Doğaya ’Gerçekten’ Saygılı Olmalıyız

TASARIM ATLAS MİMARLIK

A.BURÇİN GÜRBÜZ

Türkiye’de maalesef yeşil binaymış gibi olan çok yapımız var. Bu sistemleri pazarlama aracı olarak kullanmak istediler. Bu nedenle  birçok yeşil bina inandırıcı gelmiyor bize. Artık biraz daha gerçekten doğaya saygılı olmalıyız ve gerçek bir şeyler yapmalıyız. 

Öncelikle sizi tanıyalım ve Tasarım Atlas Mimarlık hakkında kısaca bilgi alalım? 

Ben Ahmet Burçin Gürbüz. Kıbrıs mezunuyum. Mezun olmadan kendi şirketimi açmış ve çalışma hayatına başlamıştım ve şirketimi inovasyon üzerine kurmuştum. Ancak inovasyon konusu o zamanki imkânlarla çok zor ilerleyen bir süreçti ve bu nedenle o işlerimizi yavaşlatarak ağırlıklı olarak mimariyle devam ettik. O dönem Türkiye’nin içinde bulunduğu yapısal süreçde bizi buna yönlendirmişti aslında, çünkü Türkiye’de 2008’den sonra özellikle çok hızlı bir inşaat süreci başladı ve biz de tam onun ortasına düştük. 

İlk yapımız Ankara’daki Maya Göz Hastahanesi idi. Türkiye, İngiltere ve Moğolistan gibi birçok ülkede projeler tasarladık. Tasarladığımız projelere müşavirlik ve danışmanlık hizmetleri verdik. Zaten tasarladığımız projelerde işverenler bizden genelde müşavirlik ve danışmanlık hizmeti istediler. Binayı da siz yapın diyen işverenlerimiz de oldu ve ilk olarak 2009 yılında tasarım dışında uygulama da yapmaya başladık. Bu proje Irak Erbil’ de 4 yıldızlı bir oteldi. 

Yine aynı yıllarda helikopter pistleri çizmeye başladım, Helikopter pisti çizmek mimarın işi değil ama gerekli  akreditasyonları aldık ve devam ettik. 2016 yılına kadar birçok mimarlık hizmeti verdik. Yaptığımız en büyük iki işten birisi Türkmenistan’da yaptığımız Aqua Park idi… Dünya’nın ilk 10 Aqua Park’ı arasında olan bu projenin içinde bir tema park yer alıyor. 30 hektar alan üzerine kurulan proje 20 bin metrekarelik kapalı alana sahip. Orada özellikle bilim, inovasyon ve teknolojinin verdiği bütün hizmetlerden yararlandık. Sonrasında Esenyurt’ta Future Park’ı yaptık. Future Park 3800 metrekare büyüklükte kompleks bir proje. Hepimizin bildiği gibi o bölge maalesef beton yığını görüntüsünde, bizler projeyi geliştirirken mümkün olduğunca insanlara daha fazla yeşil alan kazandırma amacıyla bu yönde uygulamalar yapmaya çalıştık. Bulduğumuz her betonun üstünü bir şekilde bahçe yapmaya çalıştık.

Futurepark Konut Kompleksi

İnşaatta beton kullanmak zorundasınız elbette, başka şansınız yok Türkiye’de, bu nedenle de bulduğumuz her betonun üstünü bir şekilde yeşil alana dönüştürdük. Mevsimlik bitkileri uygulayabileceğimiz bahçeler yaptık ya da ağaçların büyüyebileceği daha derin topraklı alanlar yarattık. En azından yaşayacak insanlara nefes alabilecekleri alanlar bıraktık. Orayı tasarlarken ekosistemi çok ciddi şekilde kullandık. Future Park tam dere yatağının yanında o yüzden rüzgârı çok güzel kullandık. Doğa bize güzel bir nimet verdi. Esenyurt bölgesinde rüzgârı kullanmak zordur çünkü her yer betonarme ağaçlarla doludur. Ben öyle diyorum orası bir betonarme orman, elli katlı binalarla kaplı betonarme orman… Orada bir otel, hastahane ve altında küçük bir alışveriş merkezi var. Projenin 2019 Ağustos’ta açılması planlanıyor. 

Moğolistan’da bir iş yaptık, bizim için enteresan bir tecrübeydi. Türkmenistan, Kazakistan, İngiltere, Viyana, Frankfurt’ta işler yaptık. Çok geniş bir yelpazede çalıştık ve gördük ki coğrafya değiştikçe kültür de değişiyor, ahlak değişiyor ve işverenin kalitesi değişiyor. Bunların hepsine ayak uydurmak tabii ki zor oldu ama bir şekilde ayak uydurmaya çalıştık. Ve bu on yıllık zaman diliminde mimarın ana görevi olan; sosyal olmak ve insanı anlamak, bunu yerine getirmeyi çok güzel öğrendik. 

Tasarım Atlas irili ufaklı birçok proje yaptı, genel olarak tarzımız arsadan alıp anahtarı işverene teslim etmek. Mimari ve iç mimarinin birlikte çalışması gerektiğini düşünüyoruz. Yapılarımızı mümkün olduğu kadar doğal malzemeler ile yapmaya ve doğal ortamlar eklemeye çalışıyoruz. 

Bünyenizde bir de Garaj Atlas yapılanması olduğunu biliyoruz. Biraz da Garaj Atlas hakkında konuşalım mı?

Bizim için Tasarım Atlas işin abisi, Garaj Atlas ise küçük kardeş. Garaj Atlas teknoloji geliştiriyor, geliştirdiğimiz teknolojiyi mimari bilgimize adapte ediyoruz. Sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik ile karma gerçeklik geliştiriyoruz. IOT, nesnelerin interneti ve yapay zekâ geliştiriyoruz. 

Post- Apocalyptic Colony

Tasarladığımız bir cephenin nasıl modülerleşmesi, fabrikasyon haline gelmesi gerektiği üzerine çalışıyoruz. Ve tüm bunları yapay zekâ ile öğrenebilen bir yapı ile yapmaya çalışıyoruz. Garaj Atlas 2,5 yıldır resmi olarak var. Kendine dönük bir firma olarak Tasarım Atlas’ın bütün alt yapı işlerini yapıyor. Şu an Ankara’da Maya Göz 
Hastane’ sinin yeni bir binasını yapıyoruz, bu binayı 2 aya kadar bitirebilirsek Dünya’nın ilk interaktif tasarlanan binası olacak. İnteraktif tasarlanan bina ne demek: Biz oradaki işverenimize bir sanal gözlük ve bilgisayar programı kurduk. Bu programa kendi kullanıcı adı ve şifresiyle bağlandığı an bizim yaptığımız değişiklikleri görebiliyor.

Dr. Ogün Bölük hastanenin sahibi. Kendisi çok vizyoner bir insan. Onun vizyoner yaklaşımını çok seviyoruz ama hepimiz gibi onun da zaman problemi var.  Çözümümüzü sunduk ve çok beğendi. Bu sayede istediği zaman sisteme giriyor tasarımın içerisinde gezebiliyor ve bize not bırakıyor. 

Tasarım Atlas mimarlar ve iç mimarlardan oluşurken, Garaj Atlas’ta bilgisayar mühendisleri, yazılım mühendisleri ve işi hızlandırabilecek farklı mühendislik altyapısından arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımız da binanın içerisine girerek rüzgâr analizleri ve diğer veri analizlerinde bize yardımcı oluyorlar. Onlar büyük datayı alıp okunabilir hale getiriyorlar, bu da çok önemli bir süreç zaten. Garaj Atlas şu an bütün mimarlık firmalarına bu destekleri verebilecek şekilde konumlandı. Birkaç mimari firma ile de çalışmaya başlıyoruz. 

Post- Apocalyptic Colony

Sertifika sistemleri konusunda piyasada uzun süredir iş yapıyorsunuz. Hem yatırımcı anlamında hem kullanıcı anlamında bu yeşil, sürdürülebilirlik, sertifika sistemlerini nasıl değerlendirdiğinizi, sizin bakış açınızdan dinleyelim? 

Türkiye’de 2010 yılı itibariyle yeşil furya başladı. 2010’dan önce de vardı ama 2010 da bir giriş yaptık. Aslında yeşil binaya dünya genelinde baktığınız zaman yapılma zorunluluğu olan bir sistem. İngiltere çok güzel bir örnek; İngiltere’ de kamu binalarının hepsinde yeşil bina sertifikası olmak zorunda. Türkiye’de maalesef yeşil binaymış gibi olan çok yapımız var. Bu sistemleri pazarlama aracı olarak kullanmak istediler. Bu nedenle  birçok yeşil bina inandırıcı gelmiyor bize. Artık biraz daha gerçekten doğaya saygılı olmalıyız ve gerçek bir şeyler yapmalıyız. Az önce bahsettiğim Future Park projemizde bile 40 cm boşluğu değerlendirip oraya nasıl toprak alabiliriz, çim veya mevsimlik bitkiyi nasıl dikebiliriz diye konuştuk. Ve biz orayı tasarlarken binanın kokusunun çok önemli olduğunu söyledik. O yüzden peyzaj mimarı arkadaşlarımızla kokulu bitki ve çiçekler üzerine tartıştık, rüzgâr nereden girecek, nereden hortumlama yapacak ve nerelere bu çiçeklerin kokusu taşınacak konuları üzerine çalıştık. Bu incelikte çalışıldığı zaman aslında yeşil bina oluyor. 

Tabii bu mimari yaklaşım işverenin vizyonerliğine de bağlı. Yeşil binalarda işin enerji verimliliği boyutunun ötesinde  konfor ve mutluluk boyutu var. Örneğin; bir hastanede bir doktora 5 personel düşüyor. Hastanede 20 doktor olduğunda 100 personel ediyor ve 120 kişi sadece tıbbi personel oluyor. 20 yönetim personeli, 30-40 da yardımcı personel olsun toplamda 200’e yakın kişi o yapının içinde uzun süreler geçiriyor… Bu 200 kişinin çalıştığı bir binada mutluluk oranının düştüğünü hayal edebiliyor musunuz?

Türkmenistan Aquapark Kompleksi (20 hektar toplam inşaat alanı). Görselde bulunan yapı Kapalı Aquapark yapısıdır (40m yükseklik, 40m yarıçap, çelik karkas).

Mutluluk oranı düşerse memnuniyet sıfıra iner. Sağlık çok önemli, çünkü oraya gelen herkesi memnun etmek zorundasınız, oraya gelen insanlar bir sorunu olduğu için geliyor. Oraya gelenleri bir de memnun etmeden, mutsuz gönderirseniz, yaptığınız işi doğru yapmamamış olursunuz. Yeşil bina gerçekten insanları mutlu ediyor. Ankara’da yaptığımız Maya Göz Hastanesi’nde ameliyathane tarafının önünde çok güzel bir balıklı havuz ve Japon bahçesi var. Ameliyata girecek bir kişi o ortamdan geçtiğinde ya da yakını ameliyatta olan bir kişi o ortamda vakit geçirdiğinde biraz daha rahatlıyor.

Özellikle devlet hastanelerine baktığımız zaman hep içeride bir kaos vardır. Bu kaosun sebebi mutsuzluktur. Çünkü çalışan mutlu değil, gelen hasta zaten mutlu değil daha da mutsuz oluyor. Ve hastanelerde sorunlar yaşanıyor.

Genelde teknoloji ve çevre konuları birbirinden uzakmış gibi geliyor, teknoloji varsa yeşil değildir. Siz bu ikisini bir araya getirmiş gözüküyorsunuz... 

Yaptığımız tam da bu aslında. Geliştirdiğiniz teknolojik sistemler sayesinde yönetici şantiyeye gelmeden inşaat alanını gezebiliyor bu aslında hem zaman hem de enerji tasarrufu sağlıyor. Garaj Atlas’ın yaptığı işin mimari boyutta sürdürülebilirliğe yansımasına değinmemiz gerekirse… Sürdürülebilirliğe yansımak demek veriyi analiz ediyor olabilmek demek, en önemli bilgimiz bu veri. Biz çoğu zaman mimaride veriyi nasıl kullanacağımızı bilemedik. Çünkü çok büyük bir veri var ama ihtiyacınız olanını göremiyorsunuz. Bir kitabın içerisinde size iki cümle gerekli ama o kitabı komple okumanız için zamanınız yok o yüzden iki cümleyi analiz edemiyoruz. Biz Garaj Atlas’la o iki cümleyi analiz etmenin yolunu arıyor ve bu yolu geliştiriyoruz. 

İşveren içeri girdiği ve havuzu gördüğü zaman, yeşili gördüğü zaman yüzündeki gülümseyişi hissettiğimde başardık diyorum. Garaj Atlas’ın yaptığı iş temelde insan. İnsanın verisini ölçmek. Verileri kullanabiliyor olmak önemli. Garaj Atlas bu verileri kullanma yetisine sahip olduğu için bir mimarlık ofisinin dışında çalışıyor. Biz sürdürülebilirliği anlatmanın böyle bir yolunu bulduk. 

Esenyurt Camii Projesi (Etnik yapısından kopmayan ama form olarak çeşitlenmiş bir cami önerisi)


Yorum yaz...

Teşekkür ederiz. Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.
Üzgünüm. Yorumunuz gönderilemedi. Lütfen tekrar deneyin.
  • (Yayınlanmayacak)