy, bir kakao işleme, çikolata fabrikası, eğitim ve araştırma merkezi, birlikte yaşama, ortak çalışma ve yerel topluluk için kültürel referans noktası ve bilinçli bir turizm destinasyonu olarak faaliyet gösterecektir.
Aynı zamanda bu atölye sürdürülebilirdir. Çünkü köyün tasarımı, bambu, kereste gibi yerel malzemelerden ve kakao kabuğu atık biyofilamentlerinden yapılmış 3D baskılı yapılardan oluşur. Bu şekilde köy kendi kendine yetebilen otarşik bir kimliğe sahip olur. Proje, aynı zamanda teknoloji destekli, blockchain, IoT ve NFT'lerin kullanılacağı bir alan olarak kurgulanıyor. Son olarak, kakao eko-köyü yerel topluluğa ve geleneklerine bağlı olarak hizmet veriyor.
Yerel Gelenek ve Kakao Ağaçları
Valentino Gareri, “Döngüsel ekonominin temel ilkelerini o kadar zorladık ki, tüm projenin tasarım felsefesini şekillendirdiler. Çikolata üretim sürecinin sonucu olan kakao atığı, köyün 3 boyutlu baskı bölümleri için yeniden kullanılacaktır. Yani, atık sadece bir kaynağa değil, mimariye de dönüştürülebilecektir. Çok uzak olmayan bir gelecekte, tamamen doğal malzemelerden yapılmış binalar tasarlayabileceğiz ve yaşam döngülerinin sonunda onları geri dönüştürerek ya yenilerini yaratabileceğiz ya da onları doğaya geri döndürebileceğiz.”
Cepheler, çok renkli ekvator evlerinin geniş yelpazesinden ve kakao ağaçlarının renkli meyvelerinden ilham alıyor. Binaların formu ise yağmur suyunun toplanmasını kolaylaştırıyor: Su depoları, şekli yerel Ekvator sanat desenlerinden ilham alan çatılara entegre ediliyor.
İnovasyon Köyünün Erişilebilirliği
Köye yoğun bir bisiklet-yaya bulvarları ağı sağlanıyor. Bunun yanı sıra, şarj istasyonlarının varlığı ile elektrikli araçların kullanımı oldukça teşvik edilirken, araba ve kamyon geçişleri sadece fabrika ve üretim alanı çevresinde sınırlandırılıyor.
Sürdürülebilir ve akıllı altyapının bu yeni varlık sınıfı, çevresel ayak izini azaltmak, geliri artırmak, kaynak bağımlılığını azaltmak ve atıkları en aza indirmek için yaratıcı bir çözüm olarak dairesel bir ekonomi modeli şeklinde kullanılıyor. Yani bu inovasyon köyü, kakao endüstrisinin çevresel ve sosyal etkisi için bir çözüm olarak ortaya çıkıyor.