Urban Sequoia, Karbon Nötr Kentsel Tasarımda Çıtayı Yükseltiyor

Metropolis'in ilk “Sorumlu Yıkıcılar” yarışmasını kazanan SOM'un Urban Sequoia'sı, şehirlerde hem binaların içindeki hem de aralarındaki boşluklara gömülü karbon emici “ormanları” öngörüyor.

Teknolojideki bozulma genellikle sosyal düzensizlik, çevresel bozulma ve ekonomik marjinalleşme gibi olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilir. Facebook'un (şimdi Meta) kurucusu Mark Zuckerberg, bu ahlakı erken dönem mottosu olan "Hızlı hareket et ve bir şeyleri kır" ile özetledi. Ancak bozulma da faydalı olabilir. Doğru yapıldığında sağlığı, zindeliği, verimliliği ve eşitliği teşvik edebilir. Bu ruhla Metropolis, daha iyisi için önemli bir değişimi temsil eden A&D teknoloji projelerini onurlandıran ilk Sorumlu Yıkıcılar programının kazananlarını paylaşıyor.

"Biz yıllardır böyle yapıyoruz" sözünden uzaklaşıp bunun yerine "Bunu gerçekten doğru mu yapıyoruz?" diye sorulmaya başlandı. Başka ne yapabiliriz?' Owings & Merrill'in (SOM) New York ofisi Skidmore'da müdür olan Yasemin Koloğlu, "Bu bir zihin değişimine dönüşüyor" diyor. Firma, bu zihin değişimini, binaların ve çevreleyen kentsel çevrenin karbon emici haline geldiği bir öneri olan Urban Sequoia için, bir başlangıç ​​noktası olarak kullanıyor. İlk olarak Glasgow'daki 2021 BM İklim Değişikliği Konferansı'nda sunulan, doğal ekosistemlerden ilham alan bütünsel konsept; sürdürülebilir kentsel tasarımı, malzemelerdeki yenilikleri ve gelişen teknolojileri bir bina ölçeğinde bir araya getiriyor. Bu amaçla yüksek katlı bir prototipin, yılda 1.000 ton karbonu emebileceği öngörülüyor.

Karbon Yakalayan Yüksek Bina

Prototip, karbon dioksiti uzaklaştırabilen ve hasar gördükten sonra yenilenme yeteneğine sahip fotosentetik tuzlu su bakterilerini içeren, aynı zamanda hibrit bir yapı ürünü olan BioBrick gibi yeni geliştirilmiş doğa bazlı malzemelerden oluşuyor. Ek olarak, bambu ve kereste de dahil olmak üzere, yaygın sürdürülebilir malzemeler ve yöntemlerle yine prototipte kolektif bir şekilde kullanılıyor.

 Tasarımcılar, yapının karbonu yaymak yerine emmesine yardımcı olmak için, baca etkisi ve ısı üretimi gibi binanın doğal koşulları ile çalışabilen doğrudan hava yakalama gibi teknolojik gelişmelere de yöneliyor. SOM ortağı Chris Cooper, “SOM, sektördeki pek çok kişi gibi net sıfır ve karbon nötrlüğüne büyük önem verdi.Ancak yaşam boyu karbona odaklanmak, net sıfırın bir çözüm değil, yalnızca bir gelişme olduğunu anlamamızı sağladı." diyor.

Planı her boyutta ve türde binaya uygulanabilecek şekilde tasarlayan SOM, bunu şehirlerdeki karbon giderme “ormanlarının” tamamı, hatta binalar arasındaki sokaklar, kaldırımlar ve parklar gibi boşluklara kadar uzanacak şekilde öngörüyor. Cooper şunları söylüyor: “Amaç, hangi malzemelerin kullanılacağını, yeşil alanlara karşı asfalt alanların miktarlarını ve teknolojilerin dahil edilmesini belirlemektir. Tüm bu alanların, daha büyük bir kentsel ağa dönüşmesini ve tek bir ekosistem haline gelmesini umuyoruz.”