Jules Verne'den Öğrenmek: Sürdürülebilir Yüzen Şehirler Nasıl Tasarlanır?
Günümüzde en çok sıkıntı yaşadığımız konu hiç şüphesiz doğal kaynaklardır. Bu konuda genellikle toprak üstündeki verimli alan kullanımlarından söz ederiz; ancak gezegendeki gelişmemiş en önemli doğal kaynaklardan, yani okyanuslardan, nadiren bahsederiz. Oysaki, okyanuslar, binlerce yıldır insanlar tarafından yiyecek ve ulaşım kaynağı olarak kullanılıyor. Bizler, karalara nispeten kullanılmayan bu kaynağın devasa potansiyelini ve farklılığını yeni yeni algılamaya başlıyoruz. Okyanuslar, yiyecek, enerji üretimi, ulaşım, mineraller, ilaçlar ve daha birçok şey için neredeyse sınırsız bir ortam sunmaktadır. Eğer okyanuslarımızı verimli bir şekilde değerlendirirsek, canlılar olarak yaşamımızı çok daha kolay bir şekilde sürdürebilir ve geliştirebiliriz.
Okyanusların sömürgeleştirilmesi, sektörlerin henüz oyuna başlamadığı bir ligdir. Ancak bilmeliyiz ki, olağanüstü yüzen şehirler ve bu şehirlerin oluşturacağı topluluklar kaçınılmazdır. Gelecekte üstüne daha çok düşülecek olan yüzen şehirler, belki de insan ırkının en büyük başarılarından biri sayılacaktır.
Dünya okyanuslarının nispeten kullanılmayan bu zenginliklerini keşfetmek amacıyla, büyük yüzen şehirler geliştirebiliriz. Bu yüzen şehirler, gelişmiş su ürünleri ve tatlı su üretiminin yanında, kara kökenli madencilik eksikliklerini karşılayan elektrik ve madencilik imkânları da sağlayabilir. Birkaç örnek vermek gerekirse; okyanuslar sayesinde neredeyse sınırsız sayıda ilaç, kimyasal, gübre, mineral, petrol, doğal gaz, tatlı su, rüzgâr ve gelgit enerjisi elde edilebilir. Okyanuslardaki uzay sensörleri, gelgit akıntısını, deniz hayatını, su yapısını ve ısısını, atmosferik koşulları ve diğer pek çok önemli noktayı sürekli olarak takip edebilir. Bu şehirlerin nüfusu birkaç yüz kişiden birkaç bine kadar çeşitlilik gösterebilir ve tüm dünya çapında kurulabilir. Yüzen şehirler, otomasyonlu sistemler tarafından kontrol edilen, yönetilen ve çalıştırılan uluslararası iletişim ağının bir parçası olabilirler.
Nihayetinde okyanuslar, yaşamımızı sürdürmemiz için gereklidir ve Dünya'nın taşıma kapasitesinin kritik bir parçasıdır. Peki, gelin o zaman! Tasarlayacağımız yüzen şehirlerin, hangi alanda ve nasıl bir üretim yapacağını; yani sualtı şehirlerini oluşturmak için ne gibi bir altyapı çalışması izlememiz gerektiğini maddeler halinde inceleyelim.
Yüzen Şehirler İşlevlere Ayırabilir miyiz?
Yüzen şehirlerin bazıları, her milletten öğrencinin deniz bilimi ve yönetimini öğrenmesi amacıyla tasarlanan bir üniversite ve araştırma merkezi olarak hizmet verebilirler. Ayrıca eğitim işlevine sahip bu yüzen şehirler; okyanus akıntıları, hava durumu örnekleri, deniz ekolojisi, kirlilik ve jeolojik fenomenlerinin izleme istasyonu olarak da kullanılabilir. Diğer deniz araştırmaları için ise, denizaltı robotları tasarlanabilir ve bu denizatları herkesin kullanımına sunulabilir.
Dünyanın en hızlı dönen kısmı ekvatordur. Ekvatorun bu özelliğinden dolayı, ekvatorda kurulacak olan deniz platformları, roket ateşleme sistemleri olarak kullanılabilir. Bu sayede ekvatordan ateşlenen uzay araçları, yüzen şehre enerji tasarrufu sağlayacaktır. Yine ateşleme alanları roketlerin jeosentrik yörüngeye (yani uyduların Dünya’ya birlikte döndüğü ve Dünya'ya göre sabit bir konumda kaldığı yörüngeye) erişmeleri için daha az itiş gücü gerektiren Ekvator bölgesine taşınabilir. Böylelikle, ekstra itiş gücü için Dünya'nın tüm avantajlarından faydalanılmış olacaktır. Kutup yörüngeleri için konulacak olan ateşleme platformları, gemilerde veya platformların üzerinde, bilgisayarlı kontrol ve komuta sistemleriyle donatılarak, ABD'nin batı kıyısına yerleştirilebilir.
Okyanusların tüm bölgelerinin teknolojik gelişimler için kullanılması gerekmez. Büyük alanlar, kullanılır hale getirilmesi, geliştirilmesi ve korunması için ayrılarak, küresel muhafaza adına öncelikli hale getirilebilir. Mesela Karayipler ve Eleuthera adalarının uçsuz bucaksız kıyılarındaki Emerald Shoals adlı turkuaz sığlıklar, Bahamalar'ın en berrak sularına sahiptir. Burası, aynı zamanda, Batı Yarımküre'deki en güzel mercan adalarından biridir. Bu adaları çevreleyen sular, Gulf Stream akıntısının olağanüstü mavi tonlarından, pırıldayan türkuaz tonlara kadar birçok renk çeşitliliği gösterir. Güney Pasifik'te ve dünya çapında daha birçok yerde de, binlerce mil kıyı şeridinin insan yerleşimiyle bozulmamış benzer bölgeleri mevcuttur. Dünya dayanışmasındaki bu yeni gayretle bu bölgelerin çoğu, herkesin yararlanması ve eğitim alması için uluslararası deniz parkları olarak ayrılabilir. Bu bölgelerdeki tek insan etkisi, deniz koruma alanlarını muhafaza etmek ve korumak olacaktır.
Çeşitli Aktivitelerde Yüzen Şehirler
Geleceğin yüzen şehirleri, milyonlarca oturana yeni ve büyüleyici yaşam imkanları sağlayacaktır. Aynı zamanda bu yüzen şehirler, herkes için gözde seyahat noktaları olacaktır. Hatta bazı yüzen şehirler, ziyaretçilerin deniz altındaki en güzel mercan adalarını gözlemleyebileceği, uluslararası su altı parkları olarak hizmet verebilir. Tabi böyle turistik yerlerde gerekli korumalar sağlanacaktır. Ziyaretçiler, dev su altı pencerelerinden rahatlıkla bu ortamın harikalarını izleyebilecektir.
Örneğin ziyaretçiler, gerekli teknolojik altyapının ayarlandığı koltuklardan, yunuslarla ve diğer deniz canlılarıyla iletişim kurabileceklerdir. Yine ziyaretçiler için hava geçirmez odalar yoluyla dalış seferleri düzenlenebilir. Bu şekilde insanlar, deniz doğasının dengesini bozmadan, araştırma, gemicilik, tüplü dalış ve diğer birçok su yüzeyi ve su altı aktiviteleriyle, deniz şehirlerinin sunduğu tüm imkanlardan faydalanabilir.
Yüzen Şehirlerin Mimarisi
Dev okyanus yapıları hem denizin üstünde hem de altında bulunabilir. Bu yapılar, havayolu araçları, deniz araçları ve su altı erişimiyle muhteşem bir mühendislik başarısı olacaktır. En verimli tasarımlardan biri; çok katlı, çelik konstrüksiyonlu, dayanıklı cam sahip ve karbon fiberle destekli ön gerilmeli betondan yapılan dairesel düzenler olacaktır. Yüzen şehir yapılarının bazıları yüzerken, bazıları da rüzgâr ve şiddetli denizlerin yapılara hasar vermesini önlemek adına, su bariyerleri olan temeller üzerine inşa edilecektir. Daha derin denizlerde ya da okyanuslarda yüzen şehirler, deniz dibine demirlenebilir. Diğer yüzen şehirler ise, yüzeyin 45 metre altına dalan, 6 metre çapında kolonlarla desteklenen, kendinden itişli ve fazlasıyla dengeli platformlar olarak serbestçe yüzebilir. Bu yüzen silindirik kolonların alt kısımları, platformları her türlü hava koşulunda sabit tutabilmek için, birbirinden üçer metre aralıklı, iki metre kadar uzun bir dizi disk içerecektir. Tüm yüzen şehri çevreleyen bir kemer ise, dalgakıran görevi görecektir.
Yüzen şehirlerin bazıları, petrol platformlarının taşındığı yönteme benzer şekilde, teknik olarak gelişmiş olan ülkelerde inşa edilip, parçalar veya bütün sistemler halinde varış noktasına taşınabilir. Diğer yüzen şehirler ise, gerektiğinde parçalara ayrılıp taşınabilme kabiliyetine sahip, şantiyede birleştirilen ve farklı işlevlere sahip olmaları için modifiye edilen çeşitli alaşımlara sahip yapılar olacaktır.
Deniz dibine demirlenen yüzey üstü yapılar, madencilik işleri için verimli üsler olarak kullanılabilecektir. Bu kategorideki yüzen şehirler, kuru havuzlarda inşa edilebilir, hedef yerlerine taşınabilir ve suya batırılıp demirlenebilirler. Bunun yanında, dalgalarla birlikte kalkıp inen, hem su yüzeyinde hem de su altında hareket eden araçların kaldığı yüzen bir iskele sistemi de bu tasarımın bir parçası olabilir.
Denizle ilgili tüm gelişimler, okyanus ortamının toplam taşıma kapasitesi ve çevreciliğiyle tamamen uyumlu olmalıdır. Tasarımcılar, bu projelerden herhangi biri inşa edilmeden önce, tüm hidrosfer, nehir, nehir ağzı, göl ve okyanuslar üzerindeki olası olumsuz etkilerin açıklamasını yapmalıdır.
Yüzen Şehirlerde Enerji Nasıl Sağlanacak?
Yüzen platformlarda veya şehirlerde güçlü rüzgâr türbinleri, okyanusun esintilerini yakalayabilir. Bu amaçla, üst güvertelerin çoğuna güneş ve rüzgâr enerjisi jeneratörleri yerleştirilebilir. Buna ek olarak, okyanusun derinliklerindeki soğuk sular, ısı değişikliklerinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi gibi kullanımlar için yukarı çekilebilir. Bu işlem, sürekli olarak yüzen şehrin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacak miktarda elektrik sağlayacaktır.
Yüzen Şehirlerde Su Ürünleri Üretimi
Yüzen şehirlerde, birden fazla türde deniz hayatını desteklemek için, su ürünleri üretimi, yani deniz mahsullerinin planlı olarak yetiştirilmesi ve balık yetiştiriciliği yapan topluluklar tasarlanabilir. Yüzen şehirlerdeki koşullar, doğal koşullara mümkün olduğunca benzetilirken hem insan hem de diğer canlıların hayatını destekleyen simbiyotik bir ilişki sağlanabilir. Birden fazla katmanda, çeşitli su bitkileri yetiştirilebilir ve şehirlerin yanındaki sualtı tarlalarında kablolarla tutulabilir. Bazı durumlarda bitkilerin üst kısımları otomatik olarak biçilerek, kökleri ve alt kısımları yeniden ekilmeden büyümeye bırakılabilir.
Yüzen şehirlerde, su içinde bitki yetiştirme ve tatlı su elde etmek amacıyla, güneş enerjisiyle çalışan tuz ayrıştırma tesisleri kurulabilir. Hatta su ürünleri yetiştiriciliğine destek olmak için, kaldıraç yoluyla denizin derinliklerindeki besinler de elde edilebilir.Tabii balık yetiştiriciliği ve su ürünleri üretimi üzerine atılacak her adım, okyanus çiftliklerinin uluslararası gözetimine tabi olacaktır. Bu sayede balık üretim çiftlikleri, tedarik edilmiş bir üretim ve balık türlerinin doğal dengesini koruyan en ileri düzey çoklu üretim prensipleri hayata geçirilmiş olacaktır.
Yüzen Şehirlere Ulaşım
Yüzen yapılar, gemiler için yanaşma ve yükleme tesisleriyle donatılabilir. İşleme tesisleri olarak hizmet veren dev gemiler, denizlerdeki bu şehirlere hem yolcu hem de yük taşıyabilir. Yüzen şehirlerinin üst güvertesi, helikopterler veya dikey kalkış ve iniş yapabilen uçaklar için, bir iniş sahasına sahip olabilir. Bilgisayarlı kaldırma birimleri, bu yapılar içinde dikey, yatay ve dairesel seyahat imkânı sağlayabilir.
Şehirleri Yüzdürmek İstiyorsak, Ortaklık Şart
Bu büyüklükte bir proje söz konusu olduğunda, diğer kaynaklar gibi tüm olanakların da, tüm dünyaca eşit olarak paylaşılması gerekir. Okyanusların mineral zenginliği ve dünyamızın diğer kaynakları, tüm uluslarca insanlığın ortak mirası olarak paylaşılmalıdır.
Yapay Adalar Tasarlamak
Yapay adalar, oşinografi bilimlerine hizmet etmek için tasarlanabilir. Dikey iniş ve kalkış uçakları için iniş sahaları ve hangarlar, bütün adayı çevreleyebilir. Bu şekilde, su bazlı rekreasyon, suda yüzen bu toplumların hayatının bir parçası olacaktır. İnsanlar, deniz ortamının dengesini bozmadan, araştırma, yelkencilik, tüplü dalış gibi su üstü ve su altında birçok faaliyette bulunabileceklerdir.
Denizdeki Şehirler
Bu yapıların tepesinden okyanus yüzeyinin 45 metre üzerine kadar uzanan silindirik, beton bir su yolu oluşturulabilir. Bu yüzen şehirler, yüzey seviyesindeki gelgitlerle yükselen ve alçalan hem su yüzeyindeki hem de su altındaki araçları barındıran bir liman sistemiyle çevrelenebilir. Konumları ve işlevlerine göre tasarımlarında değişiklik gösteren, deniz üzerinde kendi kendine yeten binlerce şehir, kara üzerindeki popülasyonun üzerindeki baskıyı hafifletecektir. Bazıları, oşinografi ortamında dinamik dengeyi korumak ve gözlemlemek için, oşinografi üniversiteleri olarak hizmet verecektir.
Okyanus Madenciliği Yapan Dev Yapılar
Yüzen şehirler, geliştirilmiş su ürünleri üretimi, tatlı su, elektrik ve karada bulunan minerallerin eksikliğini hafifletmeye yardımcı olan derin okyanus madenciliği imkânları sağlayacaktır. Bu gibi yapılar, bize neredeyse sınırsız sayıda ilaç, kimyasal, gübre, mineral, metal, petrol, doğal gaz, içme suyu, okyanus yetiştiriciliği, gelgit ve rüzgâr enerjisi sunacaktır.
Deniz Şehri Modüler Yük Gemileri
Şehri terk eden bu modüler yük gemileri, hızla yükleme ve boşaltım yapabilen, sökülebilir kısımlardan oluşacaktır. Sökülebilen kısım sayısı, teslim edilecek yükün miktarına göre değişecektir. Modüllerin tamamı birleştiğinde, tek bir birim halinde sevk edilecektir. Yük hedefine ulaştığında, seçilen modüller sökülüp, limanlara çekilebilecektir.
Deniz Şehirlerindeki Konutlar
Yüzen şehirlerdeki yurttaşlar, büyük denizaltı pencereleri sayesinde bu ortamın güzelliklerini rahatça izleyebilecektir. Bilgisayarlı bir koltuktan yunuslarla ve diğer deniz canlılarıyla iletişim kurabileceklerdir.
Yüzen Evler
Bu batmayan, suda yüzen deniz evleri, kıyıdan uzakta veya adada hayatı tercih edenlerin ihtiyaçlarını karşılayacaktır. Bu yüzen evler, fırtınalı havalarda kolayca kıyıya çekilebilir, yüksek destek yapılarına takılabilir ve kilitlenebilirler. Aynı zamanda bu yüzen evler, dış güverteyi kapatan ve geri çekilebilen duvarlarla donatılacaklardır.