Kentsel Dönüşüm Yasası’nın Yenilenen Yönetmeliği İle Artık Birçok Şey Değişecek
6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklik, yaşanan aksaklıklar yüzünden tam olarak hedefine ulaşamayan kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracak olması nedeniyle inşaat sektöründe ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Uzmanlar İstanbul’un 7’nin üzerinde olması beklenen bir depremde çok büyük bir yıkıma uğrayacağını tekrar vurgulayarak alınan önlemlerin yetersizliğine dikkat çekti. Adım adım yaklaşan bu olumsuz tablo ile endişelerin arttığı bugünlerde, 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklik, yaşanan aksaklıklar yüzünden tam olarak hedefine ulaşamayan kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracak olması nedeniyle inşaat sektöründe ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, yönetmelik değişikliğini yorumladı.
Türkiye’de kentsel dönüşüm sürecinin 2012 yılında başladığını ve resmi rakamlara göre ilk etapta yaklaşık 6,5 milyon binanın yenilenmesinin hedeflendiğini hatırlatan Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, İstanbul Kentsel Dönüşüm Derneği’nin açıklamalarına göre 4 senede sadece 120 bin binanın kentsel dönüşüm sistemine girdiğine dikkat çekti. Bugüne kadar süreci tıkayan pek çok nedenden ötürü kentsel dönüşümün yavaş ilerlediğini belirten Tamer Son, 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde yapılan radikal değişiklikler ile yatırımcıların ve konutunu yenilemek isteyen mülk sahiplerinin önündeki engellerin ortadan kalktığını söyledi.
“Süreç şimdi daha gerçekçi ve uygulanabilir hale getiriliyor”
Bugüne kadar kapsamlı projeler yerine çoğunlukla bina bazında yenileme olarak ilerleyen kentsel dönüşümde artık kuralların değiştiğini vurgulayan Tamer Son, sözlerini şöyle sürdürdü; “Devletin çok doğru ve bütüncül bir anlayışla başlattığı kentsel dönüşüm sürecinin uygulamasında zaman içerisinde eksiklikler olduğu görüldü. Yapılan son değişikliklerle bu süreç şimdi daha gerçekçi ve uygulanabilir hale getiriliyor. Yeni yönetmelikle, yapı stoğunun yüzde 65’i depreme dayanıksız ve ruhsatsız olan bölgeler ‘riskli alan’ olarak belirlenecek. Bu sayede tek tek bina ile uğraşma dönemi bitti ve olması gerektiği gibi ada ve bölge bazlı dönüşümlerin önü açılmış oldu. Riskli alan ilanlarının en az 15 bin metrekare olması zorunluluğun kaldırılması da daha büyük alanlar için kapsamlı projeler geliştirilebilmesinin önünü açacak.
Değişen yönetmelikle hızlı ve sağlıklı bir kentsel dönüşüm dönemine girildiğinin altını çizen Tamer “Kentsel dönüşümde yaşanan en büyük sorunlardan biri de 3’te 2 çoğunluğa ulaşılmasına rağmen binanın yıkılamaması nedeniyle sürecin bir çıkmaza dönüşmesiydi. Yeni yönetmelik sayesinde 3’te 2 çoğunluk ile yıkım şartı aranmadan karar alınabilecek. Çünkü karara katılmayan 3’te 1 arsa payının açık artırma ile satılması için binanın yıkılmış olması şartı da kaldırıldı. Ayrıca artık karara uymayıp binayı terk etmeyenlerin 60 günden az olmayan tahliye süreci sonunda doğalgaz, elektrik, su hizmetleri de durdurulacak. Hak sahiplerinin vefat ettiği mülklerde mirasçıları bulmak için bazen bir seneyi bile bulabilen vakit kaybı yaşanıyor, mirasçı bulunamadığında ise süreç tıkanıyordu. Yeni yönetmelikle riskli yapılarda tapuda kayıtlı malik ölmüşse mirasçılık belgesi çıkarmaya, kayyum atamaya veya yine tapuda son kayıtlı malik adına işlem yapmaya bakanlığın yetkili olması süreci hızlandıracak bir başka önemli husus.”
Kentsel dönüşüm, sürdürülebilirlik ve inovasyon üçgeni…
İnşaat teknolojisinin hızla geliştiği günümüzde artık projelerde üretimin yanı sıra kullanım ve dönüşüm süreçlerinin de dikkate alınmaya başlandığına işaret eden Tamer Son, “Sektörde kalite standartlarının yükselmesinin yolu; kentsel dönüşüm, sürdürülebilirlik ve inovasyon üçgeninde ilerlenmesinden geçiyor” dedi.