Binalarda Yeniden Kullanım Nedir?

Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Birleşmiş Milletler'in 1987 yılında yaptığı tanıma göre, sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan mevcut nesillerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesini ifade eder. Bu tanım, gezegenin geleceği için "azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür" prensiplerini temel alır. İnşaat sektöründe sürdürülebilirlik, yalnızca malzemeler ve süreçlerle değil, aynı zamanda yapının yaşam döngüsünün uzatılması ve yeniden kullanılabilir hale getirilmesiyle tanımlanır.

Yeniden kullanım nedir?

Yeniden kullanım, mevcut bir yapının orijinal amacından farklı bir şekilde yeniden tasarlanmasıdır. Bu süreç, yapının ömrünü uzatarak onu çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilir bir hale getirir. Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nün eski başkanı Carl Elefante’nin “En çevreci bina, zaten inşa edilmiş olandır” ifadesi, bu yaklaşımın önemini vurgular. Yeniden kullanım sayesinde:

gömülü enerji korunur,

yeni inşaata kıyasla daha az enerji harcanır,

yapılar günümüz ihtiyaçlarına uygun hale getirilir.

Pandemi döneminde, birçok bina işlevsiz hale geldi. İnsanların konutlardan çalışması ve eğitim görmesi, ofis ve ticari alanların kullanımını azalttı. Yeniden kullanım, bu alanları çok işlevli ve sürdürülebilir mekanlara dönüştürmek için ideal bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Yeniden kullanımın avantajları

Kültürel ve mimari mirası korur.

Karbon emisyonlarını ve enerji tüketimini azaltır.

Ekonomik tasarruf sağlar ve maliyetleri düşürür.

Eski ve yeni arasında bir bağ oluşturarak topluluk alanlarını iyileştirir.

İhmal edilen yapıları yeniden işlevsel hale getirir.

Yeniden kullanımın zorlukları

Yapının işlev değişimi yapısal değişiklik gerektirebilir.

Mevcut yapıyı modern standartlara uyarlamak zor olabilir.

Finansal ve lojistik sınırlamalar ortaya çıkabilir.

Malzeme ve yapının güvenliğiyle ilgili riskler görülebilir.

Mevcut yapının detaylı teknik bilgilerine erişim eksikliği sorun yaratabilir.

Yeniden kullanımın türleri

Bir yapının yeniden kullanıma uygunluğu, genellikle maliyet, zaman ve çaba gereksinimlerinin uygun olmasıyla ilişkilidir. Yapının erişilebilir olması, önerilen kullanımın ekonomik olarak uygulanabilir ve sürdürülebilir olmasıyla ilgilidir. Binanın yaşı, konumu, fiziksel durumu ve yeni işlevi, yeniden kullanım türünü belirleyen faktörlerdir. İşte yeniden kullanımın beş ana türü:

1. Tarihi koruma

Bu tür, tarihi yapıların korunmasına odaklanır ve genellikle minimal değişikliklerle uygulanır. Amaç, yapının estetik unsurlarını ve tarihi bütünlüğünü koruyarak, günümüz ihtiyaçlarına uygun hale getirmektir. Sürdürülebilir sistemler ve enerji verimli altyapılar uygulanarak karbon ayak izi azaltılabilir.

Örnekler:

Yasak Şehir Saray Müzesi
Yasak Şehir Saray Müzesi

Yasak Şehir Saray Müzesi, Pekin, Çin: 600 yıllık yapı, UNESCO Dünya Mirası statüsü kazanarak koruma altına alınmıştır.

Rambagh Sarayı
Rambagh Sarayı

Rambagh Sarayı, Jaipur, Hindistan: Orijinal ihtişamını koruyarak bir lüks otele dönüştürülmüş ve sürdürülebilirlik sağlanmıştır.

2. Yenileme

Yenileme, yapının dış cephesini koruyarak iç mekanlarını modernize etmeyi amaçlar. Bu tür, genellikle iyi durumdaki yapılar için uygundur ve sürdürülebilir bir yaklaşım sunar. Modern olanaklar eklenirken, yapının orijinal estetiği korunur.

Örnekler:

Dunn Kütüphanesi
Dunn Kütüphanesi

Dunn Kütüphanesi, Simpson College, Iowa: Yapının dış cephesi korunarak modern öğrenci alanları eklenmiştir.

Virtua Samson Kanser Merkezi
Virtua Samson Kanser Merkezi

Virtua Samson Kanser Merkezi, New Jersey: Eski bir süper market binası, iç mekan düzenlemeleriyle iyileştirilmiş ve doğal ışık kullanımı artırılmıştır.

3. Cephecilik

Cephecilik, orijinal yapının dış cephesinin korunup iç mekanının tamamen yenilenmesiyle gerçekleşir. Genellikle tarihi önemi olmayan yapılar için uygundur. Bu yöntem, sokak manzarasını bozmadan yeni işlevler eklemeye olanak tanır.

Örnekler:

Plaza de Toros de las Arenas
Plaza de Toros de las Arenas

Plaza de Toros de las Arenas, Barselona: İç mekan yıkılarak alışveriş ve eğlence kompleksine dönüştürülmüştür.

48 Leicester Square
48 Leicester Square

48 Leicester Square, Londra: Edward dönemi mimarisi korunarak modern ofis alanlarına dönüştürülmüştür.

4. Entegrasyon

Entegrasyon, mevcut yapının üzerine veya çevresine yeni yapı inşa edilmesiyle artan alan ihtiyacını karşılamayı amaçlar. Yeni yapı, orijinal yapıyı tamamlamalı ve mevcut yapının iç ve dış estetiği korunarak modernize edilmelidir.

Örnekler:

Jægersborg Su Kulesi
Jægersborg Su Kulesi

Jægersborg Su Kulesi, Danimarka: Eski su kulesi üzerine öğrenci yurtları eklenmiş, modern yaşam alanları sağlanmıştır.

Hearst Tower
Hearst Tower

Hearst Tower, New York: Orijinal taban yapı korunarak modern, enerji verimli bir ofis binası inşa edilmiştir.

5. Altyapının yeniden kullanımı

Endüstriyel yapılar, demir yolları ve köprüler gibi altyapı binaları, modern ihtiyaçlara uygun hale getirilebilir. Bu tür yapılar, genellikle simgesel hale gelir ve kentsel sürdürülebilirliği destekler.

Örnekler:

Tate Modern Müzesi
Tate Modern Müzesi

Tate Modern Müzesi, Londra: Eski bir elektrik santrali, modern bir simge yapıya dönüştürülmüştür.

High Line
High Line

High Line, New York City: Terk edilmiş demir yolu hattı, kentsel yenilenme için bir park alanına dönüştürülmüştür.

Yeniden kullanım, sürdürülebilirliğin artırılmasına ve kentsel dönüşümün sağlanmasına yardımcı olurken, geçmişin izlerini de koruyarak geleceğe taşır.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)