Çatılar Konsept Olarak Çok Verimli Alanlar...
ÇATIDER Başkanı Adil BAŞTANOĞLU
Biz çatı, cepheden neler elde edebiliriz? Öncelikle güneş ışıklarından fotovoltaik membranlarla veya panolarla enerji elde etme şansımız var. Ayrıca çeşitli modüller yapıp bunların içine minik fanlar yerleştirip bu fanları rüzgâr kapanı gibi çatılarda havalandırma dediğimiz bölümlerden çıkartarak tekrar enerji elde edebiliriz…
Öncelikle ÇATIDER hakkında bilgi alabilir miyiz?
ÇATIDER 2002 yılında çatı sektöründe bulunan çatı malzemesi üreticilerinin önderliğiyle kuruldu. Genel olarak hem üreticileri, hem de uygulamacıları kapsayan bünyeye sahibiz. Bununla birlikte kurduğumuz ‘Yapı Kulübü’ aracılığıyla ustaları da içimize almaya çalışıyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana üreten, monte eden, bunu sürdürebilen, sektörün her dalıyla ilişkiye geçip tüm sektör paydaşlarına ulaşmaya çalışıyoruz.
ÇATIDER’i kurduğumuz dönemde CEPHEDER’i de kurmak istedik fakat cephe ve çatı yan yana geldiğinde biriken çok fazla ve ağır bir konu olması itibariyla öncelikli olarak ÇATIDER’i hayata geçirdik. Ama bu sene içerisinde kardeş dernek olarak gördüğümüz CEPHEDER’i de kurup faaliyete geçirdik ve beraber çalışmaktayız.
ÇATIDER’ in genel faaliyetlerinin başında özellikle üzerine eğildiğimiz konu olan eğitim geliyor. Eğitimde neler yapabiliyoruz? Öncelikle bir kılavuz kitap yayınladık, hemen hemen her türlü malzemenin tipik detaylarını yani çatı detaylarını çizimleriyle içine ekledik. Amacımız hem öğrencileri, hem eğitimcileri, hem de ustaları ve teknikerleri bilgilendirebilmek. Onun dışında üniversitelerde eğitimler vermeye devam ediyoruz. Her sene yaklaşık 8 üniversiteye gidiyoruz. Bu etkinliklerimiz esasında üyelerimizin katkılarıyla oluşan çalışmalar. Bunların devamında 5 defa yaptığımız çatı ve cephe fuarı organizasyonları geliyor. Bu sene hazırlanıp seneye tekrar başlayıp yapmayı planlıyoruz.
Ayrıca Çatı-Cephe Teknolojileri Sempozyumu var. Bu sempozyumları 9 kez düzenledik ve son olarak konferansa çevirdik. Çünkü kapsamı ve içeriği kendi kendine büyüyerek gelişti. Her düzenlememizde sempozyum içeriğinde yaklaşık 40-60 makale geliyor. Bugüne kadar yaklaşık olarak 450 makaleyi değerlendirdik. Onları da kitap haline getirip üniversitelerdeki kütüphanelere, yayınevlerine dağıtıyor ve satışını sağlıyoruz. 450 makalenin konularının içerisinde her şey oluyor. Yeşil çatı, fotovoltaik çatılar, çatı strüktürü gibi…
Cepheler için de aynı şey geçerli. Cephelerde de cumhuriyet mimarisi, cumhuriyetten sonraki Türkiye de genel akımlar… Cephelerde bir akım ve moda tabi söz konusu. Genel cephelerin zafiyetleri veya bize uyumlu gelen cephelerin hepsi bu sempozyum kitaplarının içerisinde aslında yer alıyor. Onun dışında Avrupa Birliği ile beraber usta eğitimleri yaptık. Yaklaşık 850 usta eğittik. Bu da bizim için bir başarıdır.
SÜREKLİ MESLEKİ GELİŞİM programında derneğimiz önemli katkı verdi. Aynı kapsam içinde ben de ders verdim. Eskişehir’e, Gaziantep’e, Mardin’e ve Türkiye’nin çeşitli yerlerine gidip çatıları, çatı sistemlerini anlattık.
ÇATIDER’in genel etkinlikleri kısaca; öncelikle eğitim, internet üzerinde yapı okulu, üniversitelerde uygulamalı dersler, kitaplar, fuar ve sergiler… Bizim devletle olan bağımız hiç bitmiyor. Onlardan da bize talep geliyor. Bizim teknik komitelerimiz bulunuyor. Teknik komiteleri İMSAD ile beraber koordineli kurduk. Orada çeşitli formatta çalışmalar yapıyoruz. Hem şartnameler, hem sertifika alt yapıları, hem de yönetmelikler var. Hepsinde ÇATIDER’in katkısı olmuştur. O anlamda bize gelen talepleri geri çevirmiyoruz.
Çatı ve cephe sektörüne bugün baktığınızda ülkede ve dünya genelinde nasıl eğerlendiriyorsunuz? Gelecek yıl için öngörüleriniz nelerdir?
Dünya geneline baktığımızda orada etkin bir rolümüz yok fakat belirli ana sektörlerimiz içindeki dallar örneğin seramik sektörümüz bir dönem dünya birincisiydi. Üzgünüm ki biz de öyle bir pozisyon maalesef yok. Ama şunu söyleyebilirim ki bugün için gelişmiş ülke olarak gördüğümüz AB üyeleri ve diğer tarafta ABD gibi ülkelerde gelişen teknolojileri hızla Türkiye de alıyor. Ayrıca yurt dışındaki taahhütlerimizden dolayı iyi bir uygulama kadromuz bulunuyor. Orada çok mütevazi olmamak gerekiyor, birçok ülkeden daha iyi bir formattayız. Fakat kendimizi çok yukarı almadan anlatayım. Gelişmiş ülke olarak Almanya’yı baz alırsak tabii ki bir Almanya değiliz. Ne ustamız Almanya ustası ne de işçimiz Alman işçisi gibi. Onlarda mevcut eğitim düzeyini yakalayamadık…
Bizim yurt dışına gidip çalışma kabiliyetimiz genelde işçilerin fedakarlıklarından kaynaklı bir tercih edilme durumumuz oluşuyor. Ne yapıyoruz o zaman işçiler bizden gidiyor fakat ustalar (master-workmen) farklı ülkelerden geliyor. Zaman içinde bu tip taahhütlerde dışarıdan yardıma gerek duymamak için usta eğitim faaliyetlerimizi artırmayı hedeflemeliyiz.
Bizim aslında derneğin amaçlarından birisi, ustalarımızı aynı formata kadar taşımak… Fakat önümüzde daha çok yol var. Şöyle bir örnek de verebilirim; geçen sene Türkiye Çatı Yarışması yaptık. Aslında bu Dünya Çatıcılar yarışması olarak 66 kere yapılmış. Ama biz daha ilkini gerçekleştirdik. Dolayısıyla biz henüz ustaların yetiştirilmesi konusunda onlarla aynı kategoride değiliz ama çabalıyoruz.
Peki, biz neredeyiz? 150 ülke varsa biz belki 9. veya 10. sıradayızdır. Gelecek yıl için de en önemli etkinliğimiz, tekrarlayacağımız konferans yarışma ve fuar olacak. Ben her iş adamı gibi olumlu olmasını ümit ediyorum.
ÇATIDER’in bu faaliyetleri geliştirmeye yönelik gelecek yıllarda bir planlaması olacak mı?
Tabii ki derneğimiz sektörün ve devletimizin de katkısıyla tüm faaliyetlerini geliştirerek devam ettirecek. En yakın etkinliğimiz, 2019’da konferans-fuar-yarışma ve konsepte ‘yenilenme’ de katıldı.
Çatı ve Cephe Fuarı’nda üç grup etkinlik/ konferanslar var. Konferanslarımız aslında sizinle de ilişkili. Hem enerji üretimiyle hem ekolojik olmakla direkt bağlantılı. Konferanslar yoğunlukla onun üzerinde olacak. 2. grupta çatı yarışmalarını tekrarlamayı umuyoruz. 3. grupta bu malzemeleri üreten kimseler kendi yeni ürünlerini tanıtacak. Hatta yetiştirebilirsek belirli maketler yapıp almak istenilen malzemeyi görerek almalarını sağlamayı düşünüyoruz. Belki fotovoltaik panellerde satış imkânı sunalım istiyoruz. Tabii bunların hepsi organizasyon noktasında.
Organizasyonu dernek olarak mı yapıyorsunuz, yoksa destek alıyor musunuz?
ÇATIDER ve CEPHEDER olarak önderlik yapıyoruz, fuar firmasının katılımıyla yürütüyoruz. Demos Fuarcılık ve üyelerimizin koordinatörleri ile birlikte hepsinden destek alıyoruz. Bu tip etkinlikleri çok parçalarsanız hepsini koordine edip birleştirmek gerekiyor. Yalnız başına fuar konsepti Türkiye ve Dünya’da geriye giden bir konsept ama piyasaların talebi de çok önemli, onlar için de bir fırsat ve durağanlığı aşmak için bir eylem olmalı…
Çatı uygulamalarına baktığımızda son yıllarda gelişen enerji verimli yapılar üzerinde çatı uygulamaları ve malzemelerinin etkisi hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Çatılar konsept olarak bir hayli verimli bir alan. Çünkü solar enerjiyi tarlalardan çıkarttılar, tarlaların verimli alanlarında enerji üretiminde kullanılması herhalde yanlış olarak görüldü ve şu an anladığım kadarıyla en basit, en kolay yine insanların temizlik yapıp bakabileceği yerler çatılarımız gibi görülüyor üretim anlamında. O zaman bizim işimiz de biraz daha kompleksleşiyor. Normal olarak biz çatıyı kaplayalım, çeşitli konforları sağlayalım, bu sızdırmazlık, ses ve nem olabilir. Onların üstüne ekstra bir şey geldi. Bu hem iyi hem de doğru oldu. Hem de yapımlarını maliyet açısından pahalandırdı, geri kazanım açısından da bir noktaya getirdi. Yani pahalanıyor ama bir yandan da gelir elde etmeye başlıyorsunuz. Biz çatı, cepheden neler elde edebiliriz? Öncelikle güneş ışıklarından fotovoltaik membranlarla veya panolarla enerji elde etme şansınız var. Ayrıca çeşitli modüller yapıp bunların içine minik fanlar yerleştirip bu fanları rüzgâr kapanı gibi çatılarda havalandırma dediğimiz bölümlerden
çıkartarak tekrar enerji elde edebiliriz… Özellikle saçaktan giren mahyadan çıkan bir hava akışı vardır.
Ayrıca çatıda su ısıtabilirsiniz. Türkiye’de çok yaygın bir şekilde birçok yerde yapılıyor. Sıcak suyu da oradan elde edebiliyoruz. Onun dışında o kadar çok şey var ki… Mesela bacaların üstüne konulan havalandırmayı sağlayan çok yerde görmüşsünüzdür dönen bir çeşit fan vardır. Onlardan da enerji elde edilebilir.
Onun dışında oluklardan gelen suların inişlerini azaltıp tek su borularına getirsek çok basınçlı su geçiyor, oradan bile enerji elde edilip suyu kullanabilirsiniz. Dolayısıyla çatının enerji geri kazanım konsepti açısından dikkate alınması gereken avantajları var. Ama bunların hepsi henüz mühendislik anlamında tam geliştirildi bitti denemiyor.
Dün bir arkadaşım geldi ve 160 metrekareden yıllık 8 mega-watt enerji elde edilebildiğini söylüyor. Onun önerdiği sistemde 160 metrekarelik bir çatı yaptığınızda hem kendi evinizde hem de bir eve daha ekstra enerji sağlıyorsunuz. Bütün bunlar yan yana gelince çatılar önemli bir değer kazandı.
Bunlar son katmandan gelen veriler. Enerji verimliliğinde enerji kazanımı kadar korunmasına da bakıyoruz. Yani sadece son katmana değil aşağıdaki izolasyona da bakıyoruz. Bunlar ısı izolasyonu, su izolasyonu, nem bariyerleme gibi konular… Ses izolasyonu ile de ilgileniyoruz. Şu an için Türkiye için çok önemli bir noktada; otobanlar artıyor, nüfus kalabalıklaşıyor… Ses- gürültü haritalarını bakanlığımızın istediği doğrultularla İMSAD çıkartacak. Ondan sonra da yine ses yönetmelikleri, şartnameler yenilenecektir.
Yeşil çatı uygulamalarının ekolojik anlamda çevreye ve enerji verimliliğine katkısı nedir?
Yeşil çatıların katkılarını hepimiz öngörebiliyoruz. Bitkilendirdiğimiz her şey gerek havanın temizlenmesi açısından, gerekse de bitki varlığı açısından kıymetli. Ayrıca yağmurda da suları toprak emdiği için ağır ağır veriyor. Bu önemli bir katkı… Şehirlerimizde çok hızlı gelen sular yolların alt yapıları yetersiz olduğu için, tüm yolları göl haline getiriyor. Bu tip formatlarda kesinlikle yeşil çatılar doğru uygulamalardır.
Yeşil çatının yapılışın da dikkat edilmesi gereken konular da var. Birincisi yukarısındaki bitkiler çok gelişebilir. Onlarda hesabı doğru yapmak gerekebilir. İkincisi ağaçların kökleri yanlış formattaki uygulamalarda yalıtımı delebilir, tabii doğru formatta uygulanırsa hiçbir sıkıntı olmaz. Üçüncüsü de bunlar ya torfla ya toprakla yapılıyor. Torf olursa yoğunluğu biraz daha az, toprak olursa daha ağır büyük bir kütle oluyor. Biz de deprem ülkesiyiz, yukarıya koyduğunuz her şey momentden (yükseklikxağırlık) dolayı sıkıntı yaratabilir. Onu önceden öngörüp yeşil çatıların yapılacağı yerleri statik olarak önceden düşünmek lazım. Dolayısıyla bu dezavantajı yok etmek gerekiyor. Bence yeşil çatılar çok faydalı ve uzun vadede yeşil duvarlar, yeşil cepheler hepsi birden yan yana gelecek diye düşünüyorum.
Çatılarda olması gerekli standartlar ve bunlar hakkındaki yasal yönetmelikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce inşaat ve yapı sektöründe bu alanda en büyük sorun veya eksiklik nedir?
Bazı firmalarımız her halleriyle iyi ve doğruyu arıyor fakat bu sefer üründe fiyatı yakalaması zor oluyor. Onları desteklemeliyiz. Haksız rekabet inşaat piyasasının her dalında bulunuyor bizde olduğu gibi. Merdiven altı üretimler var. Merdiven altı üretimin sertifikasyonunun haksız şekilde yapılması var. Türkiye’deki bu sertifikaları veren kuruluşların tam kalibre olmamasından kaynaklı sıkıntılar var. Ayrıca KDV konusu var…
Bazı konularda iyi niyetli kaliteli ürün geliştiren sanayiciler cezalandırılıyor gibi bir duyguya kapılıyorum... Ama şuna şükretmek lazım, eskiden bu tip üretim yapan arkadaşlarımız belli bir standardı alacağı zaman, yurt dışına gidip oradaki laboratuvarlarda test yaptırıyorlardı. Şimdi onları imtina ettik diyebilirim. Bunun dışında bir de şu formatta sıkıntılar vardı onlar da yok olmak üzere. Mesela çatıların veya cephelerin sızdırmazlık testleri. Onu yapabilecek firma sayısı da çok azdı Türkiye’de, kalibrasyonda artık ilerlemeler oluyor. Yoksa bir Türk firması gidip yurt dışında bir çatı veya cephe alıyor. Onu malum enternasyonal kodlara göre değerleri sağlanıp ispat etmeleri bekleniyor. Biz bunu burada ürettiğimiz için eskiden yurt dışına birer modül yaptırıp test ettirip geri dönüyorduk şimdi onları daha ekonomik bir şekilde çözebileceğiz.
Yönetmeliklerimizin yazılımları için de katkı sağlamaya gayret ediyoruz ve dernekten görüş alınmasından memnuniyet duyuyoruz.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşın çatı sektörünün alması gereken önlemler nelerdir?
Öncelikle bu konularla uğraşan her kesimi eğitmek gerekiyor. Çünkü artık sadece yağmur çiselemiyor, bardaktan boşalırcasına kova kova atılıyor sanki. Eskiden yaptığımız her şey yanlış oldu olukların miktarları vs. alt yapılarımız kurtarmıyor. Yağmur biraz hızlandığında veya dolu yağdığında cephelerimiz ve çatılarımız hasar görüyor. Bu felaketler artık bence çoğalarak fazlalaşacak gibi duruyor. Yarı tropik iklimden tam tropiğe geçiyoruz. Gidişat onu gösteriyor. Şimdi bizim neler yapmamız lazım? Öncelikle konsept olarak daha sağlam strüktürler ve kaplamalar lazım. Kaplama formatındaki tüm elemanların daha doğru bağlanması lazım. Bütün su taşıyıcıların özellikle olukların ebatları tekrar kontrol edilmeli. Yüklere göre de kontrol etmek lazım. Bu tabii ki yalnızca çatı sektörünün problemi değil. Genel bir yapı problemi ve tüm uğraşanları bilgilendirmeli, yönetmelikleri de ona göre adapte etmeli uygulamaları denetlemeli… Şu an maalesef ki o noktada değiliz henüz.
Sizin başka belirtmek istediğiniz bir konu varsa dinlemek isteriz.
Çok güzel bir iş yapıyorsunuz. Ekoloji konusunu mümkün olduğunca insanlara anlatmak lazım. Çok üstte kalıyor bu iş … Bunun biraz daha yaygınlaştırılıp insanların anlaması sağlanmalı.