Su Baskınları Artacak - Önlemlere Duyulan İhtiyaç da Öyle
Küresel ısınma ve yükselen deniz seviyeleri dünyanın pek çok yerinde şehirlerin tasarım ve biçimlerini değiştirmeye başladı. Su baskınına karşı alınabilecek önlemleri konu alan bir kitap hazırlayan Edward Barsley, bu konuda baskına müsait alanlarda kullanılabilecek altı yöntem olduğunun altını çiziyor.
Kitabı “Baskına Uygun Hale Gelmek: Yapı ve Toplum Tasarımı Kılavuzu”’nda kentsel ve doğal mekanların baskının etkisini azaltmak için nasıl fayda sağlayabileceği üzerinde duran Barsley, uygun biçimde uygulandıklarında bu önlemlerin baskın etkisin büyük ölçüde azaltıp toplulukların kendilerini içinde buldukları zayıf konumdan çıkarabileceğini savunuyor. Barsley’e göre bu tarz uygulamalar en kötüsünün gerçekleştiği durumda bile işlevselliklerini afetten etkilenenlerin normal yaşantılarına dönmeleri için gereken süreyi kısaltarak muhafaza ediyor.
Bu tarz uygulamaların yalnızca bir gereklilik olarak görülmemesi gerektiğini, aynı zamanda bölgelerin yükselen deniz seviyelerini bir fırsat olarak algılamasına olanak sağladığını söyleyen Barsley, biyoçeşitliliğin artması başta olmak üzere pek çok hassas konunun yükselen deniz seviyelerinden yarar sağlayabileceğine dikkat çekiyor. Yazar bu noktada topu mimarlara atıp, yapı üreticilerinin potansiyel etkileri hesaba katarak çalışmalar gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çiziyor.
“Baskın olaylarının sıklığı ve ciddiyeti küresel ısınma sebebiyle artıyor. Bunun sonucu olarak da kolektif bir önlem alınmasına karşı hissedilen ihtiyaç da yükseliyor. 2025 itibariyle dünyanın dörtte üçünün kentlerde yaşayacağını hesaba katarsak su baskınları karşısında zayıf konumda olan nüfusun da arttığını kabul etmek gerek” diyen Barsley, mimarların gerekli olan değişimi gerçekleştirmek için ihtiyaç duydukları tüm unsurları ellerinde bulundurduğuna inanıyor.
Baskın problemlerinin hepsini çözecek tek bir yaklaşım olmadığını da kaydeden yazar, bölgeye uygun çalışmalar yapılması gerektiğinin üzerinde duruyor.