SOM Foundation Yeşil Mimari Yeniliklere Öncülük Etti
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
"Soil Sisters" girişimi, mimari tasarım ve sürdürülebilir malzeme uygulamalarının toprağın beslenmesine ve dayanıklılığına nasıl katkıda bulunabileceğini araştırıyor. SOM Foundation ile ortaklaşa yürüttükleri bu çalışma, "çevreye duyarlı uygulamalar" anlayışımızı yeniden tanımlamayı amaçlayan bir sergiyle sonuçlandı. Başlığı "Soil Sisters: A Ceiling, A Chair and Table, A Wall and a Threshold" başlıklı sergi, yapılı çevrede maddeselliği ve rengi vurgulayarak toprak sağlığını sektörler arası bir hedef olarak yeniden tanımlama konusundaki kararlılıklarını ortaya koyuyor.
Akra, Gana'da gerçekleşen sergi, yerel ortaklar ve YSoA Gana yaz programından yüksek lisans öğrencileri tarafından geliştirildi. Ayrıca, modern malzeme yaşam döngüleriyle etkileşime giren prototipler etrafında şekillenmiştir. Bu "prototipler", modern atık malzemelerin yaratıcı bir şekilde yeniden kullanılması ve malzeme üretim aşamasında düşük karbonlu, toksik olmayan üretim olanaklarını sergilemiştir.
"Soil Sisters", sentetik renklerin ekolojik ve insan sağlığı üzerindeki zararlı etkilerine karşı bitki ve toprak bileşenlerini kullanarak yerel bazlı renk çarkları yaratmayı araştırdı. Sasha Duerr ve Mae-ling Lokko'nun da aralarında bulunduğu uzmanlar tarafından düzenlenen atölye çalışmalarında, canlı ve çevre dostu renkler yaratmak için gıda ve tarımsal atıkların, lateritik toprakların ve istilacı bitki türlerinin kullanım potansiyeli ve zorlukları incelendi.
Sergi, sentetik renkleri keşfetmenin yanı sıra OR Foundation ile yapılan bir ortaklık aracılığıyla tekstil atığı sorununu da ele aldı. Öğrenciler, parçalanmış pamuklu tekstil ürünlerini ve manyok tutkalını yeniden kullanarak bir dizi mobilya ürünü oluşturmuş, yenilikçi tasarıma ve Gana'nın Atlantik kıyı şeridi boyunca tekstil atıklarının azaltılmasına katkıda bulunmuşlardır.
Ayrıca, ölmekte olan geleneksel toprak yapı zanaatına ilgi uyandırmayı amaçlayan sergi kapsamında üç adet kalıcı toprak yığma duvar tasarlandı. Geleneksel ve modern mimari formları bir araya getiren bu duvarlar, sıkıştırılmış toprak duvar parçaları için benzersiz bir tektonik yapı sergilemiş ve Terra Alta'nın bir bataklığı performans alanına dönüştürmesinden ilham almıştır. Pirinç kabuğu, hindistan cevizi kabuğu lifleri, palmiye lifleri ve bambu yaprakları gibi bitkisel tarım yan ürünlerinin kullanılması da dahil olmak üzere yerel yığma yapı malzemelerinin karbondan arındırılması için de çaba gösterildi.
Genel olarak sergi, malzemeleri çevreye duyarlı olacak şekilde yeniden tasarlarken yerel kaynakları geliştirmek için geleneksel bilgi sistemlerinden yararlanmanın ikili fırsatını araştırıyor. Bu ortak girişim, SOM Foundation Research Prize ve Yale Center for Ecosystems in Architecture tarafından desteklenen Yale School of Architecture'daki araştırma seminerlerinin bir parçasıydı. Gana'nın ithal yapı malzemelerine olan önemli bağımlılığına ve yerli malzeme işinin genişletilmesine duyulan acil ihtiyaca ışık tutan sergi, toprak sağlığını ve sürdürülebilirliği ön plana çıkaran gelecekteki projeler için bir standart oluşturdu.
Geçtiğimiz hafta Heatherwick Studio, Şanghay'daki Bund Finance Center'da stüdyonun tasarımlarını ve Çin ile kalıcı ilişkisini kutlayan "Building Soulfulness" sergisini sundu. Sharjah Trienali'nin bir parçası olarak mimarlık stüdyosu DAAR, kalıcı geçicilik kavramını araştıran "Concrete Tent" sergisini sundu. Bu fikir, çevre, politika ve ekonomideki değişikliklerin yol açtığı ve insanların bugünü deneyimlemelerini sıklıkla engelleyen yerinden edilmeye atıfta bulunuyor. Son olarak, MVRDV tarafından kısa süre önce Shenzhen Kadın ve Çocuk Merkezi'nde açılan yeni bir sergi, ev sahipliği yaptığı binayı çevreleyen farklı anlatılara odaklandı.
