Kerpiç'13 Konferansı Izlenimleri
And Akman
11-12 Eylül 2013 tarihlerinde üçüncüsü düzenlenen ‘Kerpiç 13, Mirasımızdan Öğrenme’ konferansına bu defa İstanbul Aydın Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Sayın Bilge Işık’ın düzenlediği ve uluslararası platformda kabul gören konferans, cahilliğe ve önyargılara karşı mücadele veren bu malzemenin doğru tanıtılması, tartışılması ve değerlendirilmesi bakımından son derece önemli olmuştur.
Kerpicin tarihte bilinen en eski birkaç yapı malzemesinden birisi olması, üstelik gelişimi bugüne kadar tamamlamayarak, ar-ge gelişimine devam etmesi, tek bir konferansa sığmayacak kadar geniş bir yelpazesi olduğu anlamına gelmektedir. Bu bağlamda ‘mirasımızdan öğrenme’ olarak seçilen konferans konusu, tüm katılımcı ve dinleyicilere geçmişteki doğruları hatırlattığı gibi, geleceğe de ivmeler kazandırdığı düşüncesindeyiz. Ayrıca konferansın basılı bildirilerinin yer aldığı kitap ile de, önemli bir bilgi kaynağı kazanılmış oldu.
Bildirileri kitapta yayınlanan konuşmacıların önemli bir bölümü ise Taksim Gezi olaylarının etkisinde kalarak konferansa gelmekten vazgeçtiler. Gelme cesareti kırılmış olanların yanında, demokrasinin böylesine aksadığı bir coğrafyaya politik bir duruş olarak gelmemeyi tercih edenler de oldu. Konferansın akışı bu nedenden sık sık değişikliklere uğradıysa da, tüm kerpiç severler durumu anlayışla karşıladı ve gündem tartışmalarına devam edildi.
Tüketme bağımlılığı yaratarak çağdaşlaşmanın empoze edildiği günümüzde, endüstri ve mürid politikalar kerpici ‘fakirin zayıf’ malzemesine indirgemekte tereddüt etmiyorlar. Oysa bugün en sağlıklı, doğaya en az zarar veren yapı malzemesini aradığımızda karşımıza toprak yapı malzemeleri, yani kerpiç çıkmaktadır. Üretim yöntemi ve gelişmiş niteliklerine baktığımızda da, karşımıza sürdürülebilirliği ile hiç bir yapı malzemesinin yarışamadığı bir ürün olarak çıkmaktadır. Bu bağlamda kerpiç gündemini, geçmişi analiz etmekten ziyade bundan böyle ar-ge’sinde neler olduğu ile değerlendirmek, buna odaklanmak kaçınılmazdır.
Aydın Üniversitesi bahçesinde yapılan workshop’la katılımcılar, modern yöntemlerle kerpiç blok üretimini izleme şansı buldu.
Konferansta söz alan Doğan Kuban, konuşmasına “Tarih toprakla başladı.” diyerek başladı ve “Kerpiç bilimsel statüye kavuştuğu zaman tutar; yoksa kimseyi kerpiç yapılarda oturtamazsınız. Kerpiçe duygusal yaklaşmak olmaz, örgütlü yaklaşmak lazım.” dedi.
Marcial Blondet Peru’daki tarihi binaları deprem sonrası nasıl restore ettiklerini anlattı ve “bir kerpiç bina depremden sağ çıkarsa, bu kalp krizi geçirmiş biri gibidir, hasarlar birikir, dikkatli olunmalı” dedi.
Konuşmacılardan Randolph Langenbach sununmunda, sırf kerpiç olduğu için bina çöker anlayışının yanlış olduğuna değindi. “Çelikle kerpiç karıştırıldığında farklı bir malzeme oluyor, geleneksel modern yapılar bu karışımla yapılıyor ve asıl sorun burdan çıkıyor” dedi.
Horst Schroeder, tüm dünyada ilk kez geçtiğimiz Ağustos’ta yayınlanan “Kerpiç Binalarda Yeni DIN Standartları”nı açıkladı, çalışmasını Alman Kerpiç Birliği’nin (Dachverband Lehm’in) yaptığı ve Avrupa Birliği’nde de geçerli olacak olan yeni kerpiç normları sayesinde malzemenin devlet ihalelerinde kullanılabilmesinin, dolayısıyla endüstriyel üretiminin önü açılmış oldu.
Arkeolog Dr. Şeniz Atik, dinleyicileri Marmaray kalıntıları ve Üsküdar hakkında bilgilendirdi.
Basın adına sadece Ekoyapı Dergisi’nin bulunduğunu söylersek çok da yanlış olmayacak sanırım. Konuşmacılar harici katılım olmadı ve çok sınırlı bir kitleye ulaşıldı. Bunda yeterli duyurunun yapılmamış olmasının da etkisi olsa gerek.