10 Sürdürülebilir Okul Binası Örneği

“Bu sayımızda seçtiğimiz 10 sürdürülebilir okul binası ile , uygarlaşmanın geleceğe devrinde fiziki eğitim ortamlarının ne kadar önemli bir misyon üstlendiklerine işaret etmeye çalıştık.”

Tailer de Arquitectura – Mauricio Rocha

Konvansiyonel inşaat alışkanlıklarından farklı olarak Oaxaca okulunda temel hafriyatından çıkan toprağı harcamak yerine, Taller de Arquitecture sürdürülebilir bir inşaat tekniği kullanmayı tercih etti. Binanın duvarları, çıkan toprakların kalıba sıkıştırma ve tokmaklama yöntemiyle oluşturuldu. Buna ilave olarak yığma taş duvarlar entegre edildi. Topoğrafyası ile dikkati çeken uyumlu görüntüsünün yanında, Plastik Sanatlar okulunun akustikleri de toprak duvarları sayesinde mükemmel ve ısı yalıtımı ile depolama dengesi sayesinde enerji tüketimi ile harcamaları dolayısıyla son derece düşük.

Yörenin iklim koşulları gereği kuzeye bakan pencerelerin büyüklüğü binaya estetik katmak dışında enerji tasarrufu sağlar. Çevre düzenlemesinde kullanılan bitki örtüsü ise yörede zaten doğal yetişenler olduğundan özel bir bakımı ve ayrıca sulama gerektirmeden, doğal bir estetik ortam sağlamaktadır. Taller de Arquitectura’nın Mauricio Rocha mimarı tarafından tasarlanan Oaxaca Plastik Sanatlar okulu, Meksika’da sürdürülebilir deneysel mimarinin güzel bir örneğini oluşturuyor.

Kingsmead İlköğretim Okulu

Kingsmead İlköğretim Okulu olabilecek en sürdürülebilir okul olma hedefiyle yola çıkmış ve bu konuda hedefine ulaşmıştır. Yenilenebilir enerji sistemleri, sürdürülebilir malzeme kullanımı, mükemmel yalıtımı ve yağmur suyu kullanımı ile Kingsmead İlköğretim Okulu bulnduğu çevrede en sürdürülebilir okul olma özelliğine sahip.
Mimarisini White Design’ın yaptığı Kingsmead İlköğretim Okulu, ana yüklenici Wilmott Dixon ve pencere tedarikçisi Velux arasındaki ortaklığın ürünü. Mühendislik hizmetlerinin konsept dizaynı Arup tarafından yapılan binanın ana yapı elemanı sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen kerestelerin yapıştırılarak lamine edilmesinden oluşturulan büyük ahşap çerçevedir. Dış duvarlarda ahşap kullanılmasına rağmen iç bölme duvarlarda beton bloklar kullanılarak bazı termal kütleler uygulanmıştır. Binanın çatısında da geleneksel çatı uygulamalarının aksine ters çatı uygulaması yapılarak çatı üzerine düşen yağmur suyunun daha verimli toplanması sağlanmıştır. Böylece hem çatı olukları ve yağmur borularından tasarruf edilmiş hem de gri su kullanımı sağlanarak şebekeden gelen temiz su kullanımı azaltılmıştır. Bu projeye özel, çoçukların kısa bir sürede ne kadar çok yağmur suyunun toplandığını görebilecekleri elektronik bir panel tasarlanmıştır.

Kingsmead İlköğretim Okulu’nun aydınlatmasında da mimarlar, tüm ana mekanlarda doğal aydınlatma kullanmaya çalışarak gün ışığını pencerelerden ve çatı pencerelerinden alacak şekilde tasarlamışlardır. Işığının yetersiz kaldığı alanlarda da gün ışığı sensörleri kullanılmıştır.

Marecollege

Lieden şehrinin kentsel değişim projeleri sebebiyle 450 öğrenci kapasiteli bir Waldorf okulu olan ‘Marecollege’ yerini değiştirmek zorunda kaldı ve Sumatrastraat’da bulunan terk edilmiş bir okul binasının buna dönüştürülmesine karar verildi. 24H mimarları 60’lı yıllardan kalan binayı 3800 metrekarelik yeni bir Waldorf okulu haline getirmek için görevlendirildi. Geliştirilen tasarım stratejisi, yeni inşa yöntemlerini kullanarak, bu eski binanın iç ve dış mekanına yeni ve kişilikli bir görünüm kazandırmaktı. ‘Kelebek eğrisi’ şekli binaya eklendi, bütün dinamiklik orta kısma yerleştirilen ana salona odaklandırıldı. İçeride ise oditoryum ve dans odası gibi özel yerlerin yanında, Waldorf okullarında sıkça görülen organik aşçılık, resim, tekstil gibi sınıflar bulunmakta.



U şeklindeki ana binanın cephesi ahşap detaylı tuğla işi ile yapılmış olup, yakın gelecekte cephenin tamamen sarmaşık ile kaplı olması için gerekli bitkilendirme yapıldı.



Merkezi oyun alanının bulunduğu iç avlunun cephe kaplaması, gölgeleriyle yaprak dokusu yaratan meşe şeritleriyle profillendirildi.



32 sınıfın tamamı özel tasarlanmış ahşap tavanlara sahip ve iklimlendirme sistemi öğrencilerin maksimum dikkat toplamalarına yarayacak miktarda taze havayı sağlamakta.

Groupe Scolaire Pasteur

Paris’e yakın Limeil-Brevannes’de bulunan bina üç ana okulundan ve iki ilkokuldan oluşuyor. Okulların dışında 46 daireli bir apartman ayrıca yarışma programına eklendi. Tasarım süresinin bir ay olduğu yarışmada kazanan 2011 yılının nisan ayında belirlendi. Binanın açılışı ise bunu takip eden 18 ay sonunda gerçekleşti. Sürdürülebilir yaklaşımlara bağlı biri olan şehrin belediye başkanı, okulların tasarımında ana kriterin binaların ahşap olması olarak belirledi.

R2K mimarları projeye iki açıdan yaklaştı:
Birincisi, bu yeni binanın şehir merkezinin kentsel boşluğunun gelecekteki biçimini belirleyecek olması idi. Kentin belediye binası kuzeye dönüktür. Güney kısım ise yeni apartman binalarının şekillendirdiği bir meydana bağlıdır. Kuzeyin güneye enlem farkı 4 metredir. Batı tarafı ise müstakil evlere bağlı. Dolayısıyla bölgede bulunan binalar birbirinden çok ayrı olduğundan mimarlar daha düzenli bir formda kentsel mekanlar şekillendirmek istedi. Bölgenin mevcut bir kentleşme planı olsa da bundan sapan yenilikçi bir çözüm önerildi.

İkinci olarak ta, binanın okul yapısı olarak, Fransa’nın en büyüklerinden olması nedeniyle kişiselleştirilmesi ihtiyacı idi. 1000’e yakın öğrenciye sahip bu okulun kendi kişiliğinin ve sosyal bütünlüğünün sağlanması istendi. Her okul kendi avlusu etrafında gruplanmış biçimdedir. Okullar, sınıf yapıları bakımından geleneksel bir biçimde dizilmiş ve ortak bir yemekhane ile kütüphaneye sahip olsalar da müstakil birimler şeklindedirler. İç ve dış mekanların birleştirilmesine ayrıca dikkat edilmiştir.

MOVINGschool

“MOVINGschool” projesi göçmen ve mülteci topluluklar için yeri değiştirilebilen, modüler okullar üreten bir proje. 1000’den fazla çocuğu çamur üzerinde eğitim görmek yerine güvenli, temiz, ışıklı ve havalandırmalı sınıflara taşıyan projede bazı okullar yatılı okul görevi görüyor.

MOVINGschool projesinin konsepti, mülteci ve göçmen topluluklara okul ve sosyal merkez görevi gören iyi tasarlanmış ve yeri değiştirilebilen yapılar sağlamak. Mülteci ve göçmenlere uzun süreli güvenlik sağlanmamasına tepki olarak doğan proje aynı zamanda bu tür vakıfların sürdürülebilirliğe yaklaşması gerektiğinin altını çiziyor.
Binaların yer değiştirme özelliği sürdürülebilirliği sağlarken aynı zamanda da dayanıklılıkları ile dikkati çekiyor.

MOVINGschool binaları su taşkınlarının etkilerini azaltıyor, doğal ışıklandırma ve pasif havalandırma sağlıyor. Modüler yapıları sayesinde kolayca sökülüp tekrar birleştirilebilen yapılar bu şekilde birden çok yerde birden çok kez kullanılabiliyor. İskelet çelik çerçevesi sıfır israfla sabit uzunluklarda üretilmiş, birçok geçici çatı malzemesinin dayanıklılığına ulaşamayan UV ışınlarına karşı dayanıklı bir kumaş, çatı görevi görüyor, yağmur sesi ve aşırı ısınmayı engelliyor. Duvarlar yer değiştirebildikleri için sınıflar istenilen ölçülerde boyutlandırılabiliyor. Ayrıca binaların inşaat aşaması da başlı başına bir eğitim süreci. Binaların yapımında yerel genç gruplar çalıştırılıyor ve bu gençlerin inşaat becerileri kazanması sağlanıyor.

Yeri değişebilen okullar, geçici okullar kurarken harcanan malzeme, zaman ve enerjiyi korur, eğitimi kolaylaştırır.

Treehouse

İlgiltere’de Göl Bölgesi Ulusal Parkı’nda bulunan Elleray Hazırlık Okulu Treehouse’da eğitim alan çocuklar – hiç bir şey yapmak zorunda kalmadan- dünyanın en çevre dostu öğrencileri haline gelecekler... Treehouse Ağaç Okul, geri dönüşümlü sütunlar üzerinde duran bir platform üzerindedir ve tamamen geri dönüşümlü malzemeler kullanılarak inşaa edilmiştir.
Okulun da bulunduğu bölge olan Windermere’de bulunan Kita Tasarım Firması’ndan Robert Gaukroger’un tasarımı olan Treehouse, çok düşük bir bütçeyle yapılmıştır.

Gaukroger’ın “koza”dan esinlenerek tasarladığı yapıda bulunan her bir ünite, Douglas köknar kazıklar üzerine kurulmuş bir yivli ahşap çerçeve üzerine inşa edilmiş ve İngiliz kestanesinden üretilen shingle ile kaplanmıştır. Geri dönüştürülmüş plasik süt şişeleri ile odun talaşından oluşturulan deck sayesinde de üç sınıf birleştirilerek yaz aylarında açıkhava sınıfları olarak kullanılması planlanmıştır.
Gaukroger’ın çoğu projesi gibi Treehouse okul projesi de “gelecekçi, geri dönüşümcü ve düşük maliyetli mimari ve tasarım” düşüncesiyle yapılmıştır. Isıtmasını ısı pompalarıyla sağlayan okulda yağmur suyu toplama üniteleri ve her çatının üstünde güneş enerjisi panelleri bulunmaktadır. Ormanın içinde açık bir alanda bulunan Treehouse, “BREEAM Excellent”’ sertifikasına sahiptir.

Klaus Ortaokulu
Amorf bir düzende araziye yayılmış geniş kütleli yapıların bulunduğu ticari bir bölgenin uzantısında yer alan yeni “Klaus” ortaokul binasının yapım fikri, öncelikle eskimiş mevcut okul binasının yenilenmesinin uzun vadede daha maliyetli olacağı fikrinden doğmuş. Burada dikkati çeken konu, maliyetlerin sadece inşaat ya da tadilat maliyetlerine indirgenmeyip, uzun vadeli işletme maliyetlerinin ve artacak eğitim kalitesinin de hesaba katılmasıdır. 
Dolayısıyla “Klaus”, insan ve çevre sağlığına dünyanın en duyarlı yörelerinden biri olan Vorarlberg’de, yine bütüncül yaklaşıma örnek olan bir okul binası olarak dikkati çekmekte. Yörede çok yaygın ve olağan proje yarışmacılığı burada da uygulanmış ve kazanan Dietrich / Untertrifaller mimalık bürosunun tasarım çalışması 18 aylık inşaat süresinde gerçekleştirilmiş. Voralberg yapı yönetmelikleri uyarınca bina yılda maksimum 15 kWh/m² enerji harcıyor. İnce yapı detayları bunu karşılayacak şekilde tasarımlanmış ve pasif iklimlendirme koşulları sağlanmış.



Sokaktan biraz içeri çekilmiş konumdaki “L” şeklindeki binanın geniş güney cephesi kare formunda tasarlanmış. İnce görünümlü kamu alanı, yörenin soğuk ve yağışlı iklim koşularına uygun olarak düşünülmüş. Üstü kapalı bir avlu ile yangın anında kaçışı kolaylaştıran bir giriş alanı bulunuyor. Bina bünyesinde, üç komşu belediyenin kütüphanesini de barındırıyor.

Kuzeye doğru uzanan kanatta ise sınıflar doğu ve batı cephelerine bakacak şekilde sıralanıyor. Kanadın ortası üstü kapalı koridorlu iç avlu olarak tasarımlanmış ve günışığını yukarıdan alıyor. Bu iç avluda sınıfları birbirine bağlayan ve kaçış yollarını kısaltan çapraz köprüler mevcut.

Binanın taşıyıcı sistemi sürdürülebilirliği ve çocukların sağlığını önceleyecek düşüncede lamine ahşap konstrüksiyon ile inşa edilmiş. Okuma ve öğrenme şevkini arttıran ferah, aydınlık görünümünün yanında, insan sağlığını koruyan standartlarda yüzey malzemeleri ve donanımları seçilmiş.



Yapım maliyetlerinin yöre ortalamasının sadece yüzde üç üstünde olduğu Klaus Ortaokulu, muadili eski okul binasından %70 daha az enerji tüketmekte. Proje aynı zamanda proje ve sürdürülebilirlik alanlarında Avusturya Devlet Mimarlık Ödülü’ne layık görülmüştür.

Green School - Bali

Hem çevreci hem de tasarımcı olan John ve Cynthia Hardy çiftinin Bali’de hayata geçirdikleri Green School projesi sürdürülebilir yaşama bir örnek. Yerel halkın yanı sıra dünyanın farklı yerlerinden gelen çocuklara da eğitim verilen okulun ana malzemesi Bali’nin geleneksel malzemesi olan Bambu.



Ağaçtan daha çabuk yetişen, sağlam, hafif ve esnek bir malzeme olan bambu ile inşaa edilen okulun enerjisi de yenilebilir kaynaklardan sağlanıyor. Ayung Nehri’nin yanında ve ormanlık alanların yakınında bulunan Green School enerjisini güneş panelleri ve su gücüyle çalışan jeneratörlerden elde ediyor. Okulun merkezinde mutfak, spor salonu, sınıflar, ortak alanlar, kafe, ofisler ve tuvaletler bulunuyor. Toplanma alanlarının çevresine küçük sınıfların yerleştirildiği okulun bahçesinde de çocuklara bambu ve yerel bitkilerin yetiştirilmesi üzerine bilgiler veriliyor. Proje Ağa Han Vakfı ödülüne layık görülmüştür.

Rwandan Eğitim merkezi

Nyanza, Rwanda’da bulunan eğitim merkezi, yerel malzemeler kullanılarak zarif tasarımını sofistike düzeniyle tamamlayarak toplumun çoğu ihtiyacını karşılıyor. Dominikus Stark Architekten tarafından, basit bina formlarıyla, yerel malzemeler kullanılarak çağdaş bir şekilde tasarlanmıştır. Pasif havalandırılmış tesis, tamamen yerel işçiler tarafından kerpiç, çelik, papirus ve hasır gibi malzemeler kullanılarak yapılmıştır.
Binaların öne bakan tarafı tamamen korunmuştur ve yol tarafından sadece bir internet kafeye ve bir kafeye ulaşılabilmektedir. Binalarda; avlulu bir ev, kütüphane, laboratuvar, sınıflar, kafeterya olarak kullanılan bir ana salon ve özel etkinlikler için toplanılan sosyal alanlar bulunuyor. Yapı bu tip hizmetler sunarak, ortasında bulunduğu iki şehrin sosyal ve eğitim ihtiyaçlarının karşılandığı merkez olmayı hedeflemektedir. İç kısımdaki avlu bir tarafında cam girişe, diğer tarafında ise sıra sıra hasır kapılara sahiptir. Geçitler iç mekanı sıcak güneşten korurken kerpiç duvarlar ve havadar hasır kapılar içerideki ısı dengesini sağlıyor. Kerpiç dış duvarların üst kısımlarındaki açıklıklar sıcak havanın dışarı çıkmasını sağlıyor. İç mekan tavanlarında papirus sazlıklar -yörede bolca bulunan bu çalı türü- bulunması zor ahşabın yerine kullanılmıştır. Çatılarda yağmur suyunun toplanması da ekolojiye katkı sağlamaktadır.

Wolfurt çocuk yuvası

Wolfurt Çocuk yuvasını kaleme alan editör Walter Zschokke binayı şu cümlesiyle anlatıyor: “Sade ve yalın mimari çizgileriyle, sadeliğin ve yalınlığın bir ‘yaşam kalitesi’ olduğunu çocukların bilinçaltına aktaran bir bina”.



Elma ve armut ağaçlarının bulunduğu bağın arasındaki düz bir çayırlıkta bulunan bina yataya uzatılmış ahşap bir dikdörtgen prizma görünümünde. Lauterach üçüz plan şeması tipolojisi bu ana okulunda da uygulanmış, ama ayrılan bütçenin daha fazla olması sayesinde geniş grup odalarına hem bölünen hem de birleştirilebilen esneklik imkanı kazandırılmıştır. Bununla birlikte hol genişlikleri de standartlardan geniş tutulmuş ve girişler kuzey cephesi buyunca sıralanmış. İki kapılı girişler bitişik odalara açılıyor ve kuzey cephesi boyunca uzanan koridor aynı zamanda açık bir ortak mekan. Bu plan şeması çocukların sirkülasyonunu düzenliyor ve gereksiz itiş kakışmaları engelliyor.
Ana ve bitişik odalar kapıların yanlarındaki pencereleri kullanarak düzenli olarak koridordan ışık alıyor. Geniş camlarla kaplı koridor yeşil çayırlara açılmakta. Grup odaları tavanındaki kot farkı, konsol çalışan ahşap çatı kirişleri ile çözümlenerek koridora boydan boya tavandan ışık girmesini sağlayan dikey camların yüzeyi artırılmış. 
Lamine kiriş ahşap taşıyıcı sistem ve tutkallı plakalar ile duvar panelleri yapılmış binanın ahşap dış cephe kaplamaları ise dikey ve yatayda olmak üzere ikiye ayrılmış. Binanın daha yüksek olan ve güneye bakan ana kütlesinin doğu ve batı cephelerinde dikey kaplamalar kullanılırken, güney cephesi ile daha küçük olan kuzey bloğu tamamen yatay lambriler ile kaplanmış.

Bu sayede çocuklara aktarılmak istenen sadeliğin ve yalınlığın ötesinde; kuzey, güney, doğu, batı yön ilişkileri gibi, topoğrafyayı anlatma ve anlama dili keskinleştirilmiştir.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)