Asansör Sektöründe Türkiye, Dünyada 3. Büyük Markete Sahip
Zafer Kabadayı, Schindler Türkiye Genel Müdürü
Asansörler sıkıcı mekânlar olarak biliniyorlar ama gelecekte bu durum değişebilir. Çünkü asansörler reklam ve pazarlama için mükemmel ortamlar. Asansörler bir binanın damarları gibiler Bina içinde dolaşımı sağlıyorlar. Sürdürülebilirliği tasarlarken sosyal açıdan da düşünmek gerekiyor.
Bugün burada olmak benim için büyük bir onur. Özellikle de EkoYapı Dergisi’ne çok teşekkür etmek istiyorum. Burada olmanın benim için çok önemli olmasındaki sebeplerden biri, MSGSÜ sınavına çok çalışmış olmam. Bu üniversitede mimarlık okumak benim ilk tercihimdi fakat, ailem bana mezun olduktan sonra iş bulamayacağımı söylediği için Makine Mühendisliği okudum. Bu yüzden buradaki öğrencilere bugün sunum yapmaktan gurur duyuyorum. Benim için mimarinin bu kadar önemli olmasının sebeplerinden biri işin içinde sanatın da olması. Biz mühendisler olarak, sanattan oldukça uzağız.
Kariyerime başlarken, çoğunlukla mimarlarla çalıştım. Mühendisler olarak biz daha çok teknik içeriklere hakimiz ama aslında işimizin bir kısmı da görsele dayalı. Benim için mimarlarla birlikte çalışmak biraz zor olmuştur. Sanatla, mühendisliği karıştırmak her ne kadar başta zor olsa da, şu an caz festivaline bile sponsorluk yapabiliyoruz.
Günümüzde hepimiz katlı binalarda yaşamak durumundayız. Bunun doğurduğu bir sonuç olarak da hareket eden asansörler kullanıyoruz. Bütün sektörlerin bir arada çalışması konusunda daha önceki konuşmacılara ben de katılıyorum. Biz de firma olarak buna hazırız. Kabul etmeliyim ki, geçmişte biraz pasif kaldık ama, bunun sebebi yeterli imkânımız olmamasıydı. Şimdi ise, yeterli malzeme, araç, mühendis ve tasarımcıya sahibiz.
Doğru ürünün doğru yapıda kullanılması her konuda olduğu gibi asansör konusunda da çok önemli. Bazen bununla ilgili şikayetler alıyoruz. Sonunda bu bizim suçumuzmuş gibi oluyor. Bu yüzden de bizi ziyaret etmenizi ve tasarım ekibimizi, ürünlerimizi yakından tanımanızı öneriyoruz.
Nefise Hanım’ın bahsettiklerine ben de ekleme yapmak istiyorum. Türkiye’nin global ekonomideki yeri büyük. Global ekonomide 15. ya da 16. sıradayız. Asansör sektöründe Türkiye dünyadaki 3. en büyük markete sahip. Avrupa ülkelerine bakacak olursak, 15.000 asansör ithal ettiklerini göreceğiz. Türkiye’de ise bu rakam 500 bin civarında.
Ülkemizde çok fazla yeni konuta ihtiyaç var. Elimizde ilginç veriler var. Meselâ; 500-600 daire ihtiyacı yeni evli çiftlerden geliyor çünkü evli çiftler ev satın almak istiyor ve yeni evlenen çiftler bunun hazırlığını yapıyor. Türk kültüründe özellikle bir ev almak önemli bir gereksinim olarak genlerimize işlemiş. Bunun haricinde, farklı grafiklerle karşı karşıya kalıyoruz. Her dairede ortalama 3 kişi yaşıyor günümüzde. Bu oran son yıllarda %5 düşüşe geçti. Eskiden daha geniş aileler birlikte yaşarken günümüzde haneye düşen kişi sayısı azalıyor. Çocuklar da daha genç yaşta evden ayrılıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında, yaklaşık 300 bin bina yıkılıp yeniden inşa edildi. Evliliklerden bahsetmiştik ama boşanmalarda da yeni evlere ihtiyaç duyuluyor. 100 bin birey boşanma sonucu yeni ev arayışına girdi. Toplamda ülke çapında 600-700 bin kişi konut arayışı içinde.
Bir başka hikaye ise, 15 yıl önce herkes mimarlığın çok büyük bir gelir kapısı olduğunu çünkü çok fazla yeni binaya ihtiyaç duyulacağını söylüyordu. Ama bu tamamen değişti. Bizim konutlar anlamında stratejimizi tamamen değiştirmemiz şart. Daha verimli ve enerji tasarruflu yapılar inşa etmemiz gerekiyor. Ancak bu durumda geleceğe bakabiliriz, şu anki durum bunun tam tersini gösteriyor.
Otomasyon sistemleri de tabi bu işin bir parçası ve asansörler de öyle. Geçtiğimiz yüzyılla bu yüzyılı karşılaştıracak olursak, asansörler artık hiç bir insan tarafından onarıma ihtiyaç duymuyor. Yeni teknolojilerle üretilmiş asansörler, tamamen otomatik olarak tasarlanıyor. Şimdi üretilen otomasyonlarda çift veri uygulamaları insan beyninin kapasitesinin üzerinde. Bu biraz korkutucu olabiliyor ama, bize daha etkili uygulamalar yapma imkânı sunuyor. Schindler yaptığı bir araştırmada, Türkiye’de uygulanan asansörlerde başka bir sisteme ihtiyaç duyulmayacağını gördü. Telefonlarımızda asansörleri yönetebilecek, bakım ve onarımlarını yapabileceğiz. Çoğu insan asansörde kendini rahatsız ve sıkışmış hisseder ama, aslında artık asansörler bir otomasyon bütününün parçası ve kapalı bir kutu değiller.
Asansörler sıkıcı mekânlar olarak biliniyorlar ama, gelecekte bu değişebilir. Çünkü, asansörler reklam ve marketing için mükemmel ortamlar. Asansörler bir binanın damarları gibiler bina içinde dolaşımı sağlıyorlar. Sürdürülebilirliği tasarlarken sosyal açıdan da düşünmek gerekiyor. Biz de ilerleyen zamanda araştırmalarımızı ileri seviyelere taşıyacağız.
Bu yıl 144. yılımızı kutluyoruz. Biz sadece Schindler firması değiliz aynı zamanda Türkiye temsilcileriyiz. Farklı bir deneyimle partnerliğimizi geliştirdik ve Türkiye üzerinde yaptığımız araştırmalarla startejik veriler elde ediyoruz.
Böyle güzel bir ortamda sunum yaptığım için çok mutluyum. Bir kez daha ilginiz için teşekkür ederim