Sadece Ranta Endeksli Bir Kentsel Dönüşüm Politikası Mutsuz Bir Toplum Yaratır
Namık Ekinci
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
Sürdürülebilir bir çevre için; performansı yüksek ve ekonomik ömrü uzun, depreme dayanıklı, sağlam yapılar üretmeliyiz.
Kamuoyunda ‘Kentsel Dönüşüm Yasası’ olarak bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa Tasarısı 16 Mayıs 2012 tarihinde Meclis Genel Kurulu’ndan geçerek yasalaştı. Bu tarihten itibaren birçok platformda tartışmalara neden oldu. Türkiye’nin önde gelen yapı malzemesi tedarikçilerinden biri olarak sizlerin bu konudaki düşünce ve yorumlarınızı alabilir miyiz?
Kentsel dönüşümün en etkili temel gerekçesinin, deprem güvenliği, yapılı çevrenin sağlam, çağın gereksinimlerine uygun bir şehircilik anlayışıyla işlevsel ve estetik olarak oluşturulması olduğunu biliyoruz. Burada sağlanması gerekli ilk ve vazgeçilmez koşul yapının statik yönden sağlamlığıdır. Yapılı çevreyi oluşturan binalar ve kentsel alt yapı öğeleri sağlam olmalı. Sağlamlık kriteri olarak can güvenliği belli yapılar için yetersiz kalabilir, örneğin hastane ve okul gibi kamu yapılarının can güvenliği yanında “hemen kullanım” ilkesini de karşılaması gerekir. Ayrıca binalar ve kentsel alt yapının taşıyıcı strüktürünün sağlamlığı ekonomik ömür ve kullanım performansı için de çok önemli.
Hep bahsedilen sürdürülebilir bir çevre için; performansı yüksek ve ekonomik ömrü uzun, depreme dayanıklı, sağlam yapılar üretmeliyiz. Yapılarımızın neredeyse bütününde kullandığımız en önemli taşıyıcı sistem malzemesi çeliktir. Çelik, betonla uyumu dolayısı ile betonarme strüktürlerin en önemli bileşeni durumundadır.
Kentsel dönüşümün inşaat hacmi düşünüldüğünde verimli ve süratli bir teknik olarak, betonarmeye nazaran daha pahalı olan yapısal çelik tercih edilebilir. Bu tercih; korozyon ve yangına karşı gerekli önlemler alınarak, sağladığı yüksek performans, hafiflik ve süratli imalat avantajları nedeni ile özellikle büyük açıklıklı ve yüksek binalarda taşıyıcı sistem malzemesi ve sistemi olarak daha etkin ve sistematik olduğu için yapılabilir. Kentsel dönüşüm projeleri, ulusal düzeyde, yapı standartları, teknik ve idari şartnameler, üretim ve uygulama standartları gibi kalite ile ilgili konuların yeniden düzenlendiği ve hayata geçirildiği bir alan olmalı. İnşaatlarda kalite standartları ve kalite kontrolün sağlanması ve sürdürülmesi üzerine bir sistem oluşturulmalı.
Bu sistem içinde elbette en önemli taşıyıcı yapı malzemesi olarak çelik, iyi ve kaliteli üretilmeli, doğru projelendirilmeli, iyi denetlenmeli, doğru ve kaliteli bir uygulama ve bakım süreci standartlar ve yönetmeliklerle güvence altına alınmalıdır. Buna göre mühendislik şirketinin zemin statik hesaplarının doğru yapmış olması ve kullanılması gereken çeliğin sayısal ve kalınlık olarak doğru hesaplanmış ve de standartlara uygun kalitede olması gerekmektedir. Öte yandan beton içinde aynı durum geçerlidir. Beton kalitesi de standartlara uygun olmalı ve işçilik projeye uygun olarak gerçekleşmelidir.
Kentsel Dönüşümün çevre dostu yapılaşma ve çevre bilincinin ön planda tutulduğu kentleşmenin sağlanması konusunda bir fırsat olduğu söylenebilir mi? Bu fırsat nasıl değerlendirilmeli, ne gibi stratejiler izlenmeli? Siyasilere, ilgili kamu kurumlarına, malzeme üreticilerine ve son tüketiciye düşen görevler nelerdir?
Kentsel dönüşüm çevre dostu yapılaşma ve çevre bilinci ile kentleşme konusunda çok önemli fırsatlar sunuyor. Burada önemli olan bu fırsatları iyi kullanmaktır. Kentsel dönüşümün finansman sağlamak için bir rant üretmesi zorunludur, ancak burada dengeler iyi gözetilmeli ve toplum kesimleri mağdur edilmeden dönüşüm gerçekleştirilmelidir. Sadece ranta endeksli bir kentsel dönüşüm politikası mutsuz bir toplum yaratır.
Sosyal duyarlılıklara ve özlük haklarına dikkat etmek gerekir. Kentsel dönüşümün amacı sağlıksız, yasadışı, kentsel planlama ve mimari ilkelere aykırı oluşan yapılı çevrenin dönüştürülerek sağlıklı, yasal ve mimarlık / planlama ilkelerine uygun hale getirilmesidir. Burada amaç kentte yaşayanlara daha kaliteli ve sürdürülebilir bir çevre ile daha yüksek ve güvenli bir yaşam kalitesi sunmaktır. Politikacılara düşen, bu ilkeler çerçevesinde ve insan faktörünü ön planda tutarak iş yapılmasını sağlayacak alt yapıyı hazırlayarak hayata geçirmektir.
Kurum olarak Kentsel Dönüşüm sürecine hazırlıklı olmak adına geliştirdiğiniz farklı pazarlama stratejileri, ürün geliştirme amaçlı Ar-Ge çalışmaları bulunuyor mu? Bunlar hakkında bilgi alabilir miyiz?
Türk çelik sektörü 150’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren, dünyanın bir numaralı inşaat çeliği ihracatçısıdır. İnşaat çeliğindeki kalitemiz tüm dünya ülkeleri tarafından kabul görmektedir. Dolayısıyla kentsel dönüşüm kapsamında ihtiyaç duyulacak olan inşaat çeliğine sektörümüz her zaman tedarikçi olmaya hazır durumdadır.
Eski yapılarda kullanılan çelik ve beton kalitesi ile günümüz yapılarında kullanılan çelik ve beton kalitesi arasında önemli farklar vardır. Üreticilerimiz B500C kalitesinde depreme dayanıklı inşaat çeliği üretmektedir. Bilhassa deprem bölgesindeki yapılar için büyük önem arz eden bu kalite çeliğin en kısa zamanda Afet Yönetmeliğine dahil edilmesini beklemekteyiz.
Öte yanda her çelik şirketinin kendi bünyesinde bir AR-Ge ve laboratuvar birimi küçük de olsa bulunmaktadır. Ancak biz Birlik olarak, İstanbul Kalkınma ajansı hibe desteği ile sektörün tamamına cevap verebilecek ve sektörel olarak daha ileriye gitmemizi sağlayacak, tam teşekküllü Malzeme, Ar-Ge, Test, İnovasyon ve Laboratuvar A.Ş.’yi (MATİL A.Ş) kurduk. MATİL işbirliği kuruluşları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (Tübitak) bulunmaktadır. MATİL ile yapılarda çeliğin kullanım alanını genişletecek ve ihtiyaca yönelik daha ekonomik ve depreme karşı daha da dirençli ürünlerin geliştirilmesini hedefliyoruz. Bu çalışmaların ülkemiz kentsel dönüşümünde de faydalı olacağına inanıyoruz.