Kentsel Dönüşüm; Kentsel Tasarım Olarak Ele Alınmalı
Dr .M. Emre Çamlıbel , Soyak Holding Ceo’su
Artık Türkiye’de herkes kentsel dönüşümün bir zorunluluk olduğunun bilincinde. Çünkü kentsel dönüşümün yapılma amacı çok net: Deprem. Kentsel dönüşümü gerçekleştirirken nasıl daha iyi uygulamaların yapılabileceğinin tartışıldığı bir yıl oldu 2013. Bu yasanın etkilerini kısa sürede değil ama önümüzdeki 10 yılda 20 yılda görebileceğiz.
Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa Tasarısı 16 Mayıs 2012 tarihinde Meclis Genel Kurulu’ndan geçerek yasalaştı. Bu tarihten itibaren birçok platformda tartışmalara neden oldu. Türkiye’nin önde gelen olan konut üreticilerinden biri olarak sizin bu konudaki düşünce ve yorumlarınızı alabilir miyiz?
Artık Türkiye’de herkes kentsel dönüşümün bir zorunluluk olduğunun bilincinde. Çünkü kentsel dönüşümün yapılma amacı çok net: Deprem. Kentsel dönüşümü gerçekleştirirken nasıl daha iyi uygulamaların yapılabileceğinin tartışıldığı bir yıl oldu 2013. Bu yasanın etkilerini kısa sürede değil ama önümüzdeki 10 yılda 20 yılda görebileceğiz. Türkiye’de yaklaşık 7-8 milyona yakın konutun yenilenmesinin planlandığı dönüşümün uygulaması çok önemli. Kentsel dönüşümü başarabilecek bir güce ve birikime sahibiz. Burada kritik olan, mal sahibinin kentsel dönüşümü bir zenginleşeme aracı olarak görmemesidir. Bunu bir iyileştirme ve daha kaliteli bir ortamda yaşama imkanı olarak görmesi lazım.
Kentsel Dönüşümün çevre dostu yapılaşma ve çevre bilincinin ön planda tutulduğu kentleşmenin sağlanması konusunda bir fırsat olduğu söylenebilir mi? Bu fırsat nasıl değerlendirilmeli, ne gibi stratejiler izlenmeli? Siyasilere, ilgili kamu kurumlarına, konut üreticilerine ve son tüketiciye düşen görevler nelerdir?
Kentsel dönüşüm şehir planlamayla ilgili, mimarlıkla ilgili bir mesele. Bakanlık bir bölgeyi kentsel dönüşüm ilan ettiği zaman insanların günlük yaşamları paralelinde de analizler yapıyor. Yapılan anketlerde aslında herkes kentsel dönüşümün yapılması gerektiğini söylüyor. Ancak anketlerden kentsel ve şehircilik analizlerinin daha iyi yapılması düşüncesi de çıkıyor. Bakanlık artık kentsel dönüşümün bölgenin ruhuna uygun yapılması kararını aldı. Yani yapımcı firmalar kendi parsellerinde o kentsel tasarım çerçevesinde projeler yapabilecekler. Bu çok doğru bir uygulamadır. Yani artık bir adım daha öteye geçerek kentsel tasarımdan söz edeceğiz önümüzdeki günlerde. Kentsel dönüşüm aslında enerji verimli binalar yapılması konusunda çok çok önemli bir fırsat. Kentsel dönüşüm yasası kapsamında dönüşüme tabi olacak alanlarda enerji verimliliği denetimlerinin de yapılması, bu binaların deprem dışında çevreci olarak da değerlendirilmesi son derece önemli diye düşünüyoruz. Biz her fırsatta kentsel dönüşümün kamu, özel sektör ve yer sahipleri ile birlikte yürütülmesi gerekli bir süreç olduğunu vurguladık, vurgulamaya da devam ediyoruz.
Kentsel Dönüşümün sosyal etkilerinin sıklıkla tartışıldığına şahit oluyoruz. Bu konuda farklı kesimler farklı yorumlar yapıyor. Bir kesim Kentsel Dönüşümün şart olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini savunurken, diğer bir kesim ise zamanla değer kazanan mahallelerde rant elde etmek ve buralarda yaşayan kent yoksullarını şehrin niteliksiz alanlarına taşımanın ve kentin nimetlerinden mahrum bırakmanın diğer adı şeklinde değerlendiriyor. Sizce bu iki durum nasıl dengelenmeli, nasıl bir model uygulanmalı ki toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak mümkün olsun?
Kentsel dönüşüm aslında kentsel tasarım olarak ele alınmalı, başta da belirttiğimiz üzere. Bu kavram içinde sadece binaların yeniden yapılması yok. Çok daha geniş; bölge insanının istekleri, nasıl mutlu olacağı, sosyo ekonomik yapıları, ulaşım, bölgenin yapısı ele alınarak oluşturulacak projeler. Ayrıca kentin tarihsel ve kültürel yapısı da göz önünde bulundurulmalı. Burada bir şeyi belirtmek isterim, daha doğrusu bir özeleştiri olarak söylüyorum. Biraz analiz ve detay çalışma eksiğimiz var. Vaktimiz yok; çünkü kütleler büyük, ihtiyaçlar ve nüfus da çok büyük. Ama bütün sektörlerin biraz daha ince ve detaylı çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin TOKİ’nin yaptığı çok büyük bir çalışma ama biraz daha estetik, daha ihtiyaçlara cevap veren uygulamalar ortaya çıkabilirdi. Çok hızlı kararlar alıyoruz, detay çalışmıyoruz. Bazen daha detay çalışmak, analiz yapmak, bürokratik çalışmak daha kaliteli işler çıkarmamızı sağlayabilir.