Sürdürülebilir Tedarik Zincir Yönetimi ve Tedarikçinin Gelişimi
Gündemde yer alan trendlerde çevreciliğe ve sosyal sorumluluk projelerine yatırımları olan firmaların tercih edilmesi, son kullanıcının beklentileri ile şekillenmektedir. Satın alma maliyet yapısını direkt etkileyen bu konuda en büyük sıkıntılar son kullanıcı İle doğrudan irtibatta olan üreticilerde ortaya çıkmaktadır.
Tedarikçinin geliştirilmesinde katma değerlerin nasıl sağlanacağına ve ana firmaların süreç yönetiminin sürdürülebilirliğine yönelik tavsiyeleri ele alacağız. Ayrıca süreci esas yönetecek olan satınalma yöneticilerine ve firmaların departmanlarına kısa da olsa ışık tutacağız.
Eğitimli toplumlar her zaman çevreye ve insanlığa karşı daha fazla hassasiyet göstermişlerdir. Özellikle ürün/üretici tercihlerinde de bunu görebilmeniz mümkündür. Pazarlamada bu tarz yatırımların ciddi geri dönüş ve kazançlara gebe olduğunu belirtmekte fayda var.
Gündemde yer alan trendlerde çevreciliğe ve sosyal sorumluluk projelerine yatırımları olan firmaların tercih edilmesi, son kullanıcının beklentileri ile şekillenmektedir. Satınalma maliyet yapısını direkt etkileyen bu konuda en büyük sıkıntılar son kullanıcı ile doğrudan irtibatta olan üreticilerde ortaya çıkmaktadır.
Satınalma süreçlerinde sürdürülebilirliğin sağlanması ne kadar mümkün konusunda tüm firmaların birleştiği nokta şüphesiz maliyetler oluyor… Peki, bu maliyetler ve karlılık nasıl dengelenebilir, nerede ne yapmalısınız? Karlılık var mıdır?
Maliyetler yükselecek mi?
Çevreye duyarlı üretim her zaman satınalma maliyetini yükseltir: ‘Kullanılacak en küçük kimyasaldan atık yönetimine, çalışan personelden üretim yöntemine kadar birçok geliştirme ve yenilenme gerekmektedir. Bu sadece sizin tedarikçiniz ile biten bir olay değildir, tedarik zincirinde hammaddeye kadar giden bir süreçtir ve bu da tüm zincirin maliyetlerinin birebir etkilenmesi demektir.’ Detaylara indiğinizde sizin elinize mamul/yarı mamul gelene kadar maliyetlerinizde inanılmaz artışlar göreceksiniz ki bu sizi satınalma gücünüzden ve pazar yapınıza kadar etkileyecek ve dinamikleri değiştirecektir.
Öncelikle tedarik zincirinize güvenmelisiniz ve onlar da size güvenmeli! Güven çerçevesinde ortaya çıkacak iyileştirmeler konuşulmalı ve (Tedarikçi Geliştirme) tedarikçi ile beraber işbirliği yapılmalıdır. Her eklenecek maliyet ve yatırımın geri dönüş süreci sektör ve pazar yapısına göre değişse de bu geliştirmeler sonucunda tercih edilen global tedarikçi olma şansı tanınmalıdır. (Geliştirme projelerinin maliyeti sağlanan karlılıklar ile dengede olması önemli bir faktör!) Sağlanacak adil ve stratejik denge tüm zincirinizin bu işlemlere gönüllü bir şekilde dahil olmasını sağlayacağı gibi onların daha da ileri gitmesini ve sosyal sorumluluk girişimlerinize katılmalarına ön ayak olacaktır.
Sosyal girişimler gerekli mi?
Sosyal girişimler/projeler firmanızın sektörde ve pazarda oluşan imajını pozitif anlamda etkileyeceği gibi sizlere yeni kapılar açacaktır. Bu yapının tedarik zincirinizde de işler halde olması; ilişkilerin güçlenmesi ve yapının fayda getiren bir organizmaya dönüşmesini sağlayacaktır. Bu enstrüman satınalmadan çok pazarlamada reklam etkisi gibi görülse de, sizin bu imajınızın altında yer almak isteyen hevesli tedarikçiler oluşturacak ve satınalma için maliyet düşürmek adına tahminler ötesinde şanslar doğuracaktır.
Satınalma süreçlerini doğru şekilde yönetebilmek, şeffaflaşan ve hızlanan bir dünya yaratmak; verimliliği ve iyileştirmeyi beraberinde getiriyor!
Çevreye duyarlı üretim için tedarik zincirinde yer alan her kademe bu anlamda önemlidir. Ürün üzerine koymak isteyeceğiniz veya bilinçli tüketiciye sunacağınız imaj yapılandırmalarında dahi kanunlar gereği bu çevre dostu yapıyı belgelemeniz gereklidir. Bu da sizin tedarik zincirinde yer alan her aşamayı detaylı şekilde takip edip güncel tutmanız gerekliliğini ortaya çıkaracaktır.
Kayıplar, ülkemizdeki yapıda tedarikçilerin kar anlayışı uzun vadeli yatırımlara denk düşmediği takdirde kısa süreli fiyatlandırmalar ve sonu görünmeyen girişimlerle, sonuç olarak zarar etmelerine neden olur. Asıl sürdürülebilir satın almada (sustainable purchasing) tehdit budur ve ülkemizde önemsenmeyen en büyük maliyettir.
Elinizdeki tedarikçiyi (zincir içindeki) geliştirmenin maliyetleri ile sıfırdan tedarikçi edinip yapıya uydurmanın maliyeti asla bir değildir, bir de bu işi istekli olmayan tedarikçilerle yaptığınızı düşünün ve hesaplamaya çalışın. Tedarik zincirinde sürekliliğin anlamı budur, tedarikçi ile iş yapmak evlilik gibi olmalıdır, iyi kötü her anını takip etmek, gerektiği yerde destek olmak, yanında uykusuz beklemektir. Tedarikçi geliştirme, çevreci yaklaşımlar ile yapılan birçok iyi niyetli uygulama; bu işlere gönlünü veremeyen yöneticilerin elinde büyük zararlar ile sonuçlanmıştır. Hem tedarikçiler hem de ana firmalar bu nedenlerle zayıf düşmüştür ki bazıları artık sadece sektöre tutunma çabası içerisindedir. Ticaret akıllı yatırımlar ile beslenen bir yapıdadır ve ülkemizde bu yapıyı kullanabilen ileri görüşlü birçok yönetici vardır.
Her zaman söylenilmesi gereken en önemli nokta beraber büyüyeceksek; birbirimizi anlamalı, öğrenmeli ve dinlemeliyiz, ilerledikçe çıkacak zorlukları beraber atlatmalıyız.
Rahmi AYDEMİR
İşletme Yöneticisi / Yazar