Erişilebilirlik, Sadece Engelli Bireyleri İlgilendiren Bir Konu Değil

Mehpare Evrenol
Evrenol Architects

Kentsel dönüşüm, mevcut, iyileştirilmemiş imar kanunu ve yönetmelikler çerçevesinde ilerliyor. Bugün hala yapılı çevreyi sıhhileştirme adına bina yenilemekten öteye gidemiyoruz. Sorunun cevabı kendi içinde gizli aslında. Kentsel dönüşümde sosyal mekanlar, ortak yaşam alanları, kentsel toplanma alanları doğru biçimlenmediği için hiç olmazsa buralarda erişilebilir mekanlar yaratılabilecekken, baştan içeriği yetersiz kanunlara takılıyor projeler. Her şey için olduğu gibi yine bir fırsatı kaçırıyoruz....

Ülkemizin son dönem tartışma konusu olan “kentsel dönüşüm” meselesi mimarlık, şehircilik, sosyal ve ekonomik gibi birçok yönüyle tartışılıyor. Bu dönüşümde kendisine pek de yer bulamayan “erişilebilirlik” meselesi nasıl ele alınıyor sizce?

Yasal çerçeveyle tanımlamaya çalıştığımız kentsel dönüşüm, sosyal, tasarım ve ekonomik boyutuyla şu anda oldukça çözümsüz görünmekte. Yasal ve yönetsel yönüyle bazı adımlar atıldığını kabul etsek dahi erişilebilirlik konusu, kentsel dönüşümün bir parçası olarak algılanmıyor. Çünkü; plan notlarımıza, kanunlarımıza içerik olarak erişilebilirlik konusu girmedi.

Kentsel dönüşüm, mevcut, iyileştirilmemiş imar kanunu ve yönetmelikler çerçevesinde ilerliyor. Bugün hala yapılı çevreyi sıhhileştirme adına bina yenilemekten öteye gidemiyoruz. Sorunun cevabı kendi içinde gizli aslında. Kentsel dönüşümde sosyal mekanlar, ortak yaşam alanları, kentsel toplanma alanları doğru biçimlenmediği için hiç olmazsa buralarda erişilebilir mekanlar yaratılabilecekken, baştan içeriği yetersiz kanunlara takılıyor projeler. Her şey için olduğu gibi yine bir fırsatı kaçırıyoruz....

Mesele konuya “engel” üzerinden yaklaşabilmek, erişilebilirliği doğru anlamak. Erişilebilirlik sadece engelli bireyleri ilgilendiren bir husus değildir. Örneğin; pusetli ebeveynleri, geçici sakatlık yaşayan bireyleri, hamileleri, 0–5 yaş arası çocukları, 65 yaş üstü bireyleri de kapsar.

Hastanelerin iç donanımı kadar binanın yakın çevresinin de erişilebilir olması gerekmekte. Bu bir zincir, halkayı tamamlamak gerekiyor; tek bir eksik ya da hata sistemi işlenmez hale sokuyor çünkü...

Engellilere en büyük desteğin devletten gelmesi gerekiyor. Ülkemizde bir engelli gerek sosyal yaşamında gerekse çalışma hayatında bir çok sorunla karşılaşıyor. Elbette ülkemizde de engelliler için yapılan çalışmalar var ama sizce bu yasalarla destekleniyor mu?

Engelsiz ortamı ikiye ayırmayı doğru buluyorum. Birincisi yapıların içindeki alanlar diğeri de kent ölçeğinde binaların dışındaki alanlar. Bu çerçeveden baktığımızda, bina içlerinde engelsiz ortama yönelik engelsiz asansörü, rampa ve yeni yeni uygulanan görme engelliler için farklı zemin döşemelerine rastlıyoruz. Oysa kapı genişliklerine ilişkin standartların yakalanması, en azından bir adet banyonun erişilebilir özellikte olması, balkonlara çıkışta evlere girişte eşiklerin kaldırılması gibi çok basit bazı tedbirleri hayata geçirmek, plan notlarındaki ufak eklemelerle mümkün.

Kentsel ölçekte ise açık alanlar, yollar, kaldırımlar, parklar, gezinti alanları gibi yerlerde engelsiz ortamı tarif edemiyorum. Bazı adımlar atıldı elbette ama hala çok büyük eksiğimiz var. Özellikle görme engelliler için bantlar epey arttı ama aynı şekilde bedensel engelliler için henüz tam tedbirler alınmadı. Rampaların doğru ölçekte olması, tutamaklar, kaydırmaz kaplamalar gibi çok temel konuları hala hayata geçiremedik. Toplumsal ve mesleki farkındalığın arttırılması özellikle eğitimde çok önemli.

Yasalardaki tüm düzenlemelere karşın uygulamada yetersizlikler göze çarpıyor. Engelli bireylerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen temel etmenleri; yetersiz politikalar ve standartlar, olumsuz tutumlar, yeterli hizmet sağlanmaması, etkin finansman eksikliği, erişilebilirliğin yetersizliği, engelli bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyen konularda karar alma süreçlerine dahil edilmemeleri, engellilik hakkında sağlam ve karşılaştırılabilir verilerin ve uygulanan programlara ilişkin bulguların yetersizliği olarak sayabilirim. Bu nedenlerle, engelli birçok kişi sağlık hizmetlerine, eğitime ve istihdam olanaklarına engelsiz bireylerle eşit şekilde erişememekte ve yaşamın birçok alanında dışlanmaktalar.

Bu sayımızda ‘Sağlık Yapıları’ konusunu mercek altına alıyoruz, hastane binalarında engelli erişimi konusunda güncellenen yasalara uyulduğu söylenebilir mi? Bu konuda yapılan çalışmalar yeterli mi?

Yeni yapılan binalarda, güncellenen yasalara daha çok uyulduğunu söylemek mümkün. Eski mevcut binalarımızda da yönetmeliklere uyum aranmaya başlandı artık ama denetimleri çok sıkı tutmak gerekiyor. Hastanelerin iç donanımı kadar binanın yakın çevresinin de erişilebilir olması gerekmekte. Binaya ulaşan yollar, kaldırımlar, üst geçitler tüm standartları yerine getirecek şekilde, eksiksiz bir şekilde düzenlenmeli. Bu bir zincir, halkayı tamamlamak gerekiyor; tek bir eksik ya da hata sistemi işlenmez hale sokuyor çünkü...

Peki sizce neler yapılmalı?

Yapılması gerekenleri özetlemem gerekirse; öncelikle anayasal düzenlemeler yapılmalı, konu yaşam hakkı çerçevesinde ele alınmalı, mesele sadece engelli hakları değil. Kaliteli yaşam hakkı olarak konu “erişilebilirlik” üzerinden somutlaştırılmalı, mekanda, kentte ve ülkede erişilebilir olmak çok önemli. Keyfilik olmamalı... Standartlar tüm yönetmeliklerde değişkenlik göstermemeli, yoruma açık bırakılmamalı... Örneğin; İstanbul imar yönetmeliğinde engelli rampa eğimi %10 iken evrensel standartlarda kabul gören eğim yüzdesi 10 metreye kadar %8, 10 metreden sonra %6’dır. Yasal düzenleme, anayasada birçok güncelleme iyileştirme olmasına karşın, standartlardaki farklılıklar denetim mekanizmasını da işlemez hale getiriyor.

Kentsel ve mimari ölçekte iki önemli aşama var, birincisi; mevcut çevrenin ve yapıların erişilebilir niteliğe kavuşması ve yeni yapılan çevre ve binaların erişilebilir standartlar çerçevesinde inşa edilmeleri, ikincisi ise kentsel dönüşüm bir fırsat ve bu süreç doğru yönetilmeli; hem kentsel ölçekte hem de bina ölçeğinde...

Kaliteli yaşam hakkı olarak konu “erişilebilirlik” üzerinden somutlaştırılmalı, mekanda, kentte ve ülkede erişilebilir olmak çok önemli. Keyfilik olmamalı...

Yatırımcılar teşvik edilmeli...

Yatırımcılar için maliyetler konusunda bilgi eksikliği var, şöyle ki; inşa öncesi yani proje aşamasında alınan doğru kararlar, sonradan düzenleme yapmaktan daha az maliyetli. Yatırımcı belirli bir maliyeti göze alarak engelsiz erişimi sağlayan gerekleri yerine getirse de standartların oluşmamış olması, bilgi eksikliği ve detayda inceliklerin atlanmış olması gibi temel sorunlar yaşanıyor.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)