Depreme Dayanıklı Christchurch Merkez Kütüphanesi
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Schmidt Hammer Lassen Architects Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrini tahrip eden çok sayıda büyük depremden yaklaşık sekiz yıl sonra, esneklik ve sürdürülebilirlik kavramları üzerine inşa edilmiş “umut, birlik ve yeniden doğuşun çarpıcı sembolü” Christchurch Merkez Kütüphanesi'ni tamamladı. “Temel" için Tūranga — Maori olarak adlandırılan depreme dayanıklı bina, yerel Maori halkı Ngāi Tūāhuriri'nin derin kültürel mirasına, çeşitli sanat eserleri ve yerel harakeke keteninin şeklinden esinlenen çarpıcı bir altın cephesiyle de bağlılığını gösteriyor. 92 milyon dolarlık kütüphane şehri canlandırmayı amaçlayan birkaç büyük kamu projesinden biri.
Christchurch'ün tarihi Katedral Meydanı'nda yer alan Christchurch Merkez Kütüphanesi, 9.500 m2'lik beş katı kapsamış. Gelecekteki olası depremlere karşı koruma sağlamak için Lewis Bradford Consulting Engineers, yapının sallanmasını ve ardından orijinal konumuna geri dönmesini sağlayan yüksek gerilimli, önceden gerilmiş çelik kablolara bağlı büyük ölçekli beton duvarlardan oluşan, sismik kuvvete dayanıklı bir sistem geliştirdi. Kendinden merkezleme mekanizması, kütüphanenin şiddetli deprem olaylarında bile minimum yapısal hasara dayanacağı anlamına gelir.
Yapı depreme dayanıklı özelliklerine ilaveten Matapopore Charitable Trust ile yakın iş birliği sayesinde Ngāi Tūāhuriri'nin yöresel mimarisine göre modellenmiş. Kurum, yapı malzemelerinden Mount Gray ve Hawaik gibi önemli Ngāi Tūāhuriri simge yapılarının manzaralarına yönelik çeşitli teraslara kadar birçok Māori referansının kütüphaneye işlenmesine yardımcı oldu. Schmidt Hammer Lassen toplumsal bir merdiven ve toplanma alanı olarak ikiye katlanan büyük, kademeli bir atriyuma odaklanan davetkar ve ışık dolu bir ortam yaratmak için kütüphane tasarımındaki kapsamlı deneyiminden yararlandı.
Schmidt Hammer Lassen'in Kurucu Ortağı Morten Schmidt "Tūranga mimari ilgiyi önemli kültürel ilişki düzeyiyle katmanlayan çok yönlü bir projedir. Sadece yeni bir merkez kütüphane ihtiyacını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda yerel Māori halkı olan Ngāi Tūāhuriri'nin derin kültürel mirasını da içeren şehrin ruhunu restore etme misyonu olan bir proje tasarlamak bir ayrıcalıktı." dedi.
