Sürdürülebilirlik Tasarım Anlayışımın Önemli Bir Parçası

Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel boyutuyla değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Toplulukların ihtiyaçlarına duyarlı, erişilebilir ve kapsayıcı mekânlar yaratmak, sürdürülebilir tasarım anlayışımın önemli bir parçasıdır. Bu, kullanıcıların sağlığını ve refahını önceliklendiren, aynı zamanda kültürel ve sosyal değerleri koruyan tasarımlar anlamına gelir.

Yeşim Kozanlı
Yeşim Kozanlı

Sektörde 25 seneyi aşkın deneyimi ile dünya markalarına iç mimari ve mimari çözümler sunan, Türkiye ve yurt dışında hizmet verdiği markalarla nitelikli bağlar kurmakta olan aynı zamanda “İdealist İç Mimarlık Derneği” kurucu üyelerinden biri olan Yeşim Kozanlı ile mimarlık gündemine dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle sizi tanımak, mimari olarak vizyonunuzu, değerlerinizi mesleki anlamda kırmızı çizgilerinizi öğrenmek isteriz.

Merhaba ben Yeşim Kozanlı. 1994 yılında Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Fakültesi'nden mezun olduktan sonra hızlı şekilde profesyonel iş hayatına atıldım. Konut, ofis, mağaza restoran gibi yapıların iç mimari tasarımlarıyla başlayan iş hayatım, zaman içerisinde otel projelerinde uzmanlaştığımız büyük ve başarılı bir ofise dönüştü. Uluslararası otel zincirleri de dahil olmak üzere birçok markaya akredite olan ofisimiz ile bu sene meslek hayatımın 30. yılına ilerlerken, ortalama 100 kişilik, dinamik ve deneyimli bir ekip ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yeşim Kozanlı olarak, kendine ait bir hikayesi olan projeler ile daha iyi yaşam alanları oluşturmak, neyi, neden, nasıl yaptığımızın dengeli bağlantılarını kurarak, projeleri bu temeller üzerinde tasarlayarak, lokal ve global ölçekte mimari ve iç mimari projeler üretmekteyiz. Tasarım merkezi kimliğini de barındıran ofisimiz, eğitici ve üretici yapısıyla yeni konseptler tasarlamakta, hizmet verdiği markalarla nitelikli bağlar kurarak projelerini geliştirmekte. Yeşim Kozanlı olarak aynı zamanda “İdealist İç Mimarlık Derneği” kurucu üyelerinden biriyim. Vizyonumuz, tüm bunlar doğ rultusunda meslek etiklerini savunarak ve geliştirerek, daha nitelikli ve insanlara iyi gelen mekânlar tasarlamak ve yaşatmak. Tasarım ve tasarımın gerektirdiği nitelikler bu meslekteki en önemli kırmızı çizgimiz. Sistemli, insanlara iyi gelen, herkes için olan mekânlar tasarlıyoruz. Bir proje için belirlediğimiz tasarım çizgisi o tasarımın başarısını belirliyor ve bu çizginin gereklilikleri de kırmızı çizgilerimizi belirliyor.

Radisson BLU Hotel Kaş
Radisson BLU Hotel Kaş

Faaliyetlerinizde otel projelerinin öne çıktığını gözlüyoruz. Bu bilinçli bir yönelim mi oldu? Otel tasarımlarında son yıllarda hangi tasarım kriterleri ön plana çıkıyor?

Çok uzun zamandır yerli ve global markalara akredite bir şekilde projelerimizi hayata geçiriyoruz. Zaman içerisinde gerçekleşen bilinçli bir yönelim tabii ki. Bu alanları tasarım anlamında organize et mek ve hayata geçirmek bazı özel detaylarda uzmanlaşmayı gerektiriyor. Herkesin hayatına bir parça dokunduğumuz bu projelerde, insan alışkanlıkları ve hospitality alışkanlıkları üzerine yıllara yayılmış bir deneyimimiz oluştu. Bu durum bizi daha büyük ve nitelikli projeleri tasarlamaya, her geçen gün bu alanda daha çok katma değer yaratmaya yönlendirdi. Son yıllarda otel tasarımlarında, misafir deneyimini zenginleştiren, fonksiyonellik ve teknoloji entegrasyonu gibi kriterler ön plana çıkmaya başladı. Misafirler artık standart konaklama deneyimlerinin ötesinde, otelin her köşesinde kendine özgü hikayelerin ve deneyimlerin peşinde. Bu nedenle, otel tasarımlarında lokal kültür ve çevrenin ögeleri önemli bir yer tutuyor; yerel sanat eserleri, geleneksel el işçiliği ve doğal malzemelerle bezeli iç mekânlar, konuklara otantik ve unutulmaz deneyimler sunuyor. Teknolojinin entegrasyonu, otel tasarımlarının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Akıllı oda sistemleri, kişiselleştirilmiş konaklama deneyimleri ve şeffaf hizmetler, konukların beklentileri arasında üst sıralarda yer alıyor. Ayrıca, sosyal medya ve dijital platformlardaki görünürlüğü artıran, fotoğrafik ve paylaşılabilir mekânlar yaratmak da tasarımcıların öncelikleri arasında. Bütün bu kriterler, günümüz otel tasarımlarında, misafirlerin hem fiziksel hem de dijital dünyada benzersiz ve kişiselleştirilmiş deneyimler aradıkları bir dönemi yansıtıyor. Bu dönüşüm, otel tasarımının sadece konaklama sunmakla kalmayıp, aynı zamanda sürdürülebilirlik, yerel kültürle bütünleşme ve teknoloji ile zenginleştirilmiş deneyimler sunarak marka değerini artırmaya yönelik bir araç olarak da kullanıyor.

Radisson BLU Hotel Kaş
Radisson BLU Hotel Kaş

SON YILLARDA OTEL TASARIMLARINDA, MİSAFİR DENEYİMİNİ ZENGİNLEŞTİREN, FONKSİYONELLİK VE TEKNOLOJİ ENTEGRASYONU GİBİ KRİTERLER ÖN PLANA ÇIKMAYA BAŞLADI. MİSAFİRLER ARTIK STANDART KONAKLAMA DENEYİMLERİNİN ÖTESİNDE DENEYİMLERİN PEŞİNDE.


Sürdürülebilirlik, her alanda olduğu gibi mimarlıkta giderek önem kazanan bir konu haline geliyor. Siz sürdürülebilir tasarım ilkelerini nasıl uyguluyorsunuz ve bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Sürdürülebilir tasarım, mimarlık ve iç mimarlık pratiğimde önemli bir yer kaplar. Bu yaklaşımı uygularken, projelerimin çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliği desteklemesine özen gösteririm. Tasarım sürecimin başından itibaren, yerel ekosistemi koruyan, sağlıklı yaşam alanları yaratan çözümleri entegre ederim. Bu, enerji verimliliği yüksek mekânlar tasarlamak, yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmak ve doğal ışıktan maksimum düzeyde faydalanacak şekilde mekânları düzenlemek anlamına gelir.

Seraf Vadi Restoran
Seraf Vadi Restoran

Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel boyutuyla değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Toplulukların ihtiyaçlarına duyarlı, erişilebilir ve kapsayıcı mekânlar yaratmak, sürdürülebilir tasarım anlayışımın önemli bir parçasıdır. Bu, kullanıcıların sağlığını ve refahını önceliklendiren, aynı zamanda kültürel ve sosyal değerleri koruyan tasarımlar anlamına gelir. Ekonomik sürdürülebilirlik açısından, tasarımlarımın uzun vadede maliyet etkinliğini ve adaptasyon kabiliyetini göz önünde bulundururum, böylece mekânlar zaman içinde değişen ihtiyaçlara kolayca uyum sağlayabilir. Sürdürülebilir tasarım, bana göre, sadece bugün için değil, gelecek nesiller için de değer yaratan bir yaklaşımdır. Bu bilinçle, mimarlık ve iç mimarlık projelerimde sürdürülebilirlik ilkelerini uygulamak, hem bir sorumluluk hem de yaratıcılığı teşvik eden bir fırsattır.

Seraf Vadi Restoran
Seraf Vadi Restoran

Hızla gelişen teknoloji dünyamızı da hızla değiştiriyor ve dönüştürüyor. Bu değişim mimarların üretiminde ve iş yapış şekillerinde neleri değiştirecek?

Hızla gelişen teknoloji, mimarlık ve iç mimarlık sektörünü temelden dönüştürüyor, tasarım süreçlerini yeniden şekillendiriyor ve mimarların ve iç mimarların hayal gücünü sınırların dışına taşıyor. Dijital tasarım araçları, 3D modelleme ve sanal gerçeklik gibi yenilikler, mimarların projelerini daha önce hiç olmadığı kadar detaylı ve interaktif bir şekilde görselleştirmelerine fırsat sağlıyor. Bu teknolojik ilerlemeler, tasarımların her yönünü daha inşaat aşamasına gelmeden keşfetmeyi mümkün kılarak, hem tasarım sürecini zenginleştiriyor hem de müşteri deneyimini derinlemesine dönüştürüyor. Aynı zamanda, dijitalleşme, proje yönetimi ve iş birliği süreçlerinde de büyük bir evrimi tetikliyor. Bulut tabanlı platformlar ve çeşitli iş birliği araçları, projeler üzerinde çalışan farklı disiplinlerden profesyoneller arasında sürekli ve şeffaf bir iletişim kurulmasını sağlıyor. Bu gelişmeler, hata oranlarını azaltıyor, projelerin daha hızlı ilerlemesine olanak tanıyor ve sonuç olarak mimarlık sektörünün verimliliğini ve reaktifliğini artırıyor. Teknolojinin bu kesintisiz entegrasyonu, mimarlığın ve iç mimarlığın sınırlarını zorlayarak, profesyonellerin ve müşterilerin beklentilerini yeniden tanımlıyor ve meslek pratiğini, yalnızca bugünün değil, aynı zamanda geleceğin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde evrimleştiriyor.


HIZLA GELİŞEN TEKNOLOJİ, MİMARLIK VE İÇ MİMARLIK SEKTÖRÜNÜ TEMELDEN DÖNÜŞTÜRÜYOR, TASARIM SÜREÇLERİNİ YENİDEN ŞEKİLLENDİRİYOR VE MİMARLARIN VE İÇ MİMARLARIN HAYAL GÜCÜNÜ SINIRLARIN DIŞINA TAŞIYOR.


Teknolojik gelişmelerin mimarlık mesleğine yansıması nasıl olacak? Özellikle son dönemde çok gündemde olan ‘yapay zekâ’ uygulamalarını mesleki anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Teknolojik devrimin merkezinde yer alan yapay zeka (AI), mimarlık mesleğinin geleceğini şekillendirmede kilit bir rol oynamaya başladı. AI’nin sunduğu analitik güç ve veri işleme kapasitesi, tasarım süreçlerini derinlemesine dönüştürüyor; karmaşık hesaplamalar, optimizasyonlar ve simülasyonlar artık parmaklarımızın ucunda. Bu, mimarların daha sürdürülebilir, işlevsel ve kullanıcı odaklı mekânlar yaratmasına olanak tanıyor, aynı zamanda enerji verimliliği ve malzeme kullanımı gibi kritik konularda bilinçli kararlar alınmasını sağlıyor. Yapay zeka, ayrıca proje yönetimi ve iş birliği süreçlerinde de yeni standartlar belirleyerek, mimarlık pratiğinin daha entegre ve verimli bir hale gelmesine yardımcı oluyor. Ancak, teknolojinin bu hızlı yükselişi, mimarlık mesleğinin temel değerleri ve etik ilkeleri üzerine düşünmeyi de zorunlu kılıyor. Yapay zeka, tasarımın teknik yönlerini geliştirirken, mimarlığın sanatsal ve insan merkezli yönlerinin önemini de hatırlatıyor. Mimarlar için bu, yapay zekayı, yaratıcılığı kısıtlamayan, aksine insan odaklı tasarım anlayışını destekleyen ve zenginleştiren bir araç olarak kullanma meydan okumasını beraberinde getiriyor. Bu çerçevede, AI’nin entegrasyonu, mimarlık mesleğinin geleceğini şekillendirecek, ancak bu süreçte insan dokunuşunun ve profesyonel yargının korunması ve ön plana çıkarılması esastır. Bu dengeli yaklaşım, teknolojinin sunduğu sonsuz olanakları en iyi şekilde değerlendirirken, mimarlığın toplumsal, kültürel ve duygusal bağlamını da güçlendirecektir.

Seraf Vadi Restoran
Seraf Vadi Restoran

TEKNOLOJİK DEVRİMİN MERKEZİNDE YER ALAN YAPAY ZEKA (AI), MİMARLIK MESLEĞİNİN GELECEĞİNİ ŞEKİLLENDİRMEDE KILIT BİR ROL OYNAMAYA BAŞLADI. AI'NIN SUNDUĞU ANALİTİK GÜÇ VE VERİ İŞLEME KAPASİTESİ, TASARIM SÜREÇLERİNİ DERİNLEMESİNE DÖNÜŞTÜRÜYOR.


iF DESIGN AWARDS’ın 2024 edisyonunda, Yeşim Kozanlı Mimarlık olarak Radisson BLU Hotel Kaş projesi ile “Hospitality Interiors” kategorisinde ödüle layık görüldünüz. Bu proje ve ödül süreci hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Radisson BLU Hotel Kaş projesi kendine has hikayesi ile öne çıkan bir proje. Projenin yerel ile uyumlu etkileyici profili ve barındırdığı “yeniyim ama buralıyım” konsepti hem yatırımcılar hem de kullanıcılar tarafında büyük ilgi gördü. Dokusuy la ve tarihi ile sıcak duyguları modern bir sentez ile müşterilerine yansıtan otel, etkileyici tasarım detaylarıyla ön plana çıkıyor. Ortaya çıkan etkileyici resort hotel projemizden sonra IF Design Awards yarışmasına katılmaya karar verdik ve projemiz ödüle layık görüldü. Bunun için de ben ve ekibim ayrıca gururlu hissediyor ve birçok projemizle aynı başarılara ulaşmayı hedefliyoruz.


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)