Masif Ahşap Nedir?
Nüshet Çamuşoğlu / nushet@ekoyapidergisi.org
Ahşap geleceğin betonudur. Ahşap inşaatı giderek daha yaygın hale geldikçe muhtemelen bu cümleyi duymuşsunuzdur. Lakin burada söz konusu olan ahşap kullanılarak yapılan geleneksel inşaat teknikleri değil, bu iyi bilinen malzemenin en son teknoloji ile birleştirilmesidir.
Masif ahşap inşaat performansını geliştirmek için endüstriyel olarak işlenir. Genellikle ahşap budak, kırık ve yarıkların hariç tutulduğu bir seçim aşamasından geçer. Lifleri sıraya dizilir ve parçaların birleştirilmesini kolaylaştırmak için onları levhalara, tabakalara ve hatta mikro parçacıklara dönüştürülür.
Kompozisyon işleminden sonra parçalar, uygulamalarına bağlı olarak sütun, kiriş veya yapısal panel haline gelebilir. Bu da farklı masif ahşap türlerinin ortaya çıkmasına neden olur. İnşaatta en yaygın kullanılanlar CLT (çapraz lamine ahşap) ve Glulam'dır (tutkal lamine ahşap). CLT geniş yüzüne yapıştırılmış, alt katmana dik olarak yerleştirilmiş, en az üç kat yığılmış levhadan oluşan yapısal bir paneldir. Döşeme ve duvar yapımında kullanılır. Glulam birbirine yapıştırılmış ve lifleri parçanın boylamasına ve aksına paralel olacak şekilde düzenlenmiş lamine ahşap levhalardan oluşur. Çoğunlukla kirişlerde ve sütunlarda bulunur.
Uygulamada montajı geleneksel inşaat metotlarına göre çok daha hızlı ve kolaydır, bu da sistemin avantajlarından biridir. Hem paneller hem de masif ahşap kirişler ve sütunlar saha dışında üretilir ve mekanik, elektrik ve hidrolik tesisatları teslim almak üzere tüm detayları önceden belirlenmiş olarak şantiyeye taşınır, böylece inşaat süresi kısalır, hatalar ve israf en aza indirilir. Bu teknoloji ile 20 kata kadar ahşap yapılar geleneksel inşaata göre %50 daha kısa sürede inşa edilebilir.
Bu inşaat teknolojisinin dijital araçlarla birleşimi, sürecin verimliliğini daha da artırıyor. BIM (Building Information Modeling) sisteminin uygulanması, inşaat sürecini kopyalayan sanal bir model olan VDC'nin (Virtual Design and Construction) geliştirilmesine imkan tanıyarak inşaatın gerçek hayatta başlamadan önce incelenmesini ve analiz edilmesini sağlar.
Öte yandan bambu ve masif ahşap gibi malzemelerin inşaat sektöründeki potansiyelini inceleyen bir araştırmacı olan Pablo van der Lugt'un da belirttiği gibi bu malzemelerin avantajları sayısızdır ve inşaatta maliyet tasarrufunun ötesine geçer. Sürdürülebilir biçimde işlenen biyolojik malzemelere dayalı binalar, gelecekte yeniden kullanıma olanak tanıyan kuru, sökülüp takılabilir bağlantılarla inşa edilebildikleri için çifte döngüselliğe sahip. Ayrıca masif ahşap, binaların karbon ayak izini azaltmak için bir araç olarak kullanılabilir ve dünyanın farklı yerlerinde atalardan kalma inşaat geleneklerini kurtarmak ve geliştirmek için de kullanılmış olup yerel mimarilerde bulunan bir malzemenin modern bir yorumunu ortaya çıkarır.
Norveç'teki Mjøstårnet veya Finlandiya'daki Puukuokka Housing Block gibi yüksek binalardan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Octothorpe House veya Brezilya'daki Bocaina-Paraty House gibi küçük konutlara kadar sayısız proje bu malzemenin uygulanmasına örnek oluşturuyor. Bu projelere ilave olarak, cesur şekilleri ve farklı programlarıyla öne çıkan 50 CLT yapımı proje burada listelenmiş. Çok sayıda uygulama ve coğrafi farklılık, mühendislik ürünü ahşabın giderek artan kullanımını ve sonsuz inşaat olasılıklarını daha da vurguluyor.