Avrupa Birliği’nin İlk Yeşil Başkenti STOCKHOLM
Giysu Diler, Peyzaj Mimarı
Bu kentte çöp kutusu da, çöp arabası da bulunmuyor. Siz çöp poşetini sokakta yer alan uzun borulardan birinden atıyorsunuz. O poşet yer altında bir bilgisayar sistemi vasıtasıyla ayrıştırılarak çöp arıtma merkezine gidiyor ve enerjiye dönüşüyor.
Stockholm, Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Yeşil Başkent ödülüne layık görülen ilk şehir. Şehrin birinci seçilmesinde önemli rol oynayan başlıklardan bazıları; temiz suyun korunması için yeni standartlar belirlenerek bir koruma planı hazırlanması, inovatif bir atık sistemi, gürültü kirliliğinin azaltılması için açık ve etkili değerlerin uygulanması, nüfusun %95’inin 300 metreden daha kısa mesafede yeşil alana ulaşabiliyor olması.
Kentin bu ödülü almasında devlet - iş dünyası – vatandaş - hissedar ortaklığı ve iş birliğinin sağlanması da etkili olmuş.
Kentin dünya üzerindeki konumu, kullanıcı kalitesi, gelişmiş teknolojisi, mali gücü, isteği, hevesi, hırsı ve daha birçok nitelik ve niceliklerinin yansımasıdır aslında bu ödül… Şehirde çevre bilinci ileri seviyede ve programlar sonuç odaklı çalışmalarla ilerliyor. Stockholm dünyanın en temiz başkentlerinden biri. Çevre politikası; sadece bu ünü korumanın yanında sürekli gelişmek ve son teknolojiyi şehre uyarlamak üzerine kurulu.
Dünyanın ve İskandinav ülkelerinin en güzel ve en gözde başkentlerinden olan Stockholm, Baltık denizde 14 ada üzerinde inşa edilmiş, 57 köprü ile birbirine bağlanıyor. Günümüz itibariyle ise kozmopolit yapısıyla 2 milyon insanın yaşadığı bir şehir. Kentin % 35’lik bölümü yerleşim, % 35’lik kısım suyolları,
% 30’luk kısım ise parklar, bahçeler ve yeşil alanlardan oluşuyor. Şehir merkezinden yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuk ile ormana ve doğaya ulaşmak mümkün.
Stockholm’de ağır sanayi yok ve bu nedenle şehir dünyanın en temiz metropollerinden biri. Şehirde genellikle ileri teknoloji şirketleri ve hizmet sektörü yaygın. Dünyada kişi başına düşen en yüksek sayıda müzeye sahip şehirlerden olan Stockholm, 70 müze ve 100 sanat galerisi, Nobel binası, lunaparkı, Vasa, Skasen, Nordiska, Milages garden gibi müzeleriyle adeta bir kültür başkenti.
1972 BM Stockholm Konferansı
Stockholm’ün 2010 Avrupa Yeşil Başkenti olma sebeplerine bakmak için 2. Dünya Savaşı yıllarına dönmek gerekiyor. Savaşın devam ettiği yıllarda teknolojide baş döndürücü gelişmeler ve bunla paralel olarak artan sanayileşme, 1960’lı yılların başlarından itibaren ciddi bölgesel ve global çevre problemlerini ortaya çıkarttı. Bu nedenle uluslararası hukukun çevre problemlerine çözüm getirecek şekilde ayrı bir bölüme sahip olması bu yıllardan sonra konuşulmaya başladı.
Uluslararası alanda çevre hakkı’nın dile getirildiği ilk toplantı Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı, 1972 yılında Stockholm’de gerçekleşti.
Uluslararası hukukun ilk Magna Charta’sı sayılabilecek nitelikte bir toplantıydı bu. Uluslararası çevre hukuku için yapılan bu konferans, maddeleri, içeriği, halkın
bilinçlendirilmesi, ekolojinin korunması gibi durumlarda gelişerek günümüze kadar geldi. Stockholm halkının öncülüğüyle başlayan çevre koruma yarışını halk daha da geliştirdi ve günümüze kadar getirmeyi başardı.
2010 Ödülünü Kazandıran Ekolojik Yerleşim Modeli: ‘HAMMERBY’
Şehrin güneyinde, göller, kanallar ve Baltık Denizi kenarında konumlanan Hammarby Sjöstad, her şeyi ile çevre dostu bir eko-yerleşim bölgesi. Çöpünü, suyunu kendi arıtıyor, enerjisini kendi üretiyor. Eskiden bu bölge fabrikaların yoğun olduğu bir sanayi ve liman bölgesiymiş. Daha sonra belediye, yatırımcılar ve çeşitli çevre örgütlerinin katkılarıyla bambaşka bir çehre kazanmış ve yaklaşık 20 bin kişinin yaşadığı, şehrin en tercih edilen yerleşim bölgelerinden birine dönüşmüş.
Hammarby planı olarak da bilinen ve dünyanın pek çok bölgesi için model olarak kullanılan bu büyük çaplı kentsel dönüşüm projesi, kent merkezindeki konut açığı ve Stockholm’un 2004 Olimpiyat Oyunları adaylığı çerçevesinde geliştirilmiş. Olimpiyat hayali bir başka bahara ertelenmiş ancak bölge planlandığı gibi inşa edilmeye devam edilmiş.
Eko-yerleşim bölgesinin katı atık, su ve enerji dönüşümünü esas alan kendine özgü bir çevre programı bulunuyor. Bütün süreç boyunca doğa mümkün olduğunca korunmuş ve yeni yeşil alanlar oluşturulmuş. Ulaşımın sebep olduğu ağır çevresel sorunlar, raylı sistemle toplu ulaşımı yaygınlaştırarak çözülmüş. Deniz ulaşımı ise ücretsiz olarak belediye tarafından sağlanıyor.
Çevreye verilen önem binalarda kullanılan bütün malzemelere de yansımış. Sokaklar zaten sadece yayalara ait. Bu kentte çöp kutusu da, çöp arabası da bulunmuyor. Siz çöp poşetini sokakta yer alan uzun borulardan birinden atıyorsunuz. O poşet, yer altında bir bilgisayar vasıtasıyla ayrıştırılarak, çöp arıtma merkezine gidiyor ve enerjiye dönüştürülüyor. Yağmur suları ve her türlü atık su enerjiye dönüştürülmek üzere değerlendiriliyor.
Projelerde yenilenebilir enerji kaynaklarını üst düzey kullanımı planlanmış. Temiz atık yakımı teknolojisi ve “bölgesel merkezi ısıtma’ sistemi sayesinde enerji sistemlerinde, merkezi tesislerinde üretilen buhar ya da sıcak su, yeraltı boruları ile binalara iletiliyor. Bu sistem sayesinde evlerin ve işyerlerinin yarısından fazlasının ısınması sağlanmış. 1990’dan beri bölgesel merkezi ısıtma kaynaklı karbondioksit emisyonu ise %60 azaltılmış. Bölgesel ısıtmada ham petrol kullanımı %80 den %3’e düşmüş. Stockholm ’da atıkların %75’i geri dönüşüm amaçlı ya da yakıt olarak kullanılmak üzere toplanıyor. Evsel atıklarda bu rakam ise % 95!
Bütün bunların sonucunda çevreye verilen zararların etkileri en az yarı yarıya hafiflediği, daha mutlu ve sağlıklı bir kent ortaya çıkıyor. Toplumun bilinç seviyesinden olsa gerek dünyamızın karşı karşıya olduğu çevresel tehlikelerin herkesten önce farkına varmış ve sürdürülebilir kalkınma planlarını başarıyla uygulamış bir kent Stockholm…
İnsan Odaklı Ulaşım
Stockholm’de daimi trafik kontrolü ve yayını için gelişmiş bir Trafik Yönetim Merkezi bulunuyor. Ayrıca merkezi radyo, internet ve mobil hizmetler ile mevcut trafik durumu hakkında sürekli bilgi yayını yapılıyor. Stockholm ve çevresindeki trafiği önlemek amacıyla 1 Ağustos 2007 tarihinde trafik sıkışıklığı cezası uygulanmaya başlamış. Tüm kent noktalarında ve kapılarda plaka tanıyan ve sıkışıklığı kontrol eden bir sistem bulunuyor. Sıkışıklık tespit edilen bir bölgeye giren her araç belirli oranlarda ceza ödüyor. Şehir merkezinde trafik % 14 e kadar azaltılmış ve hava kalitesi % 2-10 oranında iyileşmiş.
İnsan ve çevre sağlığına zararlı, çevreyi kirleten, gürültü yapan, sera gazı emisyonlarını arttıran eski araçların da satış pazarı azaltılarak “Stockholm’de Temiz Araç "projesi başlatılmış. Şu anda satılan tüm yeni araçların üçte birden fazlası çevreye olan zararları azaltılmış araç statüsünde yer alıyor. Ayrıca yenilenebilir yakıtlar için dolum istasyonlarının sayısı da gün geçtikçe artıyor. Şehirde gelişmiş ve bir o kadarda planlı bir toplu taşıma ağı bulunuyor. Sabah saatlerinde işe, okula gidenlerin, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yola çıkanların % 75 i toplu taşımayı tercih ediyor. Bu da yaklaşık olarak 700 bin kişi anlamına geliyor.
Atık ve Su Yönetimi
Şehirde atık yakma ve atıktan enerji üretme konusunda bir asırdan uzun süredir çalışmalar yürütüyor. Vatandaşlar tarafından üretilen atık % 25 oranda geri kazanılıyor. Ambalaj malzemeleri geri dönüşüm için toplanıyor, hacimli evsel atıklar bertaraf ediliyor, % 70’den fazla ev kısmen dönüşüm enerjisini kullanıyor. İsveç kanunları organik atıkların toprağa gömülmesine izin vermiyor ve böylece tamamen ayrı şekilde toplanan gıda atıkları biyogaz ve gübreye dönüştürülüyor.
İçme suyu kalitesi konusunda dünya standartlarına sahip olan şehirde musluktan akan su, içme amaçlı kullanılabiliyor. Kişi başı günlük kullanım suyu olarak yaklaşık 200 litre (içme, duş, gıda hazırlama, yıkama, tuvalet vb) tüketiliyor.
Stockholm'da Bölgesel Isıtma - Soğutma Sistemi
50 yıl önce ısıtma ve soğutma sistemini dört büyük merkezden tüm kente dağıtabilecek bir altyapı sistemi kurulmasında öncülük eden Stockholm’de; ısınma için gerekli toplam enerjinin yaklaşık % 80’i yenilenebilir yakıttan sağlıyor. Bu sistem sayesinde 1990 yılından beri 593 bin ton sera gazı emisyonunun azaldığı saptanmış. Soğutma ihtiyacını ise aynı sistem ve aynı pompaların kullanıldığı teknolojide soğuk göl ve deniz suyu kullanılarak gerçekleştiriliyor. Bu soğutma sistemi ise yılda yaklaşık 50bin ton karbondioksit emisyonunun azalmasını sağlıyor.
Akıllı Toplum Stockholm
Stockholm, uzun vadeli bilgi ve iletişim planları, uygulama proje hedefleri, vaatleri, e-hizmetteki gelişimi nedeniyle 2009 Akıllı Toplum ödülünü almayı başardı.
Ayrıca şehirde tüm kullanıcılar, engelliler dahil herkes için erişilebilir mekanlar, oyun alanları, kent donatıları, yürüyüş yolları, koşu parkurları, kaldırımlar, aydınlatmalar sağlanmış. Engelliler Komitesi ile ortak çalışmalar gerçekleştirilerek yeni uygulamalarda ve dönüşüm çalışmalarında engelli erişebilirliği sağlanması hedeflenmiş ki zaten erişebilirlik, şehrin sürdürülebilir gelişimi için ana hedefler arasında yer alıyor.
Yeşil Kentsel Planlama Projesi
Kraliyet Seaport, Yeşil Kentsel Planlama Projesiyle dünya liderliğindeki ününü pekiştirmek için bir adım daha atıyor. Stockholm, bu iddialı girişimiyle gene dünya şehirlerine model olmayı amaçlıyor…
Planda 12 bin yeni daire ve 35 bin yeni iş yerlerinin geliştirilmesi, kent parkları, sanat galerisi ve kurvaziyer gemiler için liman alanı inşa edilmesi, yemek atıklarından biyogaz elde edilmesi, yeniden kullanılabilir su, atık, enerji dolaşımının sağlanması, ulaşım için ücretsiz fosil yakıt kullanılması, biyoçeşitlilik için meşe dikimi ve yeşil binalar tasarlanması yer alıyor. Ayrıca metro, tramvay ve otobüs bağlantılarında daha çevreci planlamalar yapılması, sanat galerileri, kültür merkezlerinin oluşturulması ve en önemlisi; yeni küresel kriter olan Pozitif İklim Gelişim Programı’na öncülük edecek planlamaları içermesi de proje kapsamında yer alıyor.
Gelecekten Projeler
Stockholm belediyesinin 2030 yılına kadar tamamlamayı planladığı projelerden bir kısmını özetlemek gerekirse:
- 21 kilometre uzunluğundaki yeni Förbifart Stockholm yolu ile kuzey - güney bölgesel merkezlerini bağlayarak Göl Mälaren genelinde trafik akışını düzene sokmak.
- Tramvay ve metro ile hızlı ve rahat seyahat alanlarını arttırmak… Yeni tramvay ve Stockholm çevresindeki belediyelerde yer altı hatları ile birçok beldeye ulaşımı daha da kolaylaştırmak.
- Stockholm Kraliyet Seaport Husarvik’den itibaren Loudden alanına kadar yeni konut ve işyerleri için projeler geliştirmek. Yeni bir seyahat merkezi ile modernize liman işletmeciliği alanında güçlü projelerin uygulaması başlamak.
- Stockholm üzerinden demiryolu kapasitesini iki katına çıkartmak.
- Hammarby Sjöstad şehir merkezine Hammarby Gölü çevresindeki ilçe ve Nacka ile bağlantılı mevcut iken yaklaşık 30.000 kişinin yaşadığı, su ve çevre odaklı, ülkenin en büyük kalkınma projesi çalışır hale getirmek.
- Stockholm Arlanda Havalimanı tüm yolcuların merkezden 20 dakika içinde havaalanına ulaşma imkânı sağlamak.
1972 yılında Stockholm Konferansı’nda alınan kararlara sadık kalarak günümüze kadar çevre konusunda hassasiyet gösteren Stockholm’ün, 2030 hedefleri konusunda da istikrarlı olacağını şimdiden söylemek yanlış olmaz gibi görünüyor.
KAYNAKÇA
1- Kemal Başlar,Jur,MA,LLM The University of Nottingham
2- ec.europa.eu/environment
3- www.mp.se
4- blog.milliyet.com.tr/trollerin-sehri-stockholm