Projelerimizde Aydınlatma, Doğru Malzeme Seçimi ve Akustik Konfora Önem Veriyoruz
Doğru malzeme seçiminin hem tasarımdaki etkisini hem de kullanıcı üzerindeki etkisini yıllar içerisinde birçok kez deneyimleme fırsatımız oldu. Bu nedenle doğru malzeme arayışı projelerimizde önem verdiğimiz bir süreç.
Mimar Yudum Boytorun ve Mimar Semih Boytorun tarafından kurulan, faaliyetlerini İstanbul merkezli ofisinde sürdüren bir tasarım bürosu olan Boytorun Mimarlık, tasarım öncesi hizmetler, mimari ve iç mimari disiplinler kapsamında tasarım, tasarım danışmanlığı, tasarım yönetimi ile uygulama ve kontrollük hizmetleri vermektedir. Tasarımlarında müşterilerinin gereksinimleri ile hedeflerini doğru olarak anlamak ve müşteri memnuniyeti ile sürekliliğini sağlayan kapsamlı bir tasarım ve uygulama hizmeti vermek ilkelerini benimseyen ofisin kurucuları ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Boytorun Architects’i kısaca sizden dinlemek isteriz. Faaliyet alanlarınız, tasarım ilkeleriniz ve ekbiniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Boytorun Mimarlık olarak; İstanbul merkezli, çok disiplinli bir tasarım ofisiyiz. Konut, otel ve ofis projelerinin yanı sıra ofis iç mekân tasarımı, fit-out, otomotiv showroom ve servis projeleri ağırlıkta olarak faaliyetlerimizi hem ulusal hem de uluslararası platformda sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra büyük ölçekli projelerde eş zamanlı olarak proje yönetimi ve yapım kontrollüğü hizmeti veriyoruz. Mimar ve iç mimar meslektaşlarımızdan oluşan dinamik, genç ve pırıl pırıl bir ekibe sahibiz.
SÜRDÜRÜLEBİLİR MİMARİ YAKLAŞIM İLE HEM GEZEGENİMİZİ KORUYORUZ HEM DE YAŞADIĞIMIZ ALANLARI DAHA KONFORLU BİR HALE GETİRİYORUZ.
Sürdürülebilirlik, her alanda olduğu gibi mimarlıkta giderek önem kazanan bir konu haline geliyor. Siz sürdürülebilir tasarım ilkelerini nasıl uyguluyorsunuz ve bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
Sürdürülebilir mimari kısaca, binaların çevreye zarar vermeden, ekonomik olarak verimli ve sosyal olarak faydalı olacak şekilde tasarlanması anlamına gelir. Enerji tasarrufu sağlamak, suyu daha verimli kullanmak, çevre dostu malzemeler seçmek ve iç mekânın havkalitesini daha sağlıklı hale getirmek, bu tanıma örnek olarak verebiliriz. Bu mimari yaklaşım ile hem gezegenimizi koruyoruz hem de yaşadığımız alanları daha konforlu bir hale getiriyoruz. Tasarımda çevreye zarar vermemek için binaları tasarlarken, inşa ederken ve kullanırken çeşitli sürdürülebilir yöntemler uygulamak çok önemli. Bu yöntemler, enerji tasarrufu sağlamak, doğal kaynakları korumak, atıkları düzgün bir şekilde yönetmek ve iç mekânları daha sağlıklı hale getirmek gibi pek çok farklı alanda faydalı oluyor. Kısacası, bu yaklaşımlar binaların hem çevreye hem de bize daha iyi hizmet etmesini sağlıyor. Enerji kaybını önlemek için mekânların yalıtımının yapılması, uygun ısıtma, havalandırma ve klima sistemlerinin kullanılması ve enerji tasarruflu cihazların kullanımı gibi kararlar sürdürülebilirlik açısından büyük etkiler yaratmaktadır. Biz projelerimizde su verimliliğini arttırmak için düşük akışlı musluklar ve çift kademeli sifongibi su tasarruflu armatürlerin kullanımını tercih ediyoruz. İç mekân hava kalitesini korumak ve daha sağlıklı bir hale getirebilmek için doğal maddeler içeren malzemeler kullanılmasını öneriyoruz. İç mekân yaşam kalitesini arttırma amacı ile projelerimizdeki planlamalarda binaları doğal ışık alacak şekilde tasarlayarak enerji tüketimini azaltırken doğal havalandırmadan yararlanarak hava kalitesini de arttırmayı hedefliyoruz. Tasarımlarımızda çoğunlukla akustik yalıtım ile gürültü kirliliğini azaltarak daha konforlu iç mekânlar tasarlıyoruz.
İÇ MEKÂN YAŞAM KALİTESİNİ ARTTIRMA AMACI İLE PROJELERİMİZDEKİ PLANLAMALARDA BİNALARI DOĞAL IŞIK ALACAK ŞEKİLDE TASARLAYARAK ENERJİ TÜKETİMİNİ AZALTIRKEN DOĞAL HAVALANDIRMADAN YARARLANARAK HAVA KALİTESİNİ DE ARTTIRMAYI HEDEFLİYORUZ.
Malzeme tercihlerinizi nasıl yapıyorsunuz? Ülkemizin yapı malzeme sektörü hakkındaki değerlendirmeniz nedir? Hayalinizdeki her malzemeyi bulabiliyor musunuz? Çevreye duyarlı malzemeler konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
Doğru malzeme seçiminin hem tasarımdaki etkisini hem de kullanıcı üzerindeki etkisini yıllar içerisinde birçok kez deneyimleme fırsatımız oldu. Bu nedenle doğru malzeme arayışı projelerimizde önem verdiğimiz bir süreç. Geri dönüştürülmüş malzemeler, doğal kaynaklarımızı tüketmeden çevreye duyarlı çözümler sunuyor. Yıllar geçtikçe hem dünyamızda hem de ülkemizde çevre bilincinin giderek artmasıyla birlikte sürdürülebilir ürün kullanımı talebi artıyor ve firmaların her sene bu talebe daha fazla cevap verdiğini görüyoruz. Bu talep bizi de daha çevreci malzemeler aramaya itti. Ahşap, bambu, geri dönüştürülmüş metal ve cam gibi malzemeleri projelerimizde, çevreci düşünce etrafında sıkça kullandığımızı söyleyebiliriz. Bu malzemeler hem estetik hem de işlevsel olarak oldukça tatmin edici.
Günümüzde teknolojinin de etkisiyle her şey çok hızlı değişiyor. Bazı meslekler önemini kaybetmeye başlarken yeni meslekler ortaya çıkıyor. Mimarlık mesleği elbette insan var olduğu sürece önemini koruyacaktır. Bu konuyla ilgili ön görünüz nedir?
Mimarlık mesleği gelecekte nasıl icra ediliyor olacak? Mimarlık, teknolojinin gelişimiyle birlikte önemli bir evrim sürecine girdi. Bu dönüşümde teknolojik gelişmelerin, sürdürülebilirliğin ve toplumsal dinamiklerin önemli rol oynayacağını düşünüyoruz. Özellikle yapay zekâ, 3D baskı, artırılmış gerçeklik (AR) ve bina bilgi modellemesi (BIM) gibi teknolojilerle tasarım süreçlerini hızlandıran, daha net ve verimli sonuçlar elde etmelerini sağlayan bu teknolojilerin gelecekte daha sık kullanılacağını düşünüyoruz.
DOĞRU MALZEME SEÇİMİNİN HEM TASARIMDAKİ ETKİSİNİ HEM DE KULLANICI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ YILLAR İÇERİSİNDE BİRÇOK KEZ DENEYİMLEME FIRSATIMIZ OLDU. BU NEDENLE DOĞRU MALZEME ARAYIŞI PROJELERİMİZDE ÖNEM VERDİĞİMİZ BİR SÜREÇ.
Teknolojik gelişmelerin mimarlık mesleğine yansıması nasıl olacak? Özellikle son dönemde çok gündemde olan ‘Yapay Zekâ’ uygulamalarını mesleki anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yapay zeka, mimarların işini kolaylaştıran ve daha yaratıcı olmalarına yardımcı olan bir araç haline geldi. Çeşitli tasarım önerileri sunabiliyor, hızlıca çözümler üretebiliyor ve genel olarak işleri daha verimli hale getirebiliyor. Mesela, binaların çevreye olan etkilerini inceleyerek enerji tasarrufu sağlayan tasarımlar yapmalarına yardımcı olabilir. Ayrıca, tekrarlayan işleri otomatik hale getirerek mimarların daha yaratıcı ve önemli projelere odaklanmalarını mümkün kılıyor. Yani yapay zeka sayesinde mimarların işleri daha da keyifli ve verimli hale geliyor.
Bir mimari proje inşa edildiği yerde kalıcı bir etki yaratıyor ve sadece bina içinde yaşayanları değil o yerde yaşayanları da yakından etkiliyor. Dolayısıyla mimar ve tasarımcıların sorumluluğu oldukça fazla. Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isteriz.
Bir bina, sadece dört duvardan ibaret değil, insanların bir araya geldikleri, sosyalleştikleri ve günlük hayatlarını geçirdikleri bir yer. Bu yüzden mimarların, sadece binayı kullanacak kişilerin ihtiyaçlarını değil, çevredeki insanların deneyimlerini de düşünmeleri gerekiyor. Ayrıca, binanın bulunduğu yerin kültürel ve tarihi özelliklerini de göz önünde bulundurarak; diğer yapılarla uyumlu olmalı, yerel kimliği korumalı ve hatta bu kimliği güçlendirmelidir. Böylece, bina sadece bir yapı değil, aynı zamanda toplum hafızasına katkıda bulunan bir parça haline gelir.
Son dönemde basında yer alan Mercedes Benz Genel Müdürlük projeniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Mercedes-Benz ofisleri, çeşitli çalışma alanları sunarak iş birliğini, öğrenmeyi, fikir paylaşımını ve yeniliği teşvik eden, güçlü bir aidiyet hissi yaratan ve verimliliği artıran bir ofis projesidir. Her biri 1400 m2’ye sahip 10 ofis katından oluşan ve giriş katında resepsiyonun bulunduğu projede, açık ofislerde çekirdeğin çevresinde ana sirkülasyon yolları bulunuyor. Bu yollar bir yanda telefon kabinleri, açık toplantı alanları ve kilitli dolaplar gibi yardımcı alanlarla çevriliyken, diğer yanda ise farklı çalışma biçimlerini bir arada sunan ve sosyal alanlarla bütünleşen çalışma bölgeleri yer alıyor. Mercedes-Benz ofislerinde daha hoş, rahat ve konforlu bir çalışma ortamı yaratmaya yönelik tüm malzeme ve mobilya seçimleri, sürdürülebilir tasarım yaklaşımı ve iş birlikçiliğin sağlanabildiği mekân kurguları tasarım aşamasında göz önünde bulundurulurken, mimari ve diğer disiplinlerin ortak paydada buluştuğu tüm çözümler, kurumsal standartlara uygun olarak detaylandırılmıştır. Teknolojiye mekân ve mobilya detaylarında yer vererek kullanıcıların farklı firma çalışanlarından bir adım ötede olmasını hedefleyerek bu proje ile, ofis konseptine yeni bir bakış açısı katmayı amaçladık.
YAPAY ZEKA, MİMARLARIN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRAN VE DAHA YARATICI OLMALARINA YARDIMCI OLAN BİR ARAÇ HALİNE GELDİ. ÇEŞİTLİ TASARIM ÖNERİLERİ SUNABİLİYOR, HIZLICA ÇÖZÜMLER ÜRETEBİLİYOR VE GENEL OLARAK İŞLERİ DAHA VERİMLİ HALE GETİREBİLİYOR.
Özellikle son dönem projeleriniz ve tasarımlarınız nelerdir? Bu konu hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Son dönemlerde yoğun olarak kurumsal firmaların merkez ofislerini tasarlıyoruz. Aynı zamanda birlikte çalıştığımız markaların ulusal ve uluslararası alanda otomobil showroomlarını tasarlamaya devam ediyoruz